Note

okundu.

Highlights

  • 2024-08-08 13:14 Osmanlı Hariciyesi açısından çok erken dönem, kuruluş dönemi belki de. Öyle söyleyebiliriz. Hariciye Bakanlığı’nın 1835 olduğunu düşünürsen, Hariciye Nezareti 1835’te kuruluyor.

  • 2024-08-08 13:02 Üçüncü serim. İkinci Mahmut gibi. Ama mesela beş yaşındayken Kur’an’ı hatmediyor.

  • 2024-08-08 13:27 Nerede bu nizamı ceditliğini gösteriyor? Yeniçerilerden farkını gösteriyor. Aslında Napolyon’un Mısır seferinde her şey başlıyor.

  • 2024-08-08 13:04 Ama bu savaşın bu şekilde kaybedilmesi Selim’e çok büyük bir ders oluyor. Bu Nizami Cedid hareketinin aslında temel taşı sayılabilecek olay bu şekilde başlıyor.

  • 2024-08-08 13:00 O dönemde bayağı bir musikiyle ilgileniyor. Çok güzel şiirleri vardır. Gerçi benim sevdiğim şiirleri mesela Kafes Hayatı’nın ikinci döneminden sonra.

  • 2024-08-08 13:12 Bizim hani modernleşme ekollerini aldığımız ülkeler. Onun dışında da işte Viyana’ya kuruluyor, Madrid’e kuruluyor. İsveç var bir de.

  • 2024-08-08 13:22 O zaman reform ihtiyacı, tıpkı aslında mesela Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün çok böyle hardcore bir şekilde push ettiği, ittirdiği, Demir Umruk’la yaptığı dönüşümler.

  • 2024-08-08 17:46 Aslında Napolyon’un Mısır seferinde her şey başlıyor. Napolyon’un asıl amacı İngiltere’yi aslında ortadan kaldırmak ama İngiltere’ye direkt olarak bir sefer düzenleyemediği için Orta Doğu üzerinden işte Mısır şey Hindistan yolunu kesmeye çalışıyordu.

  • 2024-08-08 13:07 Yani Osmanlı 1800’lerin başında mı daha iyi durumdaydı? 1900’lerin başında mı daha iyi durumdaydı?

  • 2024-08-08 13:11 Ya ekonomist yok daha Adam Smith yazmamış yani World of Nations’ı yani hani Bir yandan da o insanların böyle bir problemi de var.

  • 2024-08-08 13:19 Suriye’de böyle örnekler var. Iıı böyle bir durum olduğu için hani yeniçerileri işte gelsen eee günde bir kere talime katıl, içtimaya katıl falan filan diyemiyorsunuz yani.

  • 2024-08-08 13:15 Yani bizim ne işimiz var küffarla falan diye şey yapıyorlar. Ama sonra tabii gitmek zorunda kalıyorlar. 1850’de var bir de Paris Kongresi, oraya gitmek zorunda kalıyorlar.

  • 2024-08-09 08:21 Şimdi İstanbul’da üç bin tane eğitimli, becerikli asker var.

  • 2024-08-08 13:24 Ama Üçüncü Selim’in devrilmesinden sonra Üçüncü Selim’i tekrar başa çıkarmak için İstanbul’a gelen ordu Rüveli ayağından oluşuyor. Adamlar hayatı boyunca adama muhalefet etmişler.

  • 2024-08-08 13:25 Hani genel olarak ordu temelli şeyler bunlar ama Mesela Osmanlı’nın ııı üçüncü Selim’in son dönemlerine doğru barut ııı ihraç ettiğini biliyoruz biz mesela. Ki o döneme kadar sürekli bir ithalat var.

  • 2024-08-08 18:08 Bir yandan da bürokratik sistemi de Napolyon’dan almış. Napolyon bir de modern devlet, modern bürokrasi dediğin şeyi aslında Avrupa’ya da taşıyan adamdır.

  • 2024-08-09 08:33 O açıdan yani Selim’in başlattığı bu süreç çok çok önemli bir süreçti ve Selim’in dirayeti olmasaydı hani belki hayatının son dönemlerinde o da artık işte padişahlığı bırakması sürecinde o dirayeti kalmamıştı ama eee padişahlık yaptığı süre boyunca ki dirayeti eee hem bugünün Türkiye’sinin hani işte en azından G20’ye girebilmesini sağlayan şey bu şeydi yani yani bugün siz bir işte Suriye, Irak muamelesi görmüyorsanız aslında hani temel sebebi de o yani bunu söyleyebiliriz.

  • 2024-08-09 08:38 Evet ve biz sadece işte Abdülhamid’i konuştuğumuz zaman işte uyandığında başında Mekke kumundan yapılmış bir şey olurmuş, tuğla olurmuş ki işte kalktığında abdestsiz olacağı için abdestsiz adım atmak istemezmiş o tuğladan teyemmüm abdesti alırmış da öyle gidermiş falan hikayeleriyle biliyoruz Abdülhamid’i sadece.

  • 2024-08-08 17:48 Hani Napolyon’un ordusuna göre çok daha az aslında bir mevcudu var ama Cezar Ahmet Paşa hem iyi bir komutan olmasının hem de Nizami Cettin işte Avrupalı ordularla böyle neredeyse başa baş gidebilecek bir eğitim sisteminin olması sebebiyle orada direniyor, orayı başarılı bir şekilde atlatıyor ve Napolyon’u yeniyor.

  • 2024-08-09 08:23 Üçüncü Selim benim gözümde ciddi yana, yani hani Mahmut’un gölgesinde kalırım. İnsan olarak ben mesela Üçüncü Selim’i daha çok severim.

  • 2024-08-08 18:05 O döneme kadar Nizam-ı Cedd ordusu İstanbul’dan hani Silivri’den öteye geçmemiş durumda. Rumeli’de hiç yok.

  • 2024-08-09 08:22 Ama 2. Mahmut kaçıyor. 18-20 yaşlarında bir genç. Tamamen hani işte ona yardımcı olan yani hizmetçilik yapan cariyelerin yardımıyla böyle şans hisseli bir şekilde damdan atlayıp Alemdar Mustafa Paşa’nın önüne düşüyor.

  • 2024-08-09 08:31 Yani işte bizim Kırım Savaşı’nı yapabilmemizin sebebi aslında bu modernleşme hareketleriydi. Yani İngiltere’yi, Fransa’yı biz şuna ikna edebildik, ya kardeşim burada Osmanlı olmasa burada bir sürü iç savaş çıkacak, işte Sırp Yunan’ı öldürecek, Yunan Bulgar’ı öldürecek, aşağıda işte Asuri’yi Arap’ı öldürecek, Arap Kürt’ü öldürecek, Kürt Ermeni’yi öldürecek.

  • 2024-08-09 08:33 Dar ceket giymek istemeyen askerden 1940’larda Ankara’da bale yapılmasına kadar geçen süreç bir günde alım O yüzden hani o süreçteki herkesin teker teker hakkını vermek gerekiyor.

  • 2024-08-09 08:55 Amcası 1. Abdülhamit, Rusya’yla olan savaşta bizim ağır yenilgilerimizi gördükten sonra üzüntüden felç geçiriyor. Ve daha sonra işte onun felç geçirmesi sonucunda hükümselin başa geliyor

  • 2024-08-09 08:55 Üçüncü Selim döneminin en önemli olaylarından bir tanesi daha Selim tahta yeni çıkmışken oluyor. Ruslarla işte bizim savaşımız devam ederken bu Rusların teknolojik olarak bizim önümüze geçtiğini gören Yeniçeriler toplanıp Selim’e bir mektup yazıyorlar. Bu mektupta da işte o dönemin büyük Yeniçeri ağaları, savaşta ön cephelerde bulunan Rumeli ayağından bazı kimseler vesaire var. Ve kısaca şunu söylüyorlar yani bu Ruslar bizi yener, biz boşu boşuna ölmek istemiyoruz, bu savaşı bitir kardeşim. Böyle bir şeyin Osmanlı tarihinde eşi benzeri yok. Ve tabii ki Selim çok sinirleniyor

  • 2024-08-09 08:56 Yani Osmanlı 1800’lerin başında mı daha iyi durumdaydı? 1900’lerin başında mı daha iyi durumdaydı? Kesinlikle 1900’lerin başında daha iyi durumdaydı. Evet, 1900’lerin başında toprak kaybetmişti. İşte belki 1800’lerin sonra yıkılacaktı işte şeyden, Abdülhamid’in devrilmesinden kısa bir süre sonra yıkılacaktı vesaire ama yani devlet sistemiyle, okullarıyla Kuk sistemiyle bayağı bayağı bir devletti Osmanlı 1900’lerde ama 1800’lerde öyle değildi. O açıdan ne kadar önemli olduğunu buradan bir görmek lazım.

  • 2024-08-09 08:57 Osmanlı dış elçilikleri mesela 3. Selim zamanında açılıyor. Onun öncesinde öyle bir şey yok. Hani gidip birkaç ay kalan bazı anlaşmalar için, bazen işte müttefik devletlerle görüşmek için vesaire bir şeyler oluyor ama kalıcı bir orada sürekli elçilikler kurulması. Ta 3. Selim döneminde oluyor. O da yani hani yine mesela şey 3. Selim döneminde de Osmanlı gidip İran’a elçilik kurmuyor mesela. Kurduğu yerler belli. Londra, bu ikisi hani zaten modernleşmenin ana bel kemiğini oluşturan ülkeler. Bizim hani modernleşme ekollerini aldığımız ülkeler. Onun dışında da işte Viyana’ya kuruluyor, Madrid’e kuruluyor. İsveç var bir de. İsveç var, aynen. Bir de İsveç’e kuruluyor.

  • 2024-08-09 09:00 Hariciye Bakanlığı’nın 1835 olduğunu düşünürsen, Hariciye Nezareti 1835’te kuruluyor. Yani burada işte ne zamandan bahsediyoruz atıyorum Selim’in şeyleri Avrupa’ya yollaması 1795-96 falan o dönemler yani.

  • 2024-08-09 09:00 Napolyon’dan sonra bir Viyana Kongresi toplanıyor. O kongreye Osmanlıları da çağırıyorlar. O da Avrupa devletlerinden bir tanesi neticede. Avrupa’daki güç dengesini tam oturtabilmemiz için aslında Osmanlı’nın da burada olması lazım diye konuşuyorlar. Davet ediyorlar, Osmanlılar gelmiyor. Yani bizim ne işimiz var küffarla falan diye şey yapıyorlar. Ama sonra tabii gitmek zorunda kalıyorlar. 1850’de var bir de Paris Kongresi, oraya gitmek zorunda kalıyorlar

  • 2024-08-09 09:46 Yani hani bir ya işte Avusturya-Macaristan’la savaşıyorsunuz ya Rusya’yla savaşıyorsunuz. diye İran’da savaşırsınız. Onlar bitince işte bazen İngiltere finansa geliyorlar diye içeride isyanlar var falan filan derken ııı mevcut bir şey hani sürekli bir askeri varlık bulundurmak gereği ııı ortaya çıkartıyor ve hani bir modernleşme yapabileceksiniz. En mantıklısı tabii ki hani asker üzerinden gitmek oluyor. Nizam-ı Cedid böyle kuruluyor. Nizam-ı Cedid kurulurken öncelikle bir asker gerekir. hani nizam-ı cedid saflarını dolduracak bir asker insan gücü gerekiyor. Bu nereden karşılanıyor? Bu Anadolu’daki ayanların askerlerinden karşılanıyor. Anadolu’da birçok yerde kışlalar kuruluyor.

  • 2024-08-09 09:46 Yani hani çünkü bu adamlar artık esnaf olmuş. Iıı İstanbul’da işte mesela şey ııı kasaplık piyasası tamamen yeniçerilerin dediği. Yeniçeri olmayan kasap yok. Iıı işte girip de mesela ııı zeytinyağı ticaretini işte sabun ticaretini yeniçeriler yapıyor. Işte Anadolu’nun birçok yerinde yine böyle örnekler var. Suriye’de böyle örnekler var. Iıı böyle bir durum olduğu için hani yeniçerileri işte gelsen eee günde bir kere talime katıl, içtimaya katıl falan filan diyemiyorsunuz yani. Hani kabul etmiyor adamlar. Ama Nizami Cedid’in eee en önemli olayı, en önemli genç yedilerden farkı bu oluyor. Nizami Cedid paralı asker. Hani siz parasını veriyorsunuz, maaşınız maaşını veriyorsunuz. Vatandaş geliyor, orada işte bir üniforması var.

  • 2024-08-09 09:02 Yani hani şey mesela Anadolu ayağından birçok kimse devletin merkezlileşmesini istiyor aslında. Tam tersini mesela merkezde şeyde görüyoruz. İlmiye sınıfından mesela birçok kişi yeniçerilerin çok daha yakınında oluyor. Hatta işte Üçüncü Selim’in devrilmesine yol açacak olay da yine işte Şeyhülislam Aleyhüddin var mesela. İlmiye sınıfının başında o dönem. Ve hani gayet Selim’den kurtulmak istiyor. Ya o dönem aslında hani bizim bugünkü temel kavrayışlarımızla, temel doktrinlerle böyle kalıba alınacak bir şey değil. Yani mesela şeye bakıyorsun işte 3. Selim’in saltanatı boyunca Rumeli ayağını 3. Selim’e muhaliftir. Üçüncü Selim’e çok fazla yakın olmamıştır hiçbir zaman. Ama Üçüncü Selim’in devrilmesinden sonra Üçüncü Selim’i tekrar başa çıkarmak için İstanbul’a gelen ordu Rüveli ayağından oluşuyor. Adamlar hayatı boyunca adama muhalefet etmişler. Daha sonra gelip onu kurtarmaya çalışıyor.

  • 2024-08-09 09:47 Cezar Ahmet Paşa’yı tekrar da konuşacağız. Tabii şeyin ortadan kalkması bu Nizami Cedid’in üzerindeki soru işaretinin ortadan kalkması çok önemli bir avantaj oluyor 3. Selim için çünkü yeni bir ordu kurmuşsun bu adamlar böyle işte tırnak içinde söylüyorum yine şaklaban gibi giyiniyorlar veya kafir gibi giyiniyorlar yine tırnak içinde ne yaptıkları belli değil ne ettikleri belli değil ama gidip işte koskoca bir Frank küffarını yenebiliyorlar bu Selim için mükemmel bir olay tabi Selim buradan aldığı ııı motivasyonla halkı da daha fazla yanına çekebiliyor

  • 2024-08-09 09:02 a o toprak sistemi falan çok kötü yani. Gerçekten ilk başta şey hatta böyle şeymiş Sosyalistler falan çok severmiş onu. Eski üniversite hocalarından, sosyalist olan hocalardan o sistemi seven çok olurmuş. Çünkü en önemli şeylerden bir tanesi kişisel mülkiyet diye bir şey yok. Her şey devletin. Her şey, her toprak devletin.

  • 2024-08-09 09:03 En önemli şeylerden bir tanesi bu tımarlı sifahi sisteminde, tımar sisteminde devlet yeni bir arazi işgal ettiği zaman, fethettiği zaman oradaki tımarları hemen orada bir tımar sistemi kurguluyor ve işte başarılı olan askerlere oradan bir tımar veriyor, işte ödüllendireceği bürokrata oradan bir tımar veriyor vs. Bu şekilde bir mekanizma kuruyor ve tımar sisteminin problemlerinden bir tanesi, ilk başlarda tabii sonradan değişiyor ama normalde aslında çocuğuna bırakamıyorsun onu. Sonradan bu sistem geliyor, artık çocuğuna da bırakabilmeye başlıyorlar. Ve şöyle bir şey oluyor. Normalde bir tımar işte babaya geldiğinde oradan çocuğuna geçecek ama 3-4 tane çocuğu var. Şimdi bir kişiyi besleyen toprak 5 kişiyi beslemeyecek aynı kalitede. Dolayısıyla 5’e bölünce için. İşte ne oluyor? Adam istiyor ki oğluma yeni fethedilen yerden başka bir tımar versin devletim diye düşünüyor. Fakat öyle bir şey oluyor ki yeni fetih yok. Aynı zamanda tımarlı sipahi dediğin asker tipine de ihtiyaç yok artık. Çünkü tüfekli şeyler sipahiyi doğruyor.

  • 2024-08-09 09:42 Oradaki her meseleyi devlet merkezden yönetebilir halde, Gitmişsin şöyle bir şey yapmışsın mesela diyorsun ki işte sonradan şey geçiyorlar ya bu iltizam dedikleri sistemi şeyleri vergi toplayamaz halde oldukları için ve vergi ihtiyacı da çok arttığı için diyorlar ki ya birisi bize bunun baştan gelirini versin bir açık arttırma sistemiyle satıyorlar toprağı yani belirli bir süreliğine devrediyorlar diyelim. Devlet diyor ki işte yüz bin altın verin şu arazi sizin üç yıl burayı işleteceksiniz falan filan. Parasının da büyük bir kısmında peşin alıyor falan. Eee çünkü eee öyle bir durum var ki para toplayacak halde değiller, vergi toplayacak halde değiller.

  • 2024-08-09 09:43 Genel olarak Osmanlı’nın ekonomik kayıtlarının tutulduğu iki tane defterdarlık vardı. Bir Anadolu defterdarlığı, bir Rumeli defterdarlığı. 3. Selim zamanında bir 3. defterdarlık kuruluyor. Nizam-ı Cedid’in harcamalarını falan kontrol etmek için. Ama mesela bir Mısır defterdarlığı yok. Sur defterdarlığı yok, Irak defterdarlığı yok. Irak’ta işte Gürcü Memlükler var. Onlar topluyorlar. Türkiye’de Türk ve Çerkez Memlükler var. Onlar topluyorlar. Cezayir’de Yeniçeri Dayıları var. Onlar topluyorlar. Tunus’ta Hüseyni Hanedanı var yanlış hatırlamıyorsam. Onlar topluyorlar. Yani hani Osmanlı gidip Tunus falan bir kere kendi başına vergi toplamış değil zaten

  • 2024-08-09 09:44 Selim döneminde işte bu mesela Anadolu’da buğday ihraç etmek yasaktır. Işte İzmir Limanı’nda falan ııı kaçak olarak buğday sandığı için yakalandık hapse gönderilen, sürgüne gönderilen işte falaka cezası alan falan bir sürü Türk köylüsü var. Adam yani elindeki buğdayı satamıyor ııı dışarıya. Niye? Çünkü o buğdayın işte ııı şehre gitmesi lazım. Şehirde normalde buğdaya işte ihraç etsem beş lira vereceklerse şehirde iki lira verecekler. Ama işte şehirdeki insanlar daha fazla işte buğday alabilecekler. Hayat daha ucuz olacak onlar için. Bu sayede isyan etmeyecekler. Işte karşı çıkmayacaklar vesaire. Ama Selim artık bu sistemin yürümeyeceğini görüyor. Selim döneminde hem işte o fabrikaların açılması, az buz, yavaş yavaş işte sanayileşmeye başlama çabası, hem de artık dünyada ticaretin globalleşmesiyle birlikte o para akışını da görüyor.

  • 2024-08-09 09:44 Osmanlı’da yaşayan yabancıların nüfusu, Osmanlı nüfusunun yüzde 15’i oluyor. Çünkü insanlar gidip Osmanlı vatandaşı olarak ticaret yapmak çok zararlı olduğu için rekabet edecek durumda değilsin yabancıyla. O dönemde de bu vatandaşlık meselesi çok zorlu bir şey değilmiş anladığım kadarıyla. Adam mesela, bizim şey vardır ya, İzmir’de levantenler çoktur falan diye. Çünkü İtalyanlara kapitülasyon vermiş, işte onlar da burada çok avantajlı oranlarla, çok düşük vergilerle vesaire ticaret yapıyorlar. O kadar fazla oluyor ki işte bir sürü insan, o ülkenin vatandaşı olan bir sürü insan Türkiye’ye gelip, Osmanlı coğrafyasına yerleşip, o avantajlı vergi oranlarıyla ticaret yapmaya başlıyorlar.

  • 2024-08-09 09:45 Tüm Avrupa Napolyon’un peşine 7 tane koalisyon kurdu. Adamı doğru düzgün hani yenemedi. Yendiklerinde bile Avrupa’da büyük bir iz bırakmıştı Napolyon. Ama bizim Cezar Ahmet Paşa bu adamı yendi. Daha büyük bir şeref, daha büyük bir onur olabilir mi yani? Selim’in gerçekten hayatındaki en mutlu günlerden biri olabilir.

  • 2024-08-09 09:48 Eee tabii Işte bu Nizam-ı Cedd’in başarılı olması Yeniçelikleri rahatsız etti bir taraftan. Onlar bir yavaş yavaş işte sıkıntı çıkartmaya başladılar. Bu işin başladığı nokta aslında Edirne isyanı. Nizam-ı Cedd ordusunun Rumeli’ye gönderilmesi ortaya çıkıyor. O döneme kadar Nizam-ı Cedd ordusu İstanbul’dan hani Silivri’den öteye geçmemiş durumda. Rumeli’de hiç yok. Tamamen Anadolu çevresinde, İstanbul’da Anadolu çevresinde oluşturulmuş bir organizasyon. Rumeli ayağının onlardan da pek, yani Nizami Cet’inden de pek hoşlanmadığı biliniyor. Edirne isyanı çıkıyor. Edirne’ye gönderilen Nizami Cet Birliği’nin önünü O bölgedeki yeniçeriler, halk, ayanların askerleri vs. çevreliyorlar. Tabi 3. Selim kendi ülkesi içerisinde bir iç savaş çıkmasını da istemiyor. Onları geri çekiyor.

  • 2024-08-09 09:48 Bugüne kadar hala işte IŞİD’le, El-Kaide’yle vs. süren organizm akımı. O dönemde ilk kez Osmanlı’da, İstanbul’da duyulacak hale geliyor. Onun da sebebi şu. Her sene işte dünyanın farklı yerlerinden Mekke’ye gelirler hac mevsiminde. Ve sizin halife olarak göreviniz o hacıları korumaktır. O hacıların hac yapmasını sağlamaktır. O sene manavi isyanları dolayısıyla hac yapılamıyor. Bu üçüncü selim için çok büyük bir süreç. Bu arada korkunç bir şey. Gerçekten bir ülke için, bir devlet için, bir devlet adamı için korkunç bir şey.

  • 2024-08-09 09:48 Çünkü Selim zaten hani Fransız ekonomi benimsemiş bir modernist. Hani elinin sonunda Rusya’yla çatışacağını bildiği için Rusya’nın karşısında kendine bir müttefik arıyor ve en iyi müttefik de o dönem Napolyon’un Fransası yani. Hani o konuda bir şey yok. Bir yandan da bürokratik sistemi de Napolyon’dan almış.

  • 2024-08-09 09:49 Napolyon bir de modern devlet, modern bürokrasi dediğin şeyi aslında Avrupa’ya da taşıyan adamdır. Mesela Alman konfederasyonunu kurduğunda oradaki devlet yapısını kendi bürokratik sistemine göre uygun hale getirir ve öyle devam eder ve 3. Selim de o Napolyon’dan kopyalıyor kendi bürokratik sistemini. O, o kadar etkilenmiş bir şeydi. Napolyon da çok önemli bir adam. Tek kusur var, oraya buraya eşini, dostunu, akrabasını atar. Nepotizm var bir tek.

  • 2024-08-09 09:49 tekrar yakınlaşma oluyor 3. Selim döneminde Ruslara karşı. Napolyon da buraya bir tane generalini gönderiyor. Tabii işte İngilizlerin direkt düşmanı olan bir ülkeden bir general askeri temsilci sıfatıyla İstanbul’a gelince İngilizler bu adamın buradan gönderilmesini istiyorlar. Üçüncü Selim de hani azmız bir adam değil yani koskoca Üçüncü Selim. Ya ben misafirlikleri göndermem hani öyle şey mi olur size ne kardeşim diye böyle şey bir sağlam bir cevap yazıyor. Bunun üzerine İngiliz donanımlısı İstanbul’a İstanbul Boğazı’nın açıklarına bir güzel geliyorlar. Tabii halkta çok büyük bir eee fever anı oluyor. Işte hani payitahtımıza işte ufvar gemisi geldi. Işte bizi burada şey yapacaklar falan filan. Millet kayıklara mayıklara atlayıp bu İngiliz gemilerinin üzerine gidiyorlar böyle. Işte geminin gemiden içeri taş atıyorlar, yumurta atıyorlar, bir şey atıyorlar böyle. Hani o gemileri bir şekilde gönderiyor atıyoruz biz buradan yani. Hani İngilizler en sonunda biz bu manyaklarla baş edemeyeceğiz deyip geri gidiyorlar. Ama o anarşi dönemi Iıı İstanbul’a iki hafta falan kalıyor olduğu zaman ve o donanmanın burada kaldığı süre boyunca İstanbul’da sürekli olaylar oluyor.

  • 2024-08-09 09:50 o sırada İstanbul’un Karadeniz kıyısında bulunan bir Yeniçeri yamakları var. Yeniçeri olmaya işte şey ııı ııı Yeniçeri yolunda giden adamlar eğitim. Öğrenci Yeniçeri gibi diyebiliriz yani. Hani Yeniçeri yardımcısı. Iıı bu adamlar böyle bir isyan ediyorlar. Iıı bu isyanı muhtemelen ııı işte Şehilistan başlatıyor. Iıı hani daha sonra İsyan başladığında işte geliyorlar Üçüncü Selim’e, Padişah’ım merak etmeyin bu küçük bir isyandır, buradan bir şey çıkmaz diye böyle bir gazını alıyorlar Padişah’ın. İsyan biraz daha yaklaşıyor, yavaş yavaş İstanbul’un merkezine doğru işte bugünkü Suriçi dediğimiz bölgeye yaklaştıkça sürekli işte Padişah’ım bir şey olmaz, Padişah’ım bir şey olmaz diye diye bu adamları daha İstanbul’un göbeğine kadar getirtiyorlar

  • 2024-08-09 09:51 başlarında Kabakçı Mustafa diye bir işte ııı adam var. Iıı yani eşkıyanın önünde gideni bir herif. Bu adamla birlikte işte etrafına şeyde ııı ilmiye sınıfından insanları işte H6, esnafı, Yeniçerilerden o Yeniçerilerin ağalarını o yaşlılarını falan da alıp en son sarayın kapısına dayanıyorlar ve yani biz üçüncü selim istemiyoruz şey önce eee biz eee bu şey nizam kutlu istemiyoruz diyorlar.

  • 2024-08-09 09:51 Ondan sonra şeyi istemiyoruz diyorlar. Işte bir on on beş tane eee Vezir şey Vezir Sadrazam şu bu falan işte bu modernleşme hareketlerine önüne gelen adamları var. Bunları istemiyoruz diyorlar. Bunları görevden azlediliyor. Bunlar daha sonra öldürülüyor. En sonunda artık hani şey oluyor yani birader hazır bunları kaldırmışken sen de bir gitsen. Durum mu olur? Durum mu oluyor? Ve ııı üçüncü Selim görevden alındı

  • 2024-08-09 09:51 Geri kalanı Rusçuk’a kaçıyor. Rusçuk’ta bir konsey oluşturuyorlar diyebilirim. Hani tekrar Üçüncü Selim’i başa geçirebilmek için. Bu ekip o dönem işte planlar yapıyorlar, projeler yapıyorlar ama bir yandan da İstanbul’da acayip bir anarşi hakim oluyor. Çünkü işte Kabakçı Mısır’da zaten dediğim gibi eşkıyanın önünde gideni bir adam

  • 2024-08-09 09:52 Ölecek kadar böyle İstanbul’u tamamen anarşi kaplıyor. Bu dönemde de Osmanlı hanedanından sadece üç kişi kalmış durumda. Burası çok önemli. Bu bizim tüm tarihimizi değiştirecek bir olay aslında. Kalan üç kişi kim? İşte üçüncü Selim. Üçüncü Selim’in yerine tahta geçen dördüncü Mustafa. Bir de Mahmut. Ve büyük padişahımız ikinci Mahmut.

  • 2024-08-09 09:52 Alemdar Mustafa Paşa en son artık şeyi görüyor. Zaten önünde işte Rusya’yla savaştık. Alemdar Mustafa Paşa normalde savaş boyunca cephede zaten Rusçuk çok yakın olduğu için savaş bölgesine kendi askerleriyle birlikte cephede. Savaş bitince Rusçuk’a geçmek yerine askerleriyle birlikte İstanbul’a geliyor. Padişah’a da şunu söylüyor 4. Mustafa’ya. Padişah’ım diyor İstanbul’da durum çok karışık. Biz böyle olursak yıkılırız, devlet elden gider. Bana izin verin ben bu İstanbul’u düzelteyim. En azından idareyi sağlayayım. geliyor İstanbul’a hakikaten de idareyi sağlıyor çünkü şey yani hani Alemdar Mustafa Paşa ııı böyle çok işte entelektüel çok ııı Avrupa’yı dilen falan filan bir adam değil ama çok iyi bir asker. Ve yani ııı askerleri de eğitimli. Üç bine yakın falan bir askerle gelmesine rağmen İstanbul’a, İstanbul’un o ansayış problemini çok hızlı bir şekilde çözüyor. Ama gitmiyor. Şimdi İstanbul’da üç bin tane eğitimli, becerikli asker var.

  • 2024-08-09 09:52 Sen 4. Mustafa olsan ne düşünürsün? Ve bu adam 3. Selim’le… Yanlış. Aynen öyle. Tabii 4. Mustafa bundan çok şüpheleniyor ve hem 2. Mahmut’u hem de 3. Selim’i öldürme planı yapmaya başlıyor. Alemdar Mustafa Paşa’nın kulağına gidiyor. O sarayın kapısına dayanıyor. İşte Mustafa da bu sırada 4. Mustafa, Padişah 4. Mustafa da 3. Selim’i öldürtüyor. Ama 2. Mahmut kaçıyor.

  • 2024-08-09 09:53 İkinci Mahmut. Başa geliyor. Üçüncü Selim benim gözümde ciddi yana, yani hani Mahmut’un gölgesinde kalırım. İnsan olarak ben mesela Üçüncü Selim’i daha çok severim. Hem işte o musikiyle uğraşması, hem çok böyle şey, savaşçı bir karakteri var yani, hani bir yere kadar tabii. işte tatlın indirildiği zaman 46 yaşında ve indirildiği zaman şey diyor yani hani ııı tam hani sözleri %100 hatırlamıyorum ama yani bu millet beni hak etmediği getiriyor

  • 2024-08-09 09:53 Çünkü işte mesela Japon ııı modernleşmesinden bahsettiğin zaman abi doğru düzgün savaş yok Japon modernleşmesi sürecinde. Tamam mecli bir başlıyor. Ta ki işte Rus Japon savaşına, Rus Çin savaşına kadar hani hiçbir şey yok zaten yani rahat rahat moderneşiyor adamlar yani 3. Selim ne yapsın? adam nizam kuracağım diyor işte aşağıdan Napolyon çıkıyor tamam diyor yukarıdan Ruslar geliyor tamam hadi onu bitirelim derken içeride isyan çıkıyor falan filan o yüzden hani o modernleşmesinin ki Japon modernleşmesi kadar başarılı olmaması bir sebebi aslında yani bir yandan da adamlar Japon erdindeler yani hani ondan da kurtulmaya çalışıyorlar bugüne kadar yani hani o anlattığımız süreç aslında başlangıç olması açısından ve birçok şeyin ilk ııı yapılması açısından çok önemli bir süreç.

  • 2024-08-09 09:56 Üçüncü Selim, ülkenin batıya göre geride kaldığını görüp batı gibi olmanın nasıl olabileceğinin üzerine kafa yorup ona ulaşmaya çalışmaya başlayan ilk nesil yönetici şeyi diyebiliriz aslında

  • 2024-08-09 09:56 Türklerin Batı ile ilişkisinin bugünden bakıldığında da ne olduğunu en güzel gösteren örneklerden bir tanesi. kendisinden sonra gelen ikinci Mahmud’un zihinsel yapısını da etkilemiş, onun önünü de açmış ve ondan sonra gelecek olan bütün iyileştirme hareketlerinde de temelini atmış birisi

  • 2024-08-09 09:56 Dünyada eşcinsel ilişkiyi yasak olmaktan çıkartan ilk topluluklardan birisinin Osmanlı olmasında 3. Selim’in tabii ki eee payı vardır yani 1856’da eşcinselliği yasak olmaktan çıkardık. Çok büyük bir grup aynen

  • 2024-08-09 09:57 Çünkü işte yani dediğim gibi eee bizim modernleşme çabamız bizim bu işte Osmanlı Devleti’ni ayakta tutma çabası aslında çok basit bir hikaye dayanıyor. Batılıları ikna etme. Osmanlı bin yedi yüzlerin sonunla bin sekiz yüzlerin ııı başına kadar böyle bir ihtiyaç duymadı. Ama bin sekiz yüzlerden sonra Avrupa’da Osmanlı’nın bu bölgede ııı bir güç bir kamu otoritesi ııı kamu düzenini sağlayabilecek bir devlet olarak kabul ettirmek çok önemli bir şeydi. Ve bunu kabul ettirebildikten sonra zaten işte İngilizlerin, Fransızların desteğiyle daha güçlü bir şekilde durdu. Yani işte bizim Kırım Savaşı’nı yapabilmemizin sebebi aslında bu modernleşme hareketleriydi. Yani İngiltere’yi, Fransa’yı biz şuna ikna edebildik, ya kardeşim burada Osmanlı olmasa burada bir sürü iç savaş çıkacak, işte Sırp Yunan’ı öldürecek, Yunan Bulgar’ı öldürecek, aşağıda işte Asuri’yi Arap’ı öldürecek, Arap Kürt’ü öldürecek, Kürt Ermeni’yi öldürecek. Osmanlı burada kalırsa en azından hani tamam Osmanlı da belli şeyler yapıyor ama bir kamu düzeni oturtuyor. Burada bir kamu otoritesi var. Burada insanların belli oranda can sağlığı korunabiliyor

  • 2024-08-09 09:58 Türkiye’sinin hani işte en azından G20’ye girebilmesini sağlayan şey bu şeydi yani yani bugün siz bir işte Suriye, Irak muamelesi görmüyorsanız aslında hani temel sebebi de o yani bunu söyleyebiliriz. Bir nebze o merkezi devletin kurulabilmiş olması ve onu Atatürk ve ekibinin çok daha ileriye taşıyacak şekilde evirebilmiş olması aslında bence de bütün mesele. Dar ceket giymek istemeyen askerden 1940’larda Ankara’da bale yapılmasına kadar geçen süreç bir günde alım O yüzden hani o süreçteki herkesin teker teker hakkını vermek gerekiyor

  • 2024-08-09 09:58 Yani Atatürk, Türk tarihi içinde bir anomali değildir aslında. Kendisinden önce paşası olduğu devletin bir devamının o devletin aldığı tarihsel pozisyonun doğal bir neticesidir aslında. Atatürk bir anomali değildir yani. Atatürk’ün yaptıkları da bir anomali değildir. Bunu aslında genişçe tartışıp ortaya koyabilmek için zaten bunu yapıyoruz. Çok küçük iki örnek söyleyeceğim. Gidin aslında bugün söyledikleriyle tekrar edeyim. Üçüncü Selim dediğiniz adam Türkiye’de modernleşmeyi başlatan insanlardan bir tanesi. 5 yaşında Kur’an atmadım. Mevluvi tarikatı şeyhleriyle her gün görüşen, hatta saraya böyle işte Hadirileri, Nakşiyeleri falan çağırıp onlara zikir yaptırtan bir adam. Diğer yanda ikinci Mahmut mesela işte Avrupa tarzı besteler yazdırıp askerlere o besteleri çaldırıp işte Avrupa tarzı giyindirirken sarayına döndüğü zaman işte Türk musikisi dinleyen bir adam