Note
Enver Paşa, karmaşık bir kişilik olarak görülüyor. Hem Türkçü ve Turancı, hem de samimi bir Müslüman olarak tanımlanıyor. Modern dünyaya açık, gelişmiş silahları Almanya’dan getirerek savaşa katılmıştır. Enver Paşa’nın hızlı yükselişi ve genç yaşta önemli görevlere gelmesi eleştirilere neden olmuştur. Askeri tecrübesizlik ve siyasi bağlantılarla yükselmesi tartışmalara yol açmıştır. Enver Paşa’nın askeri kararları ve harekatları, askeri tarihçiler tarafından hatalı ve tehlikeli olarak değerlendirilmiştir. Sarıkamış Harekatı’nda yaşanan felaketin müsebbibi olarak görülmüştür. Enver Paşa’nın özgün ve ilginç bir karakteri olduğu belirtilmiştir. Askeri kişiliğinin yanı sıra romantik ve farklı meraklara sahip bir kişi olarak tanımlanmıştır. Enver Paşa’nın yaşamı, genç yaşta önemli görevlere gelmesi ve karmaşık kişiliği, tarihsel bir figür olarak büyük bir etki bırakmıştır. Enver Paşa’nın alfabesi, Osmanlıca’nın Arap harfli Türkçe yazısından farklı bir yazım sistemi olarak dikkat çekmektedir. Enver Paşa’nın yaşamı, Bolşeviklerle ilişkileri ve Turan Devleti kurma mücadelesi gibi olaylar, geniş bir coğrafyada etkisini sürdürmüştür. Enver Paşa’nın romantik ve idealist kişiliği, Mustafa Kemal Atatürk’ten ayrılan noktalardan biri olarak öne çıkmaktadır.
Highlights
-
2024-10-23 07:20 İşte sosyal darvincisi var, şucusu var, bucusu var. Nedir mesela Abdullah Cevdet başlı başına bir dergah.
-
2024-10-23 13:04 Mesela Taberi tarihi tam metin olarak çevirdiler. İlk defa oluyor ya. Ama şimdi bizi dinleyenler neden bahsettiğimize böyle tam böyle vakıf olmayabilir. Taberi tarihi gibi temel bir İslam tarihi kaynağı Türkçe’de ilk defa tam olarak çevriliyor. Yani neredeyse 2-3 yıl öncesi. Hep böyle yarım yarımdı yani. Evet, evet. Muhtasar, bilmem ne. Mesudi’yi çevirdiler. Nurucül Zehebi, tam metin yani
-
2024-10-23 13:12 Çünkü şimdi bizim Kurtuluş Savaşı dediğimiz olayı Trablus-Karp Savaşı’ndan bağımsız inceleyemezsin çünkü Kurtuluş Savaşı başlarken halk biliyorsun çok isteksizdi yani. Hani bak böyle Türk bizim dizilerde işte… Hocam devam ederken de isteksizdi ya. Bu Yakup Kadri’nin yabanında hatırlarsın böyle yani o işte Ahmet’ti galiba. Yüzbaşı Ahmet miydi? Teğmen Ahmet miydi? İşte köye yerleşen… Tabii canım, köylü böyle… Köylü falan nefret ediyor yani böyle. Hatta onun böyle hep anlattığım bir sahnesi var. İngiliz uçaklarından bildiriler atıyorlar. İşte bu Kemal’in kuvvetlerine yüz vermeyin. Yakında geliyoruz. İşte kurtaracağız oraları da özgürlüğüne kavuşturacağız. Bilmem şey gibi, Irak’taki şeyler gibi. Bildiriler atıyorlar. Şey diye anlatıyor. Sanki diyor, gökten diyor, kudret helvası yağıyormuş gibi diyor. kapışıyorlardı bildirileri fakat hiçbiri de okumabilmediği için köyün imamına götürüyorlardı. Ne yazıyor burada? Bize de oku, bize de oku değil mi? Muska gibi koyunlarına taşıdılar onları. Halifeden gelen emir falan gibi ya. Şimdi… Yorgun savaşçıda da var ya onlar. Evet evet. İnanılmaz bir isteksizlik, yeter bu kadar savaştığımız artık ne olacaksa olsun, kim alacaksa alsın da şu iş bitsin artık noktasına gelmiş bir halk var tabi.
-
2024-10-23 13:13 O yüzden Kurtuluş Savaşı çağrıları başladığında yani toplumun önemli bir kesme büyük bir isteksizlik duymuş. Ben anlayayım demiş evet. E tabi ama sonra tabi ama gönüllü gönülsüz bu ikna oluyorlar ve önemli şöyle diyeyim sana yani sayı verelim. Mondoros müteharekesi imzalandığında Osmanlı orası 400 bin kişi falan az değil yani çok büyük bir ordu hala. O yenilgiye rağmen ama terhis ediyorlar bunları. Biliyorsunuz işte Mondoros’ta herkes evine köyüne dönüyor. Sonra meclis milli orduyu tekrar kurup silah altına almaya çalışırken insanları, yanlış hatırlamıyorsam Sakarya Savaşı öncesindeki o muazzam çabalarla 60 bin kişilik falan bir ordu kuruluyor yani. Hani gene 350 bin asker kaçağı var nereden baksan. Onları sonra tekrar toplaya toplaya işte 100 bin, 150 bin sayısına falan ulaşıyorlar.
-
2024-10-23 07:30 Ama o fırtına onun üzerinden dönüyor yani. Hani istiklal mahkemeler deyince sanki böyle Rus Ekim devriminin o Bolşevik Moskova duruşmaları gibi ya da işte bilmem Fransız devriminin devrim mahkemeleri gibi hani gerçekten böyle aristokratları topladılar.
-
2024-10-23 13:11 Daha böyle hani adamını bulan işte eski dostlukları hatırlayıp mesela Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir onlar bir şekilde hep uzlaşmışlar. Rauf Orbay, Ali Fuat. Yani onlar mesela başka bir ülkede olsaydı onlar da gittiydi ben sana söyleyeyim yani. Mesela şimdi Rusya’da düşün şimdi Bolşevikleri düşün Sovyetler Birliği’nde partinin bütün kurucuları neredeyse Stalin döneminde Hakk’ın rahmetine kavuştular.
-
2024-10-23 13:04 Kurtuluş Savaşı’nın resmi başlangıcı ne 19 Mayıs, Ne de işte Hasan Tahsin İzmir’de işte Yunan askerlerini ateş etmesi falan değil. Meclisin açılmasıdır. Niye? Çünkü hukuken bir çatışmanın savaş olması için iki tane en azından devlet gerekiyor. Devlet iradesinde olması gerekiyor. İki devlet yani yüz devlet de olabilir ama en az iki tane devlet gerekiyor. O yüzden mesela Türkiye’nin işte bir takım silahlı hareketlere karşı verdiği mücadeleler şunlar bunlar savaş olarak kabul edilmez hukuki olarak. Çünkü karşılığında devlet olması gerektiği söylenir. Bu açıdan Kurtuluş Savaşı’nın resmi başlangıcıyla meclisin açılması ve ortada yeni bir Türk devletinin ortaya çıkması olarak kabul ediyor. Hukuki cevap bu
-
2024-10-23 13:05 Şimdi bak bir dönem bu şu anki hükümet Çanakkale Zaferi’nin savaşını küçümsemek ya da geri plan atmak için biliyorsun alternatif zaferler ön plana çıkarmaya çalışıyor. Kutulamari. Kutulamari mesela. Ya o da önemli bir olay. Önemsiz bir olay değil yani. O da neymiş falan denecek bir şey değil tabii. Orada Hayrettin Kutpaşalar falan. Orada da büyük bir başarı var yani. Ama halk nezdinde, halk kültüründe falan bu etkiyi yaratamadılar. Olmadı yani. Okullarda kampanyalar yapıldığı, resim yarışmaları, bilmem neler olmadı yani. Olmuyor, olmaz. Çünkü bunlar Anadolu insanı, çok uzak coğrafyalar yani.
-
2024-10-23 13:05 mesela Yemen düşün. Şu an herhalde aklımdan, hafızamdan sekiz, dokuz tane Yemen türküsü söyleyebilirim. Hepsinde de biz bu askeri niye oraya gönderiyoruz? Niye gidiyor bu çocuklar? Giden gelmiyor gibi bir serzeniş var orada yani. Çöllerde ölüyor bu çocuklar tarzı bir halkta bir tepki var.
-
2024-10-23 13:05 Eskiden mesela hani Çanakkale Savaşı gazileriyle, Kurtuluş Savaşı gazileri falan KV’de karşılaştıkları zamanlarda, 50’lerde, 40’larda falan hani bunlar daha böyle yaşıyorken, biraz yaşlanmışken falan birbirlerine böyle küçümser şey yaparmış. Hani o Cihan Harbi’nden çıkanlar, hani biz dünyayı yendik, hani siz işte ne yaptınız, Yunan’la savaştınız gibi. Böyle şey yaparlarmış, o Cihan Harbi’nden çıkan gaziler. Tabi onlar çok daha büyük bir güçle karşılaştılar ama tabi bu şey bir karşılaştırma değil. Yunanla savaşan ordunun eksiği o kadar fazlaydı ki ve demoralizasyon o kadar yoğundu ki. Açlık, hastalık, ordunluk. Yani şöyle düşün. Benim hatırladığım Kurtuluş Savaşı’nın resmi şehit sayısı 8-9 bin falan öyle hatırlıyorum. 9 bin civarı olması lazım. Birinci İnönü, yok Sakarya, Büyük Taarruz hepsinden toplamı. Bu sayılar Birinci Dünya Savaşı’nda bazen günde verildi.
-
2024-10-23 13:06 Peki Çanakkale’de bu nasıl diyeyim, bu ilerleyip durdurulamasaydı o zaman ne olacaktı? Dünya tarihi değişirdi. Zaten o yüzden Kutulamari olmuyor ya bir türlü. Kutulamari’de yendiğinden oldu. Neticede yeni birlikler getirdi adam. Yine Musul’a kadar geldi. Irak cephesini çökertti. Ama savaşın gidişatında bir değişiklik yaratmadı. Ama Çanakkale yarattı. Hikaye değil yani dünya tarihinde olan etkisi. Çünkü bunu konuşuyorduk galiba ya. Şeyler, Çarlık Rusya’sı yardım bekliyordu. Donanma eğer İstanbul’dan geçseydi… Ki onların derdi zaten aslında İstanbul değildi. Çanakkale ya da İstanbul değil de onların derdi. Onların derdi bir an önce şeye yardıma gitmek, Çar’a. Çünkü bu Birinci Dünya Savaşı, şunu konuştuk ya, Batı’da cephelere çakıllık alıyor ya bunlar. ilerleme yok, gerileme yok. Doğuda asıl hareketler var. Doğuda Alman ordusu, Çar’ın ordusunu dağıttığı için onlar bir an önce Rusya’ya yardıma gitmeye çalışıyorlardı.
-
2024-10-23 08:18 Geleneğe mi, algıya mı? Alışkanlığa sahip. Yani fes takacaksın.
-
2024-10-23 13:12 Enver Erkan-ı Harbiye umumi reisi olduğunda 33 yaşında mı ne? Yani çok genç yani aslında. Şöyle düşün, Mustafa Kemal’le aynı yaştalar. Bir yaş küçük galiba Mustafa Kemal’den. Mustafa Kemal anca yarbay olmuş. Bu adam Erkan-ı Harbiye umumi reisi olmuş. Muazzam bir yükselme yani.
-
2024-10-23 13:10 Enver Paşa alfabesinde, alfabe diyorum yazı değil çünkü gerçekten bir alfabe bu. Bunun bir adı da şeydir biliyorsun, huruf-i münfasılâh. derler. Yani munfasıl ayrı ayrı duran demektir, bitişmeyen demektir. Bu hurufu munfasılayla Arap alfabesinden tanıdığımız harfleri, bazıları Arap alfabesinde, bazıları Arap alfabesi dediğim zaman her seferinde yanlış söylüyor oluyorum aslında. Arap yazısı demem gerekiyor. Arap yazısından tanıdığımız harflerle onları az çok ufak tefek değiştikleri tabi tutarak birleşmeyen bir yazı yani her harfin müstakilen durduğu bir yazı sistemi geliştirmiş. Kaldı ki sesli harflerin hepsinin yazıldığı çünkü biliyorsun Osmanlıca’da sesli harfler yazılmaz ağırlıkta olarak Yani e’ler falan öyle hiç yazılmaz sona gelmediyse. Bütün ses larfların itinayla yazıldığı, hatta i ve ı’dan başka i, yani uzun i’nin olduğu, e ve a’dan başka a, yani bir elif miktarı uzun a’nın bulunduğu, işte uzun U’nun uzun efendime söyleyeyim O’nun bulunduğu kafla kefin işte keza ayrı durduğu böyle bir değişik yani sevimli diyeceğim sevimli de doğru kelimem bilmiyorum ama böyle kullanışlı görünen bir alfabe söz konusu. Bu çok yeni bir şey. Bizim matbuat ve kalem hayatımız için çok yeni bir şey. Ama yeni olmayan tarafı şu, harfler Arap harflerinden biçimlendirilmişler ve sağdan sola yazılıyor hala. Ama çok değişik bir şey. Bunu paylaşacağız. Bu da bir harf devrimi yani. Evet, bu da bir harf devrimi. Bu erken bir harf devrimi. Hatta yani bu tür spekülatif bir düşünme biçimini doğru bulmuyorum ama… Belki de bu ihtiyaç zaten bu ittihat kökenli subayların aralarında zaten sık sık dile getirilen bir şeydi.
-
2024-10-23 13:12 elki de Türk harf devriminin mazisinde yatan ateşleyici hareketlerden biri de belki de Enveri alfabesiydi. Bu bir zaruretti çünkü bu adamlar asker. Orduya oraya buraya emiri yolluyorlar. Burada U mu diyor, O mu diyor, Ü mü diyor, onun vakti yok yani. Binlerce insanın hayatına mal olacak emirler ve telgraf dönemi, Mors dönemi. Bu biraz da Mors’tan da çıkmış bir şey, öyle hatırlıyorum ben. Tabii, tabii. Çünkü Osmanlıca’da sesli harfi yazmıyoruz ama Mors’la sesli harfi vurmak zorundasın yani
-
2024-10-23 13:06 Yani bu anlamda ben genellikle Türk Burjuva devrimi demeyi tercih ediyorum. Yani 1908’den başlayan bu hareket daha öncesinde var tabi. Cumhuriyet de ne diyelim, taçlandı ya da zirveye ulaştı ya da radikal en son noktaya doğru ilerledi aslında bunlar bir bütün. Hatta arkasından Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı döneminde Doru’a çıktı.
-
2024-10-23 13:07 Bunları böyle ayırabilmek çok zor. Ama tabii Enver’i Mustafa Kemal’den ayıran konulardan biri onun fazla romantik ve idealist, hatta ütopyacı olmasıydı. Çünkü Mustafa Kemal rasyonel biriydi. Bazen biliyorsun böyle hani Mustafa Kemal olmasa da milli mücadelenin bir lideri olurdu gibi bir bakış açıları var. işte Kazım Karabekir olurdu falan olurdu. Yok Ali Fuat Paşa ya da Enver’in kendisi Kafkasya’dan gelirdi falan. Ben bu görüşe pek katılmıyorum çünkü Mustafa Kemal’in alternatifi olabilecek şeyler, o dönemki işte askeri liderlerden bazıları çok yerel düşünüyordu. Yani belli bir bölgeyi düşünüyordu. Bazıları da çok evrensel düşünüyordu.
-
2024-10-23 13:08 . Bu Murat Bardakçı yayınladı ya onları, mektuplarını. Herkese tavsiye ederiz yani. Bu konuya meraklı kişiler, yani bizi dinlesin dinlemesin o ayrı konu. Yani Enver’i en iyi anlayacak, anlamak için o mektupları okusunlar. Hem Mahir’in kastettiği o romantizmi. Çok değişik bir adam değil mi Mahir? Aşık ya karısına. Yani o Naciye yani böyle resmi falan bir şey değil yani. Yani işte eşim o yüzden kibar, öyle bir şey değil. Resmen aşık yani.
-
2024-10-23 13:11 onra da damgasını vurmaya devam etmiş. Yani bir yerde Enver Hoca var, öbür tarafta Enver Sedat var bilmem. Bunlar hep Enver Paşa’dan dolayı konmuş. Şeyde ama Cemal Abdülnasır’ın Cemal’i de Cemal Paşa’dan geliyor. Bütün Arap dünyasında ve Balkan coğrafyasında bunlar o dönem bir idoliler yani.
-
2024-10-23 13:07 Napolyon’u için ne konuşacaksın? Napolyon iyi bir askerdi. Askeri dehaydı. Bir sürü devrimci reforma imzasını attı. Bugün Avrupa’da bir kadın boşanabiliyorsa ve çocuğunu da kocasına rağmen yanında tutabiliyorsa Napolyon sayesinde. Yoksa öyle kilise kanunları falan bunlar mümkün değildi. Ama bir yandan da 400 bin askeri de Rusya’da boşu boşuna dondurttu.