Highlights
-
2024-12-06 08:06 Ama bunun dışında başka başka uzunluklarda ritimler de var insanın adapte olduğu.
-
2024-12-06 08:07 Hem bu iki hafta süresi ona kısa geliyor hem de aynı zamanda diyor ki ya ben niye aslında daha uzun kalıp bu karanlığın bana ne yapacağını ölçmüyorum. Bir anda karar değiştiriyor ve deneyin yönünü değiştiriyor, odağını değiştiriyor, gerçekten de giriyor ve 1500 saat kadar 62-63 gün aşağıda kalıyor mağaranın içerisinde hiç gün ışığı görmeden.
-
2024-12-06 20:18 Ama bu üç deneyinden de ortaya çıkan sonuç süre insan için algılanan süre dışarıda olan süreye göre çok daha yavaş ilerliyor. Dışarıdaki süre daha hızlı. Yani çıktığında kendisine her seferinde bitti mi diye soruyor. Evet diyorlar kendisine. O inanmıyor. Hatta bazılarında benimle şaka yapıyorsunuz diyor. Mesela ilk girdiğinde Ağustos’un yirmisinde olduğunu zannederken Eylül’ün böyle on yedisi falan gibi bir zaman içerisinde yirmi yirmi beş gün sapmış yani olması gereken zaman daha yavaş işlediğini düşünüyor.
-
2024-12-06 20:19 İkinci girişinde bu yedi ay kaldığında çok kötü oluyor. Ölmek istiyorum diyor, notlarında intihar etmek istiyor, paranoya ve bir tür korku geliştiriyor. Mesela şeyin mağaranın duvarlarında Yosunlar varmış, küf varmış aynı zamanda mantarlar. Bunlar beni zehirleyecek diye korkuyor.
-
2024-12-06 20:19 yalnızlıktan mağaranın içerisinde gezinen bir küçük fareyi arkadaş edinmeye çalışıyor. Onunla ilişki kurmaya çalışıyor. Sonra da karanlıkta yanlışlıkla o fareye basıyor ve fareyi öldürüyor. Bunun üzerine kendini acayip suçlu hissediyor.
-
2024-12-06 20:20 Fakat her seferinde şunu söylüyor diyor ki mesela bir süre sonra zaman karışıyor diyor. Günler de karışıyor diyor. Bana iki gün önce ne yaptığımı sorsanız hatırlamıyorum. Hafızam gidiyor diy
-
2024-12-06 20:20 o kadar çok karıştı ki diyor artık düşünemiyordum. Geçmişimi de düşünemiyordum. diyor. Ben kimim, nereden geliyorum, nereye gidiyorum, burada ne yapıyorum falan. Bunların hepsi karışıyor. İçerideyken mesela sayı saymasını istiyorlar. 120’ye kadar sayacak ve 120 saniyeyi tutturmaya çalışacak. 5 dakikada sayıyor. Yani 2 dakika saymasını istiyorlar. Tamam biraz şaşırırsın. Normalde biz de saysak ya hızlı sayarız ya yavaş sayarız. Biraz üstüne altına kalırız ama o 5 dakikada yani 300 saniyede 120 saniyenin geçtiği algısına sahip oluyor
-
2024-12-06 20:20 Bunlar böyle görece daha sağlam, daha kontrollü yapılmış çalışmalar. Orada insanın Sirkadiyen ritmi 24 saat 11 dakika çıkıyor. 2010’da yapılmış bir başka çalışmada kadınla erkek arasında fark olduğu görülüyor. Kadının Sirkadiyen ritmi 24 saate daha yakın. 24 saat 9 dakika. Erkek ise 24 saat 19 dakikayla biraz daha uzun bir Sirkadiyen ritme sahip
-
2024-12-06 20:18 Sirkadyan kelimesinin literatüre girmesi ise 1950 yılında Franz Holberg tarafından gerçekleştiriliyor. Fakat burada şöyle bir şey var, biz güneş ışığıyla bu iş sadece olmuyor, insanın vücudunun kendisine ait bir ritmi var ve bu organlara hatta hücrelere kadar uzanıyor demeye 1970’lerle beraber başlıyoruz. 1971’de bu işin bir genetik altyapısı olacağına dair bir DNA sayesinde böyle olduğumuza bu ritmi bulduğumuza dair bir fikir ortaya atılıyor ve 2017 yılında Nobel Ödülü tam da bu konuyu araştıran üç isme Jeffrey C. Hall, Michael Rosbach ve Michael W. Young’a gidiyor. Bu üçlü şunu anlıyorlar, evet genetik haritamızda bir kod var ve o kod bir proteini kodluyor. Ve o sayede üretilen o protein ve benzeri birkaç protein daha hücre içerisinde bile, çekim içlerinin çekirdeğinin içerisinde bile bulunuyor. Gün boyunca azalıyor. Daha sonra gece yeniden üretiliyor o protein. Ve bu sayede anlıyoruz ki aslında hücrede bile bir circadian ritim var.
-
2024-12-06 08:21 Mesela bir gün içerisinde ikiye bölünmüş bir takım özellikler sirka semi diyen ritim diye geçiyormuş. Yani yarı sirka diyen gibi düşünüyorlar.
-
2024-12-06 08:22 Yüksek seviyede gece ışığına maruz kalmak. Yüksek seviyede. Yüzde 21 ile 34 arasında ölüm riskini arttırıyor. Yine aynı şekilde yüksek seviyede gündüz gün ışığına maruz kalmak.
-
2024-12-06 08:24 Bağırsak mikrobiyomu yani probiyotik dediğimiz bağırsaktaki faydalı bakteriler diyelim bunları. bunların da sirkadyen bir ritimle özellikle stres üzerinde hani hep konuşuluyor ya bağırsak da aslında bitiyor serotonin ıvır kıvır her şeyin meselesi çözümü bağırsak problem bağırsakta falan diye bununla paralel bir araştırma bu ve bu stresle başa çıkmadaki o bağırsak metabolizmasının sirkadyen ritimle özellikle gece aktif biçimde çalıştığını dolayısıyla sirkadyen ritme uygun yaşamayan insanların da Bu stresle başa çıkmada sorunlar yaşayacağını söylüyorlar ki gerçekten de sirkadyen ritmi bozuk olan insanların depresyon seviyelerinin bipolar gibi hastalıklarının daha fazla görülmesi böyle insanlarda.