Highlights

  • 2024-01-03 23:33 Bakın bildiğimiz anlamdaki ilk futbol maçı 1855’te İngiltere’de oynanıyor dedik ya. Yıllar içinde kıta Avrupa’sına yayılıyor bu spor ve sadece 20 yıl sonra Osmanlı’da da oynanmaya başlıyor. Osmanlı topraklarında kayda giren ilk futbol müsabakası 1875 yılında Selanik’te düzenleniyor. Ancak maç yapanlar İngilizler ve Yunanlar.

  • 2024-01-03 23:34 Hikayemiz de burada enteresan hale geliyor. Çünkü futbol bu topraklara girdiğinde Müslümanların bu oyunu oynamasına izin verilmiyor. Yıllarca gayrimüslimler futbol oynuyor, Müslümanlar ise onları gıpta ile izliyor. O tarihte henüz Müslümanlar futbola karşılar. Daha doğrusu Müslümanlar demeyelim, dönemin uleması diyelim futbola karşı. Devir de 2. Abdülhamid devri. Futbol gayrimüslimler arasında hızla yayılıyor da Müslümanlar için bu spor caiz değil. Kerbela’da Hz. Hüseyin’in kesilen başını Muaviye’nin askerleri top diye oynadı hurafesinden yola çıkarak haram dairesine giriyor futbol oynamak. 2. Abdülhamid de yasaklıyor bu oyunu. Hatta 1960’lara 70’lere dek bu hurafe devam ediyor.

  • 2024-01-03 23:34 Böylece 1901 yılının başında Türkiye’nin ilk Türk futbol takımı kurulmuş olur. Takımın adı ne biliyor musunuz? Bilek Stokings. Türkçe ifadesiyle siyah çoraplılar. Yani henüz Türkçe takım bile kurulmamış. Takımı kurduk ama futbol namına bir şey bilen yok. Oyunun kurallarını dahi tam idrak edebilen bulunmuyor. İşte bir kale var, topu oraya sokacağız. Temel dertimiz bu yani. Burak’ın sağ ayağı ama topları bile yok. Fakat yine de 26 Ekim 1901’de Rumlarla maça çıkmak için randevulaşıyorlar.

  • 2024-01-03 23:35 Böylece futbol namına pek bir şey bilmeyen bu 11 Türk, 26 Ekim 1901’de adını öğrenemediğim Rum takımıyla karşılaşır ve 5-1 yenilirler. Bizimkilerin ilk ve tek golünü de Fuat Hüsnü Bey atar. Fuat Hüsnü Bey’in bu golü de böylece tarihte bir Türk’ün attığı ilk gol olarak kayda geçiyor. Fakat bu maçı 2. Abdülhamid’in Kadıköy bölgesi hafiyelerinden Şamil Bey de izler ve maçı rapor eder. Ve ne olur biliyor musunuz? Hariciye nezaretinde mevru olan Reşat Bey, Tahran’a sürülür, Bahriye öğrencisi olan Fuat Üstübey de askeri mahkemede yargılanır.

  • 2024-01-03 19:15 Modernliğin zaferleri neticesinde futbol oynamanın caiz olmadığını söyleyen Hacı Hoca kalmadı. 100 yıl önce farklıydı ama artık herkes kabul ediyor ki futbol oynamak caizdir.

  • 2024-01-03 23:36 Dedik ki Türk’lük modern bir kavramdır. Dolayısıyla Türk’lük şuuru modern bir bilinçle kavranabilir. Modern bir kavramsa akılla kavranmak zorundadır Türk’lük. O halde Türk’ün bir tanımı da gerekir. Müslüman öyle değil. Sonradan Müslüman olunur. Kelimeye şehadet getirene Müslüman derler. İsteyen Müslümanlıktan da çıkabilir. Fakat Türk’lük varoluşsal bir meseledir. Doğuştan Türk olunur ve Türk’lükten de çıkılamaz. O halde kime Türk denir? İşte bu soru, Osmanlı-Türk modernleşmesinin de üzerine kafa patlattığı temel soru olacaktır. Türk kime denir? Fransızın böyle bir derdi yok. Fransa’da yaşayan ve Fransızca konuşan herkes Fransız’dır. Zaten Fransa’da yaşayan herkes Fransızca konuşmaktadır. O halde Fransız olmak için Fransa’da yaşamak yeterlidir. Bu nedenle Fransız milliyetçiliği dayanağını vatandan alır, vatan. Buna karşı Alman milliyetçiliği öyle değil. Alman kimdir? Alman, Alman kanı taşıyandır. Yani Fransız milliyetçiliğinden farklı, daha ırkçı bir yaklaşım var Almanlıkta. Fakat Türk milliyetçiliği için Türk’ü tanımlamak Almanya’da Fransız kadar kolay değil. Çünkü Türkiye dışında yaşayan Türk olduğu gibi, Türkiye’de yaşayıp Türk olmayanlar da var. Irk temelli bir ulusal bilinç inşa etseniz, içeride hakim çoğunluk Türk değil. Yurt temelli bir ulus inşa etseniz, yurt dışındaki Türklere ne diyeceksiniz? Fakat bunlar asıl sorun değil. Asıl sorun, Türk’ün Müslümanlık’la ilişkisini nasıl kuracağız? Müslüman olmayan Türk olur mu sorusudur. Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı herkese Türk denir. De, ee, vatandaş olan Yahudi’ye Türk mü diyeceğiz? Vatandaş olan Ermeni’ye Türk mü diyeceğiz? Mesela Hrant Dink Türk mü? Adam Türk değilim ben diyor, Ermeniyim diyor. Ona itiraz mı edeceğiz? Hadi biz Rumlara Türk dedik de Rumlar kendisine Türk derler mi ki? Daha Kürtlere, Lazlara, Çerkezlere gelmedim bakın. Yani Müslüman, Türk olmayan diğer halklara gelmedim. Sadece, sadece Hristiyan yahuda olan Türk olmayanlara bak. Burada bile bir sorunlar yumağı var. İşte İslamcıların bu soruna tümden verdiği yanıt, Türk’ü Laz’ı boşverin hepimiz Müslümanız şeklinde olacaktır ki bu da geleneksel olanın modern olana cevabıdır.

  • 2024-01-03 23:36 Yani bizim yargı sistemimizde yumruklu bir kavgada tutuklu yargılanmıyorsunuz arkadaşlar. Bu yumruklar genelde tutuksuz yargılamayla sonuçlanıyor. Hatta o kadar ki Kemal Kılıçdaroğlu’na yumruklu saldırı vakasındaki Osman Sarıgün bile tutuksuz yargılanmıştı. Ankara Çubuk’ta şehit cenazesinde Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün, jandarmadaki işlemlerinin ardından Çubuk haddiyesine götürüldü. Nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen Sarıgün, adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı. Nasıl olur, nasıl böyle bir kişi tutuklanmaz diye sorulan iktidar cephesi ise, tutuksuz yargılamanın esas oluşturduğunu anlatıp durdu. Yani hukuk mukuk dediler. Osman Sarıgün’ün adli kontrolle serbest bırakılmasını hukuka dayandırdılar. Fakat iktidar medyasının bu dili sayesinde her yumruklu saldırı, adaletin önünde farklı muamele görebiliyor.

  • 2024-01-03 23:37 Tarihte Türk dediğin İslam’la sahneye çıkmıştır. Bu vaziyeti en şiirsel haliyle şair İsmet Özel anlatıyor. Tabii şair olduğu için işin içine ruh da katıyor. Türk’ün İslam’la bütünleşmesini şöyle ifade ediyor. Kafirle çatışmayı göze alan Müslüman’a Türk denir. Türk olmanın başka bir şartı ya da belirtisi yoktur. Yani Türk dediğimiz insan tarih sahnesine Müslüman olarak çıkmıştır ve Allah’ın kılıcı olarak çıkmıştır. Anlaşamamamızın nedeni Türk’ün tanımında yaşadığımız çatışma. İsmet Özel aslında Türk sağının yıllardır söyleye geldiği bir şey hikayeleştiriyor. Nedir o? Türk dediğin kişi aynı zamanda Müslümandır. Türk’ün İslam’dan gayri bir tarihi yoktur. Türk, İslam’la nurlandıktan sonra tarihte anlam kazanmıştır. İslam’da ayrı bir Türk davası da yoktur. Zaten Türk davası değil, Türk-İslam davası demek doğrudur.

  • 2024-01-03 23:39 Muhammed’in dinini kabul eden kendilerini unutmaya, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeye mecburdular. Bununla beraber Allah’a kendi milli lisanlarında değil, Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaklardı. Arapça öğrenmedikçe Allah’a ne dediğini bilmeyecekti. Yani anlayalım. İnanan dindar Müslümanlar İslam’ı daha felsefi bir yerden kavruyor ve o yere uygun yaşıyorlar dinlerini. Yani halka anlatılan İslam’a inanmak için gerçekten kafanızı hiç çalıştırmamanız lazım. Hâli hazırda benim tanıdığım kafa çalışan Müslümanlar halka anlatılan İslam’a değil, daha felsefi bir yerden yaklaşıyorlar İslam’a. Yani benim şahit olduğum bu şekilde en azından.

  • 2024-01-04 00:06 Ama gençlere dayatılan din, benim çocukluğumdan bu yana gördüğüm Müslümanlık gibi değil. Bunlara yakayı kaptırsanız sokağa çıkamıyorsunuz. Sokağa adamını attın, günah yazıyor. Yani ne biçim bir din bu? Hal böyle olunca, genç nesil bu İslami Türklük tanımına itiraz ediyor. Fakat bu itirazın çok derinlikli olduğu da düşünülmesin. Benim gözlediğim kadarıyla bu seküler Türkçü gençler henüz bir politik hareket olabilmiş değiller. Çünkü bir politik vizyonla hareket etmiyorlar. Küfrediyorlar, sağa sola saldırıyorlar, antipatik olmak gibi hiçbir kaygıları yok. Çok ama çok öfkeliler. Aşırı zorbalar. Yakın tarih hakkında son derece manipülatif kaynakları tarıyorlar. Politik bilinçleri sosyal medya editleriyle oluşuyor. Derinlikli kanaat önderleri yok. Sadece öfkeliler ve öfkeli olmakta da haklılar. Gözlerini 2015 sonrası Türkiye’ye açtılar. Bizlerin anormal saydığı şeyleri onlar normal sayabiliyor. Faşizme ilişkin herhangi bir tedirginlik hissetmiyorlar. Toplumsal çatışmalarda da daha zorba olanı seçme eğilimindeler. Sığınmacı sorunu mu? Hepsini gönderin. Gerekirse zorla. Sokak köpekleri sorunu mu? Hepsini öldürün. Hatta Çin’e satalım da onlar yesin bizim köpekleri. Kürt sorunu mu? Lan ne Kürt’ü? PKK sorunu o. Çözümü de belli. Esat Oktay Yıldıran ne yaptıysa o.

  • 2024-01-03 23:40 Geleneksel olan yenilmeye mahkum. Futbolda da böyle oldu. Yenilecek zaten İslamcılık. Geleneksel olan o. Modernliğin karşısında yenilmeye mahkum. Dolayısıyla geleneksel İslamcılık iddiasını kaybetti ve modern olana yenildi demek doğrudur. Fakat modern olan seçenekler içinde seçim yapacağız. Modern olan bazı seçenekler var. Bir yerde Esat Oktay Yıldıran o da modern. Mustafa Buğulalı o da modern. Ama Bu modern olanlar için de seçim yaparken, insani olanı mı, yoksa zorbalığı mı tercih edeceğiz? Önümüzdeki soru artık bu.