Highlights

  • 2024-08-07 12:22 Yani 14. yüzyılın sonu, 15. yüzyılın başı artık ateşli silahların tam olarak başlangıç yüzyılı olarak kabul edilebilir, özellikle Avrupa’da.

  • 2024-08-08 08:50 Bizim asıl Mesela bugün konuşurken Türkiye’deki problemlerle ilgili konuştuğumuzda Türkiye’deki en büyük problem nedir? Modern devletin aslında yıkılmış olmasıdır. Çünkü modern devlet dediğimiz şey kanunla ilgilidir, kurumsallıkla ilgilidir, öngörülebilirlikle ilgilidir.

  • 2024-08-08 12:47 Biz 2. Abdülhamit’e suikast düzenleyen teröristi yargılayamadık Türkiye’de.

  • 2024-08-08 08:54 Yine aynı şekilde mesela Osmanlı’nın bir seferde en hızlı büyüdüğü dönem Yavuz Sultan Selim dönemidir.

  • 2024-08-08 09:01 Mesela Prusya’da Frederick the Great’le başlıyor oradaki zorunlu eğitim. İlkokul çağındaki çocukları eğitmeye başlıyorlar, zorunlu eğitim veriyorlar. 1700’lerin ortası.

  • 2024-08-08 12:36 İkinci Mahmut sonrasında gelen padişahlardan, yani bence Osmanlı’nın son döneminde en önemli padişahı, İkinci Abdülhamit. Ve İkinci Abdülhamit döneminde Anadolu’daki halkı aç bırakmak pahasına okulları tuttu.

  • 2024-08-08 08:51 Onlar da Osmanlı’nın aslında çok başarılı olmuş versiyonu modernleşme meselesinde.

  • 2024-08-08 12:29 İşte en önemli şeylerinden bir tanesi de Napolyon’un çok yüksek kişiler, çok fazla insan barındıran orduları mobilize edebilme kudretine erişmesi ve bu arada öyle de bir şey ki o Napolyon Avrupa’yı fethettikçe oralara da modern devleti de bir yandan taşımış oluyor, vatandaşlık meselesini taşıyor işte bir sürü kavramsal seti kendi yanında götürüyor gittiği yerlere de. 1789’dan sonra olanlar, 1800’lerin başı.

  • 2024-08-08 08:54 Yavuz döneminde mesela Suriye’deki Memlük beyleri Yavuz’u şöyle davet ediyorlar. kendi kafasına göre gidip işte ben de bugün hadi Suriye’yi alayım diye gitmiyor oraya. Oradaki beylerle önceden konuşulmuş. Onlar işte biz sizin yönetiminiz altında daha iyi yaşayacağımızı düşünüyoruz demişler.

  • 2024-08-08 08:57 Aynısını Osmanlı’nın birçok yerinde görüyoruz. Osmanlı bunu Balkanlarda daha güçlü bir şekilde kırmış.

  • 2024-08-08 08:56 Kavalalı döneminde aslında Mısır’da kendince bir modernleşme süreci var sanırım. Aslında Osmanlı’dan önce modernleşiyor.

  • 2024-08-08 12:54 Bir tanesi bu meselenin kapitalizmle, bu modernite meselesinin nasıl iç içe geçmiş olduğunu, işte bu reformist hareketlerin falan nasıl bunları etkilediğini anlatması bakımından Weber’in şeyi çok önemli, protestan ahlak ve kapitalizmin büyük bir kitabı çok önemli.

  • 2024-08-08 12:42 Ne de yani aslında onun yerli yerine oturur gibi olması Great Revolution, Glorious Revolution’a kadar yani şimdi 1688 olması lazım 1688’e kadar gelir.

  • 2024-08-08 12:27 Yani 1780… Efendim abi? 2. Mahmut’u öldürmeye geliyorlar, sarayda pencereden atlayıp duruyor.

  • 2024-08-08 12:52 Yanımda olmayanı söyleyeyim. James Scott’ın Against the Grain diye bir kitabı var. İşte ilk devletlerin oluşumu ile alakalı.

  • 2024-08-08 12:38 Abdülhamid’de işte Atatürk’ün, İsmet Paşa’nın, Celal Bayır’ın birbirlerinden oturup da çok fazla tartışacakları, birbirlerine çok fazla karşı çıkacakları şey yoktu aslında. Bu insanlar belli bir problemi görüp buna karşı aksiyon alan insanlardı.

  • 2024-08-08 12:53 Bir de şu elimde gördüğünüz bu kitap Enver Ziya Karal’ın Osmanlı Tarihi diye 11. yıllık, yanlış kullanmıyorsam kitabı var. Onun tanzimat-ı hayliye devri diye onun üstünden alınmış bir parça.

  • 2024-08-07 15:44 Yani hani Anadolu insanı yıllarca Osmanlı’ya karşı isyan etti. Yanlış hatırlamıyorsam Yıldırım Beyazıt’tan sonra isyan edilmemiş herhangi bir padişah yoktu.

  • 2024-08-07 12:16 Ama yine de modernle ilgili bu konuya çok eğilmiş olan modern devlet kavramına da çok eğilmiş olan aslında Weber’in modern şeyini kullanıyoruz.

  • 2024-08-07 12:23 Bu defansif kalelerin ama eski kalelerden şöyle bir farkı var. Bunlar çok pahalı. İşte Türkçe’de Yıldız Tabya denir.

  • 2024-08-08 19:10 Weber’in modern şeyini kullanıyoruz. Kullanmak istiyorum bu seri boyunca modern tabirini, kavramını. Şöyle bir Aslında Weber’in bütün iddiası bir tane şeye dayanıyor. Temelinde şu var, modern dediğiniz şey, rasyonalizasyon sürecidir, rasyonelleşme sürecidir. Bir toplumun modernleşmesi dediğimiz, o toplumun rasyonelleşmesi, rasyonalize olması sürecidir. Toplumsal olguların, olayların, ilişkilerin rasyonelleşmesidir. Aslında en temelinde bunu söyleyebiliriz.

  • 2024-08-08 19:10 Weber onu da çok güzel bir şeye oturtuyor. Üç tarafı vardır bu rasyonelizasyon meselesinin. Bir tanesi, hesap, kitap, hesap edilebilir olması. Yani calculability dediği bir şey böyle. Hesaplanabilir olması diye çevirebileceğimiz.

  • 2024-08-08 19:10 İkinci ayağı ise yaptığın işle ilgili sürekli düşünür halde olmak. O yaptığın işin daha iyi nasıl yapabilirim? Daha verimli nasıl yapabilirim? Bu işi nasıl geliştirebilirim? Meselesine odaklı olmak

  • 2024-08-08 19:11 Üçüncüsü de, dur not almıştım, ha metodik işleri metodik bir şekilde yapmak. Yani bir prosedürü takip edeceksin, o prosedürün sonunda ne olacağını biliyorsun, başında ne olacağını biliyorsun, o prosedür nereye gidecek biliyorsun.

  • 2024-08-09 10:06 Işte merkezi devletler. Iıı tabii bunun yanında işte o dönemde ticaretin de dünya üzerindeki ticaretin de hızlı bir şekilde artmaya başlaması ve bir yandan da ulaşım teknolojilerinin artması. Bu üçünün birleşimi sonucunda aslında hem devlet istediği yerlere ulaşabiliyor oluyor. Iıı o zamana kadar böyle bir şansı yok. Yani işte İstanbul’da oturan bir Osmanlı Padişahı’nın Cezayir’deki dayılara ııı çok fazla Ulaşma imkanı yok. Onlara çok fazla bir şey çekme imkanı yok. Orada genelde işler benim de faydama, senin de faydana gel bu işi yapalım şeklinde. Ama bunun bu dönemin sonrasında artık merkezi devletler işte bir donanma gönderip oradaki ııı karışıklığını bastırabiliyor. Güney ııı Afrika’da ııı boğaz kolonilerini yanmalayabilecek hale geliyor. Veya işte ııı Kuzey Amerika’daki isyan ettiği zaman oradaki isyanı bastırmaya çalışabiliyor en azından. Oraya asker gönderebiliyor. Orada hükmünü geçirmeye ııı çalışabiliyor. Iıı üç gelişme orta yani hem bir Bir yandan teknolojik gelişme bunun hem lojistik tarafı hem savaş sanayi tarafı var hem de ekonomik tarafı var. Bu üç gelişme birleştiği zaman ortaya modern devletin oluşması için bir imkan ortaya çıkıyor ve daha sonrasında zaten yavaş yavaş modern devletlerin oluştuğunu görüyoruz

  • 2024-08-09 10:07 O dönemde çok önemli isyanlar var. O isyanların birçoğunun sebebi de aslında temelde şu. Şimdi geleneksel devlet size şunu söylüyor. Sen otonomsun, işte başında bir bey var, ona tabiysin veya işte bu işte Avrupa’da feodal bir bey, işte Osmanlı’da bir ağa veya işte daha doğuya giderseniz Asya’da işte küçük savaşçı beyler, işte şeyler, şogunlar vs. Buna bağlısın, kendinle alakalısın. İşte çok önemli bir olay olmadığı sürece ben sana çok fazla dokunmayacağım. sen kendi başına özgürce ne ne yapmak istiyorsan onu yap diyor aslında genelde. Mesela devlet basitçe bunu söylüyor. Ama modern devletin çok büyük bir ııı anlayış değişimi var bu anlamda. Modern devlet insana şunu söylüyor aslında temelinde. Sen ııı bu sınırlar içerisindeki herkes gibi ııı belli bir oranda vergi vermelisin. Bundan kaçamazsın. Sen ııı bu sınırlar içinde yaşayan herkesle ııı Afaki bir bağla bağlısın. Yani millet dediğiniz şey aslında işte o 15. yüzyılda çok fazla bir şey, bir anlam ifade et, bunu kaçırmamak. Yani o dönemde kültür çok daha fazla şey ifade ediyor.

  • 2024-08-07 15:40 Dediğim gibi millet tabirimi o dönem çok büyük bir anlam ifade etmediği için çoğu insana daha çok bu kültür üzerinden devam ettiği için yani işte bir göçebe kendisi gibi göçebelerle çok daha rahat anlaşırken işte yerleşiklerle anlaşamıyor.

  • 2024-08-09 10:56 Osmanlı’nın modernleşmeye giriş sebeplerinden bir tanesi o konar göçerleri özellikle göçebeden de öte. Konar göçer ekibi aslında vergi meselesi dolayısıyla

  • 2024-08-09 10:56 Tabii bunların vatandaş yönünden yani hani o devletin içerisinde yaşayan insanlar yönünden de bir avantajı var. O avantaj da şu, siyasi haklar. Gelenekselde siyasi hakkınız sizin ortalama bir vatandaş olarak yok. Sıfırdır. Siyasi bir hak iddia etmek istiyorsanız isyan etmeniz gerekir. Yani kısaca kellenizi ortaya koymanız gerekir. Ama modern devlet size şunu söylüyor, sen işte ortalama bir vatandaş olarak, herkesle eşit bir vatandaş olarak gelip ülkenin siyasetinde hak sahibi olabilirsin. Bunu da nasıl yapıyor? İşte seçimlerle yapıyor. Mutlak monarşiler yavaş yavaş meşruti rejimlere dönüyor. Meşruti rejimler bile bazı yerlerde direkt olarak demokrasilere evriliyor.

  • 2024-08-07 15:43 Hani işte Marx da mesela ııı kapitalist toplumu sosyalizmi giden yolda bir aşama olarak görüyor. Iıı ben de hani bir işte minarşist olarak modern devleti aslında daha küçük devletler bir aşama olarak görüyorum.

  • 2024-08-09 10:57 Yani en basitinden işte şey bizdeki devlet her şeyden üstünün durumu mantığı çok yeni bir şey mesela. Yani hani Anadolu insanı yıllarca Osmanlı’ya karşı isyan etti. Yanlış hatırlamıyorsam Yıldırım Beyazıt’tan sonra isyan edilmemiş herhangi bir padişah yoktu

  • 2024-08-09 10:58 Ve bugün de biz hala mesela iyi bürokrasiden bahsederken Weberian bürokrasi diye konuşuyoruz. Öyle bir bürokrasi üzerine öyle çalışmış, öyle güzel çerçevelemiş ki hala işte biz en son bir makale yazdık. Şeyden bahsederken, ideallerden bahsederken Weberian demokrasi diyoruz ve literatürü bilen insanlar onun aslında ideallerden bahsettiğimizi anlıyorlar.

  • 2024-08-09 11:01 Japonya’nın İnsanların pandemi dolayısıyla sokağa çıkma yasağı ilan edemediler ya da işletmelerini zorla kapattıramadılar. Çünkü anayasal olarak öyle olması mümkün değil. Adamlar onu bizim anayasamızda insanların sokağa çıkmasını engelleyemeyiz deyip şöyle bir şey buldular, siz mekanlarınızı açmayın, işlerinize gitmeyin, biz size teşvik olarak para verelim falan, yani anlata kanunu uydurmak zorunda kalar. Çünkü modern devlet dediğin tam da budur.

  • 2024-08-09 11:02 Osmanlı’nın tek bir seferde gidip fethettiği neredeyse hiçbir yer yok. en basitinden bunu söyleyebiliriz. Mesela işte Sırbistan. Sırbistan’la birkaç kere savaşılıyor. Daha sonrasında Sırbistan bir vassal devleti haline getiriliyor. En sonunda işte orada çıkan karışıklıklar bahane edilip orası ilhak ediliyor.

  • 2024-08-09 11:02 Yine aynı şekilde mesela Osmanlı’nın bir seferde en hızlı büyüdüğü dönem Yavuz Sultan Selim dönemidir. Yavuz döneminde mesela Suriye’deki Memlük beyleri Yavuz’u şöyle davet ediyorlar. kendi kafasına göre gidip işte ben de bugün hadi Suriye’yi alayım diye gitmiyor oraya. Oradaki beylerle önceden konuşulmuş. Onlar işte biz sizin yönetiminiz altında daha iyi yaşayacağımızı düşünüyoruz demişler. Yavuz da işte önce Suriye için gitmiş. Oradan hazır gitmişken Suğudan’a kadar ilerleyelim demiş.

  • 2024-08-09 11:03 Kavalalı Mehmet Ali Paşa. Kavalalı Mehmet Ali Paşa o kadar güçlü ki Kütahya’ya kadar geldi. Yani bu şaka değil. Osmanlı merkezi bir devlet olmaya çalışırken neredeyse devletin tamamını kaybetti. İkinci Mal çok önemli bir padişah. Bana göre Osmanlı tarihinin en önemli üç padişahından biridir.

  • 2024-08-09 11:03 Kavalalı döneminde aslında Mısır’da kendince bir modernleşme süreci var sanırım. Aslında Osmanlı’dan önce modernleşiyor. Yani aslında şöyle anlatmak gerekiyor, Mısır mesela Osmanlı’nın nasıl bir devlet olduğunu çok güzel anlatıyor. Osmanlılar Mısır’a gittiler, Mısır’ı fethettiler. Osmanlı neredeyse Memlük Sultan’ını dahi öldürmeyecekti. Daha sonradan o biraz isyanlı isyan çıkardı tekrar başa geçmeye çalışınca idam edildi. Ama hani diğer Memlük’lere dokunmuyor. Diğer beyler yerli yerinde duruyor. bir kısım ortadan kaldırılıyor. Daha sonrasında asıl hani bu işi bitiren Kavaloğlu Mehmet Ali Paşa oluyor. Kavaloğlu Mehmet Ali Paşa gayet modern bir devlet lideri gibi davranarak bu memleketlerin gücünü yavaş yavaş yavaş yavaş kırıyor ve merkezi bir otorite kurmaya başlıyor

  • 2024-08-09 11:04 Bundan sonra zaten Mısır’ında bir ulus bilinci yavaş yavaş oturmaya başlıyor. Aynısını Osmanlı’nın birçok yerinde görüyoruz. Osmanlı bunu Balkanlarda daha güçlü bir şekilde kırmış. Ama özellikle Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Irak, Suriye, Mısır gibi Arap vilayetlerinde ve Asya’da olan vilayetlerinde bunu çok beceremiyoruz.

  • 2024-08-08 08:58 Oraya para harcaması, oraya donanma göndermesi. orayı bir şekilde elde tutmaya çalışması ve merkeze bağlamaya çalışması tamamen bir modern devlet karakteriyle yapılmış işte.

  • 2024-08-09 11:04 Şimdi modern devletin aslında en önemli özelliklerinden bir tanesi de bu vatandaşından bir şey olmasını bekliyor. Vatandaşından bazı kalıpları takip etmesini bekliyor. Bazı çerçevelere girmesini istiyor. Mesela eğitim veriyor. Şimdi hatta mesela daha öncesinde şey bile var. Önce vatandaşa bir sınıflandırmak için önce bir sayıyor. Mesela Osmanlı’daki ilk sayı 1830’larda olması lazım. Bu bizim şeylere de baktığımızda hani bu nüfus müdürlüğünden şey oldu ya, işte TCE kimlik numaranı yazıyorsun, ailenin şeyini çıkartıyor. Ha, evet mesela orada işte en eski 1830’lara gidiyor hep insanlarınki falan. Çünkü işte orada bir sayım yapılmış, oradaki kayıt devam ediyorsa eğer şanslıysanız onu bulabiliyorsunuz en erken

  • 2024-08-09 11:04 Ama ne zamanki modernleşme sürecinin içine giriyorlar, bu sefer halkı sayacaksın ki onun o halkla ilişkini daha verimli, daha rasyonel, daha doğru, daha devletin işine yarayacak şekilde şekillendirebilmek için öncelikle bir kere sayacaksın yani bunlar kimdir, nedir, kaçı erkek, kaçı kadın, ne iş yaparlar, bu önemli bir şey.

  • 2024-08-09 11:04 Mesela Prusya’da Frederick the Great’le başlıyor oradaki zorunlu eğitim. İlkokul çağındaki çocukları eğitmeye başlıyorlar, zorunlu eğitim veriyorlar. 1700’lerin ortası. Bu muazzam bir şey. Zaten sonrasında o Prusya’nın zıplayışında onun etkisini görüyoruz.

  • 2024-08-09 11:05 İşte Prusya dediğiniz yer bugün Polonya sınırları içerisinde olan Doğu Prusya ve işte bugün Almanya’nın kuzey doğusunu Turan bölgeden ibaret bir ülkeydi. nüfusu belliydi, işte coğrafyası belliydi, ulaşım imkanları gayet iyiydi. Ve hani ülkemizdeki herkesi birazcık tanıyordunuz yani. İşte büyük Frederik muhtemelen ülkesindeki her şehrin adını biliyordu. Ama Osmanlı’nın aynı durumu geçerli değil. Osmanlı 16. yüzyılda artık bir ucu ta aşağıda işte Eritre’lere falan giden o memlükler sayesinde Bir tarafı işte Cezayir’de Fas’ta dolanan, bir tarafı bu tarafta işte İran’da aşağı taraftan şeyler falan, Endonezya’dan Açeli’ler falan gelmiş işte bize bir yardım edin, biz de burada bir Portekizlilerle savaşıyoruz, biz de sizin işte şeyiniz olalım, vasılınız olalım diyen adamlar vardı

  • 2024-08-09 11:05 Yani ne böyle bir hukuk var, ne böyle bir yetişmiş insan var. Hani mesela bizde ayanlara da o anlamda çok fazla yüklenilir. Ayanlar işte şöyle kötü adamlardı, böyle kötü adamlardı falan filan diye. Yahu Balkanlardaki Osmanlı eserlerinin yüzde sekseni ayan eseridir. Ağayanların ortaya çıkmasının bir sebebi var. Çünkü Osmanlı oraya insan gönderemiyor, yetmiyor. Yetişmiş insanı yok. Üretemiyor bunu yani. Osmanlı’nın aynı zamanda Mısır’a bir kadı atayıp, aynı zamanda Niş’e bir kadı atama ihtimali çok zayıf. Çünkü bu kadar okul yok, bu kadar insan da yok aslında

  • 2024-08-09 12:06 Hani Bayraktar Paşa olmasa, yani başka birisi belki şey yapabilse, 2. Mahmut da tahta geçemeyecek belki. Belki bambaşka problemlerle karşılaşılacak. Öyle bir şey ki bu. Yani 1780… Efendim abi? 2. Mahmut’u öldürmeye geliyorlar, sarayda pencereden atlayıp duruyor. Yani düşün yani. Şey diye hani Paşa soruyor, ya bu kimdir diye. İşte bu yeni padişahımızdır diyorlar. Ha iyi o zaman.

  • 2024-08-09 12:06 Türk Modernleşmesi öyle Atatürk’le Atatürk’ün gelip bir anda işte Arapça alfabeyi kaldırıyorum falan deyip yaptığı işte radikal bir dönüşüm sonucu ortaya çıkmış gibi. Böyle bir şey değil. Türk Modernleşmesi 250 yıllık bir sürecin 3. Selim’den en azından başlatabileceğimiz, daha da hani belki gideriz eskiye ama 3. Selim’le böyle göz görünür hali gelen ve gayet sistematik devletin yönetimini rasyonalizasyona tabi tutmaya çalışan Weberian anlamda bir süreç

  • 2024-08-09 12:07 Osmanlı’nın son döneminde en önemli padişahı, İkinci Abdülhamit. Ve İkinci Abdülhamit döneminde Anadolu’daki halkı aç bırakmak pahasına okulları tuttu. O okulları tutmuştu, tuz savaşı diye bir şey olmazdı. Türk modernleşmesi belki devam etmezdi. Yani bu çok önemli bir şey. bilinçli bir yani hani işte ne diye bahsedilir ki muhafaza şey ikinci Abdülhamid’den her zaman işte çok muhafazakar bir adamdı. Eee çok muhafazakar bir adam işte ülkenin ilk kız okullarını açtı. Yani Türkiye’de kadınların bir şekilde eee toplumsal hayata dahil olmalarını sağlayan şeylerden en önemlilerinden biri kız okullarıdır. Işte hali debitleri vesaire çıkartan okulları Abdülhamit açtı. Kadınlar da işte öğretmenlik yapabiliyorlar, kadınlar da işte bir şeyler öğrenebiliyorlar fikrini Türkiye’de, bu coğrafyada anlayabilmelerini, bunu idrak etmelerini ve kabullenmelerini sağlayan insan, ilk insan belki de Abdülhamit

  • 2024-08-09 12:07 Yani 2. Abdülhamid baktığınız zaman Osmanlı’nın en fazla toprak kaybeden padişahlarından bir tanesi. Hani bazıları şey iddia eder işte hiç toprak kaybettin falan diye iddia eder ama Osmanlı değil yani en çok toprak kaybeden padişahlardan bir tanesi. Kanuni’nin zamanında doğmuş olmaması Abdülhamit’in suçu değil. Ve onu başarısız bir padişah da yapmaz.

  • 2024-08-09 12:07 Türkiye’de de anayasalaşma deniliyor değil mi? Efendim abi? Hem senedi ittifak hem de tanzimat fermanı dönemini anayasalaşma dönemi diyorlardı. Yanlış hatırlamıyorsam. Ya evet hani söylüyorlar ama şey gibi mesela işte Mesela İngiltere’de Magna Carta’dan başlatılır ya şimdi şeyin insan haklarının tanınması meselesi olarak bir şey böyle bir bakış açısı var. Yani Magna Carta ile başlattı. Ne de yani aslında onun yerli yerine oturur gibi olması Great Revolution, Glorious Revolution’a kadar yani şimdi 1688 olması lazım 1688’e kadar gelir. Onun genele yayılması ise zaten 1920’leri bulur yani, insan hakları bilmem ne açısından. Bizde de Sened İttifak’la ilgili öyle bir ilk bağlayıcı metin falan gibi bir şey var ama tabii yani çok da bağlayıcı olmuyor. Çünkü zaten bu maalesef şey ya, inişli çıkışlı ya o süreç hep. Hep öyle olmuş. Magna Karta meselesi de öyle. 1215 aslında imzalanma tarihi. Ama 400 yıl sonra ancak.

  • 2024-08-09 12:08 Modern olanın şöyle bir iddiası vardır. Ben bu işin doğrusunun böyle olduğunu biliyorum iddiası vardır. Yani insan şöyle olur, akıl böyle olur, devlet böyle olur. Modern olanın böyle bir iddiası vardır. Postmodernizm ise herkesin doğrusu kendine der ama modern olanın iddiası odur. Mesela Atatürk’ün yaptığı her şey çok modernist bir şekilde yapılır. Modernist bir şekilde yapılır derken işte hani rakı içmek başı açık kadın değil yani. Başından beri onu konuşuyoruz. Mesele doğru insan meselesidir. Atatürk’ün kafasında olması gereken bir Türk vardır. Türk çocuğu doğacak, büyüyecek, yaşayacak, ölecek. Onun nasıl olması gerektiği bellidir. Devletinin nasıl olması gerektiği bellidir.

  • 2024-08-09 12:08 Cumhuriyet tarihinin tartışmalı olayları. işte o ders misyanları mesela çok net bir şekilde onun ürünü. Yani ben buraya okul açacağım ve o çocuklar bu okulumu da okuyacaklar diyor bir taraftan. Diğer taraftan kız ben şimdiye kadar böyle bir şey görmedim. Bundan sonra da istemiyorum diyor. Ve bunun çalışması var orada yani. Temelde o aslında

  • 2024-08-09 12:09 Biz 2. Abdülhamit’e suikast düzenleyen teröristi yargılayamadık Türkiye’de. Çünkü Belçika vatandaşıydı ve ülkesi Türkiye’de yargılanmasına izin vermedi. Bu aslında Osmanlı’nın o dönemde nasıl bir acziyet içinde olduğunu ve bundan kurtulmak için neden bu kadar çırpındığını da gösteriyor. Osmanlı içerisinde herhangi bir Osmanlı vatandaşı işte özellikle İstanbul’da bir şeyde burun kelimesini ağzına alamazken öyle bir baskı rejimi varken diğer taraftan işte bir Belçika vatandaşı gelip

  • 2024-08-09 12:09 James Scott’ın Against the Grain diye bir kitabı var. İşte ilk devletlerin oluşumu ile alakalı. Bugün aslında çok o konuya girmedik ama meselenin geriden gelişini ona bakabilirsiniz.

  • 2024-08-09 12:09 Enver Ziya Karal’ın Osmanlı Tarihi diye 11. yıllık, yanlış kullanmıyorsam kitabı var. Onun tanzimat-ı hayliye devri diye onun üstünden alınmış bir parça. Bunun zamanında Cumhuriyet Gazetesi kitap olarak basmıştı

  • 2024-08-09 12:09 Enver Ziya Karal on sene yaklaşık Türk Tarih Kurumu Başkanlığı yapmış ve hani bizden bir önceki neslinin aslında tarihçi dediğince aklına gelen insanlardan en önemli insanlardan bir tanesi

  • 2024-08-09 12:10 Bu Tanzimat-ı Hayriye diye bir kitabını bence okuyabilirsiniz. Sen bir dahaki bölümler açısından da sizin için de hani konuya eğer çok böyle ilgili değilseniz, eğer konuya biraz daha uzaktan bakıyorsanız en azından konuşulan şeyleri daha rahat anlarsınız.

  • 2024-08-09 12:10 Weber’in şeyi çok önemli, protestan ahlak ve kapitalizmin büyük bir kitabı çok önemli

  • 2024-08-09 12:10 Bir tanesi de Anthony Giddens’ın Consequences of Modernity diye bir kitabı var. Çok iyi bir kitap. Moderni anlamak için çok etraflıca yazılmış bir kitap.

  • 2024-08-09 12:10 Bir de tabii Weber’in bürokrasiyle ilgili bir şey var. Bürokrasi olarak da basıldı. Hatta Lieber Plus da bastı sanırım

  • 2024-08-09 12:10 Tabii Weber’in o kadar çok okunacak şeyi var ki bürokrasi meselesiyle eğer ilgileniyorsanız İlla ki Google’a Weber ve Bürokrasi yazın. İngilizceniz varsa İngilizce bir sürü de makale de bulabilirsiniz. Hem Weber’in yazdığını hem de Weber üzerine yazılanlar.