Highlights

  • 2024-01-17 18:52 Çünkü varlığın ta kendisiyle ilgileniyor. ve varlığın özüyle ilgili sorular soruyor. Varlık felsefesi ontoloji diye de duyarsınız. Zihinde varlığını sürdüren düşüncelerin ve duyu organlarıyla algılanabilen olguların varoluşlarını inceler.

  • 2024-01-17 18:52 Gördüğümüz şeyler, hissettiğimiz şeyler, duyduğumuz şeyler gerçekten var mı? Yoksa bunlar birer yanılsama mı? İki, eğer varlık gerçekten varsa varlığın özünde ne yer alıyor? Yani varlık neyden oluşuyor? Ve neden oluşuyor? Neden var o zaman? Varlık dediğim şey neden var? Bu iki Suriye verilen birbirinden farklı yanıtlar baya bir akım ortaya çıkartıyor. Taoizm, nihilizm, realizm, idealizm, materyalizm, hatta varoluşçulu postmodernizm fenomenoloji. Birbirinden farklı felsefi akımlar yaratıyor.

  • 2024-01-17 18:52 Ama biz şunu yapamıyoruz, şu filozoflar varlık felsefesi ile ilgili çalışmıştır, şunlar, şunlar, şunlar da bilgi felsefesi ile ilgili çalışmıştır diye bir ortadan ikiye ayırma yapamıyoruz. Çünkü aşağı yukarı hemen hemen hepsi iki konuya da temas etmiş. Yani felsefenin aslında iki ana konusu, varlık felsefesi ve bilgi felsefesi.

  • 2024-01-16 19:53 Taoizm, nihilizm, epistemolojik idealizm akımları falan bu varlığın gerçekte var olmadığını söylüyor.

  • 2024-01-17 18:53 ilk çağda Çin’de ortaya çıkmış. Lao Tzu, Lao Tse diye yazılıyor. Onun kurduğu Taoizm akımı. Taoist. Lao’nun yaşadığı tarih işte M.Ö. 600’ler 500’ler arası yaşıyor.

  • 2024-01-17 18:53 Taoizm, Çin kültürünün üç temel ayağından bir tanesi. Yani Çin’i anlamak istiyorsanız, üç mevzuyu çok iyi anlamanız lazım. Biri Taoizm, iki Konfüçyüsçülük, üç de Zen Budacılığı. Çin kültürü aslında bu üçünün bir harmanıyla oluşmuş bir kültür.

  • 2024-01-17 18:54 Benzer şekilde Hinduizm’de de evrensel bir güç var. Adı da Brahman olarak adlandırılıyor. Brahman şekilsiz, ölümsüz ve dinamik. Budizm’de ise evrensel güce dharmakaya deniyor.

  • 2024-01-17 17:19 Zaten Tao kelimesinin birebir karşılığı da yol. Yol kelimesinin Arapçasını biliyor musunuz? Tarikat. Yani Tao, tarikat ve yol aslında aynı anlama gelen kelimeler.

  • 2024-01-17 18:54 İnsanın aydınlanması kendisini gereksiz her şeyden arındırmasıyla başlıyor. Yani gereksiz bütün hareketlerden, gereksiz arzulardan, gereksiz yemekten, gereksiz efordan, gereksiz konuşmaktan insanın kendisini gereksiz bütün hareketlerden arındırmasıyla başlıyor.

  • 2024-01-17 18:55 İnsanın bedenini eğitmesiyle başlıyor. Çünkü beden ve ruh dualizmi… Burada çok kabul edilebilen bir dualizm değil, Tao’da.

  • 2024-01-17 17:24 Nihilizm bir ideal uğruna harcadığın her çabanın anlamsızlığını anlatıyor. Dünyadaki hiçbir şeyin anlamlı olmadığını, hiçbir şeyin içinin dolu olmadığını, tüm kavramların, tüm ideallerin, yaptığın tüm eylemlerin arkasının boş olduğunu, temelsiz olduğunu ve her birinin sonunda büyük bir hüsran bulunduğunu bunu en baştan kabul etmen gerektiğini söyleyen bir akım.

  • 2024-01-17 17:25 İlk önce, ilk emarilerini 19. yüzyıl Rusyası’nda görüyoruz. Ve 19. yüzyıl Rusyası’nda bildiğiniz gibi en büyük romancıların romanlarına yazdığı tarihler ve her birinin romanında, işte Tolstoy’un, işte Dostoyevski’nin falan bu adamların romanlarında Dikkatli okursanız bir iki tane nihilist karakter serpiştiriyorlar ve kendi zihinlerinde yaptıkları nihilizm ve yaptıkları tartışmayı o karakterler üzerinden sürdürüyorlar.

  • 2024-01-17 18:56 İhliyizm böyle ters bir akım, sinirlendirir. idealleri olan insanları sinirlendirir, işte aşık olan insanları sinirlendirir, çocuk yapmak isteyen insanları sinirlendirir, ülkeyi değiştirmek isteyen insanları sinirlendirir, dünyayı değiştirmek isteyen insanları sinirlendirir. Çünkü bütün bunların aslında ne kadar anlamsız olduğunu sana anlatan bir akım. Bu yüzden bir nihilizmeli bir felsefeden ziyade aslında bir başkaldırış diyebiliriz. Nasıl? Daha iyi bir dünya için kurulan hayallere, işte sanattaki estetizm anlayışına, derinlikli yazılara, derinlikli eserlere, anlam arayışına, estetik arayışına, toplumdaki görgü kurallarına, ideolojilere, sosyalizme, milliyetçiliğe, toplumculuğa, modernizme, aydınlanmacılığa, bunların tamamını karşısında duran bir başkaldırış.

  • 2024-01-17 17:29 Romandan bir karakter söyleyeyim, Turgenev’in Babalar ve Oğulları’nda Bazarov karakterleri en ünlü nihilistler arasındadır. Nietzsche’nin zer düştüğü nihilizminin yaşama uygulanmasının en keskin örneklerinden bir tanesidir.

  • 2024-01-17 18:57 Bir de Dostoyevski var. Dostoyevski çok enteresan bir adam. Suç ve cezasındaki Raskolnikov nihilist olarak başlar, varoluşçu bitirir romanı. Ve en sonda da işte dine döner. Toprağı öper falan böyle. Raskolnikov’un hikayesi biraz daha enteresan bir hikayedir. Dostoyevski’nin şahsi hikayesine de benziyor. Çok ne olduğu belli değil aslında. Ama orada da nihilizmden bir yola çıkış var.

  • 2024-01-17 18:57 Ama bu realizm sanattaki realizmden farklı bir şey. Realizm şu, varlığın insan bilincinin dışında ve insan bilincinden bağımsız olarak var olduğunu savunmak. Genel anlamıyla realizm bu. Yani varlık bireylerden bağımsız olarak vardır. Tüm insanları ortadan kaldır, yeryüzünden kaldır.

  • 2024-01-17 18:58 Neyin karşısında yer alıyor? Öznel idealizmi, birazdan bahsedeceğim, bunun karşısında yer alıyor. Kavram açısından da adcılığın karşısında yer alıyor. Olguların yapısını adlarla sınırlayan adcılığın karşısında yer alıyor.

  • 2024-01-17 18:58 Varlığın aslında ne olduğu problemi, yani varlığın özüyle ilgili verilen farklı yanıtlar idealizm, materyalizm, varoluşlu postmodernizm, fenomenoloji gibi farklı felsefe akımları ortaya çıkartıyor.

  • 2024-01-17 18:58 İdealizmle başlayalım. Felsefe tarihinin gelmiş geçmiş en etkili akımı. Çünkü felsefede ağzını açtığın anda ya idealizmin yanında ya da idealizmin karşısında yer alman gerekiyor.

  • 2024-01-17 18:58 Gördüğün her şey aslında bir düşüncenin yansımasıdır. Ama senin düşüncenin değil, bir düşüncenin yansımasıdır. Yani bir ideanın maddeleşmiş halidir. Kuşkuculuğun, pozitivizmin ve materyalizmin tam karşısında yer alıyor. Materyalizmin tam zıttı özellikle. Diyor ki, gerçek dediğimiz şey ideadır. İdea cinsindendir.

  • 2024-01-17 18:59 Platon idealizmi bunu söylüyor. Platon idealizmine kimler girer? Sokrates, Platon ve Agustin. Ortaçağ Avrupa’sının aslında temel felsefe hakimlerinden bir tanesi. Platon İdealizminin bu üç isim başlığı altında inceleyebiliriz.

  • 2024-01-17 18:59 Bu kalıplara tümeller diyor. Dünyada gördüklerimizde de tikeller diyor. Yani dünyada gördüğümüz geçici, tümelin gölgesi gibi olan yansımalar. Sonsuza dek yaşayacak olanlar tümeller, yani idealardır. İdealer, dünyasında sonsuz idea var. Çünkü hiçbir şey ideası olamayacak kadar değersiz değil. Nesnelerin, ilişkilerin, niteliklerin, oluşların, Masanın, koltuğun, renklerin, seslerin hepsinin birer ideası var.

  • 2024-01-17 19:00 Dolayısıyla idealizm bu ideaların ilk ortaya çıkışını sağlayan bir kök nedene bağlanır. İyi ideası. Tek tanrılı dinlerde de bu tanrıdır. İnsan, dünyadaki eksik ve geçici nesnelerle evrenin anlamını falan kavrayamaz. Evrenin özüne yalnızca akıllı ulaşılır. Platon’a göre doğanın amacı insan, insanın amacı da ideadır. İşte bu fikir Platon’u tek tanrı inancına yaklaştırıyor ve çok tanrılı Dinlerden birisinin yaşandığı yer biliyorsunuz eski Yunan. Platon, Sokrates falan bunlar tek Tanrı’ya inanıyor gibi gözüküyorlar.

  • 2024-01-17 19:00 Platon’a göre kötülüğün ortadan kalkması mümkün değildir. Çünkü iyiliğe zıt bir kavram gereklidir.

  • 2024-01-17 19:00 Tasavvuf öğretilerinde anlatılan şey de tam olarak budur. Platon felsefesinden çok etkilenilir ve medreselerde bile öğrencilere Eflatun dersi verilir. Felsefesi de yeni Platoncular da onun gibi. Hıristiyanlıkta da, Müslümanlıkta da Platon’un ciddi bir şekilde felsefe yansımalarına rastlayabilirsiniz. Ama yine de Müslümanlıkta Aristoteles ekolüne de ayrı bir kanattan rastlayabilirsiniz. Bunlar bayağı farklı ekollerdir aslında.

  • 2024-01-17 19:01 Agustin, Hristiyan öğretisiyle Platon idealizmini uzlaştırmaya çalışıyor.

  • 2024-01-17 19:01 Bu da epistemolojik idealizm, öznel idealizm. Kim bunlar? Descartes, Berkeley, biraz da Kant. Şimdi Kant’ın neden biraz da dediğimi anlatacağım.

  • 2024-01-17 19:01 Descartes. Ve tüm önyargılarından kurtulmak için her şeyden kuşku duyunmanın gerekliliğini savunuyor. Ve sonunda kuşku duyulmayacak olan tek şeyin, yani varoluşundan kuşku duyulmayacak olan tek şeyin kendi kuşkusu ya da kendi düşüncesi olduğunda karar kılıyor. Descartes çok akıllı bir analitik geometrinin kurucularından Descartes. Çok akıllı bir adam ve dönemin en saygı gören filozoflarının başında geliyor belki de. Descartes’a göre madde dünyası gerçek falan değil. Ama Tanrı insanın nesneler dünyasına, madde dünyasının gerçek olduğuna inanmasını istemiş ve bizi böyle tasarlamış. Etrafımızı gerçekmiş gibi algılayacak şekilde tasarlamış.

  • 2024-01-17 19:02 İdealizmin en cesur önermesi ne ise İrlandalı psikopos ve filozof George Berkeley’yi kuruyor. 1685 yılında doğmuş kendisi. Şimdi Berkele’nin söylediklerini söylemeden önce Berkele’ye karşı söylenen bir sözünden bahsedeyim. Didero. talip boyunca en sinirlendiği adamların başında geliyor Berkeley ve şunu söylüyor Berkeley’in önerdiği felsefe sistemle ilgili. İnsan zekasının ve felsefenin yüzünü kızartmakla beraber bütün sistemlerin en saçması olduğu halde savaşılıp yenilmesi en güçlü sistem olarak tanımlıyor Berkeley’in felsefesini. Ne diyor Berkeley? Diyor ki, dış dünyada gördüğüm her şey benim. …onlar hakkındaki düşüncelerimden ibaret. İnsanlar da dahil, hayvanlar dahil, bitkiler dahil, her şey… …tamamı benim zihnimin içinde olup bitiyor. Yani herhangi bir madde için var olmak… …algılanmış olmaktır, algılanarak var oluyor. Varoluş dediğin şey algımızda diyor. Maddi, dünyanın ötesinde gerçek bir dünya olduğunu savunan… …Platon’dan daha da ileri gidiyor. Beş duyumuzla algıladığımız şeylerin var olduğunu zannediyoruz ama bu algılamaların beynimizdeki yansımaların yalnızca fikirleri olduğuna, ideaları olduğunu söylüyor. Ve bu yüzden dış dünyayı tamamen bizim zihnimizdeki idealar, idealar dünyası, fikirlerimiz oluşturuyor diyor dış dünyayı. Beynimizin içinde olup bitiyor her şey ve ben yok olunca hepsi yok olacak diyor. Madem her şey benim beynim içinde, ben yokken de hiçbiri yok. Epistemolojik idealizminin kurucusu kabul ediliyor belki de. Yani fiziki nesnelerin onları algılayan zihinden bağımsız bir varoluşa sahip olmadığını savunuyor. Ve dolayısıyla realizmin tam karşısında yer alıyor epistemolojik idealizm.

  • 2024-01-17 19:02 İşte delil olarak neleri gösteriyor Belkede? Kimine ağır gelen şeyler, bazısına hafif geliyor diyor. Birisinin kırmızı gördüğünü, öbürü başka bir renk görüyor diyor. İşte benim kırmızı dediğimle senin kırmızı dediğin aynı olmak zorunda değil diyor. Güneşi yuvarlak görüyoruz ama aslında yuvarlak değil güneş diyor.

  • 2024-01-17 19:02 O orman ben yokken yok mu? Hayır diyor, onları da Tanrı algılıyor diyor, o yüzden varlar diyor. Öyle yırtıyor bu şeyden. Varlıklarını Tanrı’nın düşüncelerine borçludur bunlar diyor. Ve mevzuyu çözüyor. Yani benim beynimde olup bitenler ve bir de Tanrı’nın beyninde olup bitenler, sonuçta her şey ideolar aleminin bir yansıması, hiçbir şey gerçek değil.

  • 2024-01-17 19:03 Ama deney yoluyla elde ettiğin bilgi seni hakikate götürmüyor da olabilir. Deney yoluyla elde ettiğin bilgi seni dünyevi kurallara götürür. Kant 1781’de bir kitap yayınlıyor. Salt Aklın Kritiği isimli bir kitap. Bu felsefe tarihinde yine bir dönem açıyor. Çünkü beynin beyin hakkında düşünmesi, zihnin zihin hakkında düşünmesi çok zorlayıcı bir şey. Çünkü kendi kendini düşünmesini istiyoruz zihnimizde. Ve bunun kritiğini yapıyor, bunun çeşitlemelerini yapıyor kitabında. Kant bu kitapla insanın ulaşabileceği bilginin sınırlarını ortaya koyuyor. Ve yöntem olarak deneyiciliği ama hakikat olarak da sınırlılığı koyduğu için rasyonalizmi ve amperizmi bilinemezlik, agnostisizmle de idealizmi ve materyalizmi bir araya getiriyor aslında.

  • 2024-01-17 19:03 Şimdi Hegel ve diyalektik düşünceyi, bu metafiziksel idealizmi Hegel’le biraz daha inceleyelim. Çünkü Hegel de felsefe tarihinde öncesi ve sonrası diye ayırabileceğimiz bir isim. Hegel’e göre Dış dünya ile zihnimiz özdeş. Şimdi bu anlamlandırması çok zor bir bakış açısı ama idealizmin köklerini yani geriden getirdiğimiz argümanları dinleyince bir yerlere oturabiliyor.

  • 2024-01-17 19:03 Bu fikir Marx’ın da fikirlerinin temelini oluşturuyor. İnsanın düşünme şekli beyninin içinde olmaz diyor. Sosyal sınıfının düşündüğü şekilde düşünür aslında diyor Marx. Etrafında üretim tüketim biçimlerinden farklı düşünemezsin diyor insan beyninin yarattığı düşünceyi diyor.

  • 2024-01-17 19:04 Hegel, işte bunu ortaya koyan adam diyor ki, dış dünyayla zihnimiz özdeş. Yani etrafından bağımsız bir şey değil zihin dediğin şey. Dış dünya ise görünüş değil, tin olarak, Geist diyor buna, aklın kendisidir.

  • 2024-01-17 19:05 Antik Yunan da Heraklitos. Diyalektik düşünceyi ortaya koyan kişi. En meşhur sözü Heraklitos’unu mutlaka duymuşsunuzdur. Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz diyor. Çünkü ilk yıkandığın nehir çoktan akıp gitmiştir bir. İkincisi de sen başka bir adam olmuşsundur o aradan geçen zamanda.

  • 2024-01-17 19:05 Diyalektik, herhangi bir olgunun çevresiyle arasındaki bağımlılığın çözülmezliğini, yani hiçbir olguyu etrafından bağımsız alıp inceleyemezsin diyor.

  • 2024-01-17 19:05 İnsan etrafındakiler ve yaşantısıyla birlikte vardır. Bunlardan bağımsız bir şekilde düşünce oluşturmanı istiyor. Doğanın yasaları, toplumun gelişimi, düşüncenin evrimi gibi olgular bilimsel objektiflik içinde değerlendirildiğinde görülür ki hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Olduğu yerde kalmaz, olduğu biçimde kalmaz ve her şey birbirini etkiler. ve tarihin hiçbir döneminde de bu dinamik durmaz. İşte varlık alemindeki değişimin ve karşılıklı etkileşimin sistematik olarak incelenmesi, diyalektik düşünceyi doğuran başlıca unsur oluyor.

  • 2024-01-17 19:05 Diyalektik metot bir düşünce metodu. Bir şeyi zıttıyla birlikte düşünme, tarihsel bağlamıyla düşünme, çevresiyle birlikte düşünme ve onun bir ürünü olarak o yüzden çok önemli bir düşünce metodudur. Sosyal bilimler açısından da çok faydalı ve akıl açıcı bir metoddur.

  • 2024-01-17 19:05 Hegel’in Diyelektik Anlayışı’nın Heraklitos’tan temel farkı, Hegel’in doğadaki hareketin de düşüncedeki hareketten kaynaklandığını söylemesi olmuş.

  • 2024-01-17 19:06 Eh diyor yani Marx böyle şey mi olur diyor. Diğer hektiği ben alıyorum ama diyor bu fikri almıyorum diyor. Almadığı şey şu Hegel’e göre evren, maddeleşmiş düşünce.

  • 2024-01-17 18:04 Özellikle Batı toplumlarında analitik ve sistematik düşünce daha hakim. Doğu toplumlarındaysa muğlak ve derin düşünce, diyalektik düşünceye daha yakın Doğu toplumları.

  • 2024-01-17 19:07 Analitik düşünce ve diyalektik düşünce. Öncelikle analitik düşünce dediğimiz şey analizle oluşuyor. Analizde ne var? Bir kere, belli bir zaman anı durdurularak yapılıyor. Zamanından çıkartıyoruz onu. Ve en Basit ayrıntılarına kadar giriyoruz. Bu olguyu, bu kavramı, bu maddeyi neler oluşturuyor? Temel yapıtaşları neler? Bunlar birbirine nasıl bağlamışlar? Parçaların birbirleriyle ve bütünün ilişkisinde. Analitik düşüncede bu var. Diyalektik düşüncede zaman boyutu mutlaka göz önüne alınıyor. Her olgu, geçmişiyle geleceği arasında bir geçişten ibaret görülüyor. Analitik düşüncede derinlemesini analiz dediğimiz şey, bir bütünün olabildiğince küçük anlamlı parçaları ayrılarak incelenmesi. Diyalektik düşüncede ise derinlemesini analiz dediğimiz şey, bir olguyu oluşturan tarihsel süreçlerin incelenmesi. Mantık yaklaşımları da farklı. Analitik düşüncede aristo mantığı, bir ve sıfır mantığı, bilgisayarların da kullandığı mantık hakim. Diyalektik düşüncede bir ve sıfır mantığı yok. Doğru ve yanlış, iyi ve kötü, hayat ve ölüm birbirinden bağımsız düşünülemez. Her şey zıttını içinde barındırır. Zıttı olmasaydı zaten bu kavramdan bahsedemiyorduk. Aptallık diye bir şey olmasaydı zeka dediğimiz bir kavram olmazdı. Yani her şey zıttıyla var, her şey birbiriyle var. Analitik düşüncede tabiat, olaylar, bilimler, insanlar, düşünceler keskin çizgilerle birbirlerinden ayrılarak analiz ediliyor. Diyalektik düşüncede ise her şey karmaşık süreçler bütününün sonunda oluşmuş ve her şeyin nedeni birden fazla. Keskin çizgilerin net, yalın sebep-sonuç ilişkilerinin olmadığı ayrıca bu çabanın da yersiz olduğu bir bakış açısı diyalektik düşünce. Bu bilim felsefesinde de net bir ayrım yaratıyor. Yani çeşitli değişkenleri elde edersek bir sonucu öngörebilir miyiz determinizm bakış açısı diyalektik düşüncede daha tarihsel bir bakış açısı vardır. Her ne kadar analitik düşünce ile diyalektik düşünce birbirine zıttı gibi görünse de, aslında birbirlerinin tam anlayıcısı niteliğindedirler. Analitik düşünce, diyalektik düşüncenin ürünü olan fikirleri birleştirir. Yani, diyalektik düşünceye dolaşılan bilgiler analitik düşünce ile sistematik hale getirilir ve gerçek hayatı uyarlanır. Ya da analitik düşünceye dolaşılan bilgiler diyalektik düşünce ile zenginleştirilebilir.

  • 2024-01-17 19:07 Diyalektik düşünceye göre hayat ölümle, güçlü güçsüzle, bilgi bilgisizlikle var. Örneğin bir kar tanesini inceliyorsun. Analitik düşüncede bu kar tanesinin yapı taşlarını incelersin, şeklini incelersin, sıcaklığını incelersin. Diyalektik düşüncede bu kar tanesini erime kavramını da içinde barındıran ve bir süre sonra eriyecek olan suyla katı arasındaki bir yapı olarak görürsün.

  • 2024-01-17 19:07 Doğada öncelikle durumu muhafaza etmeye yönelik bir kültür vardır. Sonra bir kuvvet vardır. Sonra da bu kuvvet kendi zıttını yaratır. Yani antitezi yaratan şey de tezin kendisi. Antitezle tezin çatışmasından da bir sentez ortaya çıkar. Basit bir örnek vereyim. İşte hep konuştuğumuz konu. Vahşi bir kapitalizm vardı. 1800’lerin sonu, 1900’lerin başı. Antitezini yarattı sosyalizm. Sonra kapitalizm ve sosyalizm düşüncesi fikirsel bir çatışmaya girdi. Oradan sosyal devlet ortaya çıktı.

  • 2024-01-17 18:08 Bunların birlikte çatışmasında nelerin yaşanacağı henüz bilinmemekte. Bazı şeyler henüz sentez aşamasında, bazı şeyler geçmişin sentezi, bugünün tezi olabiliyor.