Note

Kitaplar özgün düşünceleri köreltebilir ve bireyin yaratıcı gücünü zayıflatabilir. Seçici okuma yapmak önemlidir; kaliteli ve derin düşünceler sunan kitaplar tercih edilmelidir. Okuma süresi sınırlı olmalı ve okunan bilgilerin süzülüp sindirilmesi gerekmektedir. Kitaplar sadece bir rehber olmalıdır; bireyin kendi düşüncelerini takip etmesi önemlidir.

Highlights

  • 2024-10-24 10:57 Dahası çok enteresanı hani bu yaşlarımda onu daha çok hissediyorum kendimde. Çocukken okuduğum kitapların çoğunun aslında çocuk kitabı olmadığını fark ediyorum.

  • 2024-10-24 12:21 Örneğin işte Robinson Crusoe. Issız adaya düşen ne diyelim beyaz uygar insan. Orada karşılaşıyor bir yerliyle. Mesela ya o kadar yani şimdi ne yapayım bilemiyorum biliyor musunuz? Öyle bir kitap aklıma geldi ki 100 saat üstünde konuşasım var ama hani şöyle düşünün bakın. Şimdi çocukken Robinson Crusoe’yu okudum. Aklımda canlananları söyleyeyim. İşte ıssız bir ada, bir geminin batığından işte birisi çıkıyor karaya ve orada yaşam mücadelesi veriyor falan. Ama sonrasında o incecik formuyla meğerse hiç bilmeden özetini okuduğum romanın yüzlerce sayfalık o muhteşem eserinin orijinalini okuduğumda ve bugünkü aklımla okuduğumda onun esasında kolonyalist sömürgeci bir zihniyetin bakış açısıyla vahşi yaşama uygarlığı götüren beyaz Hristiyan İngiliz, uygar insan, Anglo-Sakson insan prototipi. Yani bugün WASP dediğimiz mevzu var ya, White Anglo-Sakson Protestant. Değil mi bakıldığında? Bu onun gibi bir şey. Yani beyaz adamın uygarlığı götürmesi. Mesela adaya gider gitmez ne yapıyor? Kendisine bir barınak yapıyor. O yüzden bütün ada onun. Yani tırnak içerisinde bakıldığında. Fakat yapmıyor. Kendine bir alan yapıyor. Kendine bir çit yaratıyor. Kendine bir bölge çiziyor. Ondan sonra takvimini tutmaya başlıyor. Çünkü medeniyetin en önemli unsurlarından biri takvim. Sonra karşısına bir yerli çıkıyor ve o yerliye hiçbir zaman senin adın ne demiyor. Ona cuma ismini koyuyor. Neden? Çünkü onunla takvimde günlerden cuma iken karşılaşıyor ve ona bir isim düşünmeyi bile layık görmüyor zihninde. Ona Cuma ismini veriyor ve onun dilini öğrenmek için hiçbir gayret sarf etmiyor. Ona kendi dilini öğretmeye çalışıyor ve bir türlü İngilizceyi öğrenemiyor diye sürekli itip kakıyor onu roman boyunca. Ve siz işte seneler sonra tekrardan çocukken okuduğunuz şeyleri okuduğunuzda Çocuk romanı diye size okutulan şeylerin aslında öyle olmadığını anladığınızda tıpkı işte Grimm masalları gibi, Andersen ya da La Fontaine masalları gibi onların aslında çocuklara değil, biz yetişkinlere, büyüklere hayatın gerçeklerini tekrar hatırlatmak için yazılmış muhteşem, zekice eserler olduğunu anlıyoruz.

  • 2024-10-24 12:21 ünlü düşünür, Nietzsche’nin hayatını değiştiren kişilerden biri. Kimdir? Bir başka düşünür. Bu podcast’ta ziyadesiyle adını andığımız ve anmadan geçemediğimiz Alman düşünür Arthur Schopenhauer. Arthur Schopenhauer’ı çok kandık ama bence en kışkırtıcı, provokatif, iğneleyici ve insanı düşüncelere sevk eden görüşleri kitap okuma üstüne. Bununla ilgili çok güzel makaleleri, ilginç eserleri, düşünceleri var. Onları sizlerle böyle aklıma gelen, benim için önemli konuşulası olduğunu düşündüm

  • 2024-10-24 12:28 ilk olarak, Chopin ağabey diyor ki, kitaplar özgün düşünceleri köreltir. Yani kitap okuma konusunda işin aşırısına kaçarsanız kendi düşüncelerinizden koparsınız ve sürekli olarak başkalarının sizin zihninize ektiği tohumların filizlenmesine maruz kalırsınız. Başkalarının düşüncelerine aşırı bağlı kalmak bireyin yaratıcı gücünü zayıflatır diyor. Yani okumayın diyor, okumayın. Çünkü nihayetinde mesela bu podcast’i dinlerken de kitap dediğimiz kavramla ilgili şu an benim düşüncelerime maruz kalıyorsunuz. Bunlar doğru mu? Yanlış mı bilmiyorum. Herhangi bir iddiam yok. Ama yanlış olduğu için sizlerle paylaşmıyorum. Bence doğru, bence kıymetli olduğu için paylaşıyorum. Ama bu sizin dogmanıza dönüşebilir mi? Pekala dönüşebilir. Çünkü çok kolay etkilenebiliyoruz. Özellikle kitap formunda bir şey karşımıza çıktığında bir anda ister istemez bir kutsaliyet kazanıyor.

  • 2024-10-24 12:28 konular hakkında kendi başınıza düşünmek için kendinize zaman ayırın, fikirlerinizi sadece ve sadece kitaplarda okuduğunuz şeyler belirlemesin diyo

  • 2024-10-24 12:29 İkinci maddeye gelirsek seçici okumadan bahsediyor. Hani bir önceki bölümde de biraz tekniklerinden bahsettik ya nihayetinde biz bu podcastı 2024 yılında kaydediyoruz. Bir önceki yıl 2023 yılında 2.300.000 kitap yayınlanmış. Bunları okumaya ömür yeter mi? Elbette yetmez. Demek ki seçici olacağız. Peki nasıl seçici olacağız? Diyor ki Şoban Ağar her kitabı okumaktan ziyade seçici bir okuma yapmanız gerekiyor. Sadece kaliteli ve derin düşünceler sunan kitaplar okunmalı diyor.

  • 2024-10-24 12:29 Mesela Türkçe kaynaklarda Binbir Kitap diye bir site var. Biliyor musunuz bilmiyorum. Bir ne diyelim, Türkçe bir Goodreads gibi. Hani hazır bahsetmişken Goodreads de internetin en popüler kitap paylaşım, takip ve kitap odaklı bir sosyal ağ diyebiliriz esasında. Pekala. Amazon tarafından satın alındı sonrasında ve bugün E-Ticaret sitesinde kitap satışıyla entegre bir şekilde ama yine de çok önemli referans kaynağı. Böyle bence kıymetli olduğunu düşündüğüm birkaç web sitesini bu bölümün notlarına mutlaka ekleyeceğim.

  • 2024-10-24 12:29 Üçüncü maddemiz okumaya sınır koymak üzerine.

  • 2024-10-24 12:17 Schopenhauer, okuma sürenizin bir sınırı olması gerekiyor. Neden? Çünkü Schopenhauer’a göre kitaplar zihni dolduruyor fakat zihnin aynı zamanda kendi başına düşünme yetkisi için de zaman ayırması gerekiyor. sürekli olarak doldurduğumuz bir zihin bizim beklediğimiz faydayı sunamaz bir süre sonra. Çünkü o doldurulan şeyin bir elekten geçirilmesi, süzülmesi, çerinin çöpünün atılıp asıl özün, asıl esansın bir kenarda konsantre bir şekilde saklanması ve mümkünse daha önceden edinilen bilgilerle bir referans oluşturacak şekilde birbirine bağlanması gerekiyor

  • 2024-10-24 12:08 Şimdi kısa bir parantez açıp bir şeyden bahsedeyim. İleriki bölümlerde biraz bu hafıza ve hatırlama konusuna değinmek istiyorum. Şimdi burada birbirine referans oluşturacak şekilde bağlama konusunu ondan paylaştım. Çok meşhur bir teknik vardır. Hatta şimdi o bölümün içeriğinden rol çalmak gibi de olmasın ama Türkiye’deki en popüler örneği Meşhur bıyıklı hafıza şampiyonumuz Melik Duyar vardı hatırlıyor musunuz? Televizyonda çıkar, işte hafızanın nasıl geliştirileceğine dair bir eğitim seti pazarlardı. Kendi yazdı ve yanlış hatırlamıyorsam dünya hafıza şampiyonuydu o dönemde

  • 2024-10-24 12:29 Not alın ve bunları birbirine referans oluşturacak şekilde not alın

  • 2024-10-24 12:31 Okuma süremiz sınırlı olmalı çünkü sürekli okuyarak bir şeye ulaşamayız. Okuduklarımızı oturup düşünmemiz, sindirmemiz ve bilgilerimiz arasında ilişkilendirmemiz lazım. Çok fazla kitap okuduğumuzda düşünme yeteneğimizi kaybediyoruz sevgili dostlar. Bu hiçbirimizin isteyeceği bir sonuç değil.

  • 2024-10-24 12:31 okuma süremize sınır koyalım. Ne için? Okuduklarımızı pratiğe dönüştürebilmek için, teorize edebilmek için ya da en başında

  • 2024-10-24 12:32 ördüncü maddeye. Dördüncü maddemiz rehberlik. Şopanavar diyor ki kitaplar yalnızca bir rehber işlevi görmelidir. Yani biraz önce söylediğim gibi kitaplar bir amaç değil, araçtır ve gerçek bilginin bireyin kendi düşüncelerinden geldiğini unutmamamız gerekir diyor Şopanavar ve katılıyorum

  • 2024-10-24 12:32 Fakat bu tek seçeneğimizi kitap haline getirmiyor. Yani YouTube videolarını, sesli kitapları, belgeselleri, filmleri, onları bunları yabana atmayın lütfen. Bugün bilgiye maruz kalabileceğimiz çok fazla kaynak var.

  • 2024-10-24 12:32 Kitap bunlardan biri ama en önemli şey ne biliyor musunuz? Kitapla ilgili. Bunu bir vurgulamak isterim. Biraz önce bahsedecektim, unuttum. Kitap sadece ve sadece kendisiyle ilgili olabileceğimiz tek mecra. Yani şu an bakın podcast olarak beni dinliyorsunuz. Kim bilir hangi platformdan, kim bilir hangi cihazla, kim bilir nerede dinliyorsunuz. Ama eminim ki şu an sadece beni dinlemiyorsunuz. Hani belki bir işle, bir ev işiyle uğraşıyorsunuz. Belki uykuya dalma arzusu içerisinde yatakta dönüp duruyorsunuz. Belki sokaktan gelip geçenleri izliyorsunuz. Hatta belki bir yandan başka bir şeyle şu anda uğraşıyorsunuz da ben arkada öyle bir beyaz gürültü gibi konuşup duruyorum. Yani kafanızda bir sürü şey var. Radyo dinlerken de böyle, televizyon izlerken, film izlerken de böyle ama kitap sadece ve sadece ona odaklandığımız tek şey ve belki de kalan son şey. Bu yüzden zaten zor.

  • 2024-10-24 12:32 Yani Schopenhauer diyor ki bireylerin kitaplardaki düşünceler yerine kendi düşüncelerini takip etmesi gerekiyor. Kitaplardan alınan bilgiler ancak ve ancak bir başlangıç noktası olabilir. Asıl önemli olan bireyin kendi zihinsel kapasitesini kullanarak bu bilgileri aşması.

  • 2024-10-24 12:33 ani neyi merak ettiğinizi bir merak edin. Ne öğrenmek istiyorsunuz hayatta? Öğrenmenin size en çok heyecan verdiği konu ne? Ne hakkında bilgi edindiğinizde kendinizi böyle heyecanlı, mutlu veya daha böyle donatılmış hissediyorsunuz? Neye merak duyuyorsunuz? Neyi bilmek hayatınızı değiştirdi?

  • 2024-10-24 12:34 Vaktinde neyi bilseydiniz? Hangi hatadan kendinizi sakınırdınız? Ya da hayalini kurduğunuz hayat için neyi öğrenmeniz gerekecek? Bu da önemli. Nasıl bir hayat kuruyorsun? Mesela 10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz? Şu an 10 yıl zaman yolculuğu yaptık.

  • 2024-10-24 12:34 Derdimiz kitap okumak değil. Bir şeyler öğrenmek, keşfetmek ve gelişmek. Okumak bu tekamül yolundaki vasıtalarımızdan sadece ve sadece biri.

  • 2024-10-24 12:34 Yuval Noah Harari’den Nexus’u okuyorum ve tavsiye ediyorum kesinlikle.