Note

Zen Budizmi, ruhsal gelişim yolları arasında benzersiz bir aydınlanma yoludur ve zihnimizi kurtarmak için içsel deneyimlere dayanır. Zen, yaşamı burada ve şimdi deneyimlemeyi teşvik eder, içsel farkındalık ve basitlik üzerine odaklanır. Mutluluk, dışsal koşullardan ziyade içsel bir durumdur ve Zen pratiği, duygusal denge, farkındalık, basitlik ve kabullenme üzerinde odaklanır.

Highlights

  • 2024-12-28 22:55 Daisatu Daitaro Suzuki. Kendisi Budizm’den ve Shinkonoların uzmanlaşmış, dünyaca ünlü bir Japon Budist bilgin

  • 2024-12-28 21:25 Ellen Watts der ki, Zen basitçe burası ve şimdidir, merkeziyleşme halidir diyor.

    • Note: alan watts
  • 2024-12-28 22:57 Zen Sanskritçe kökenli. Anlamı meditasyon. Dhyana kelimesinden türetilmiş Japonca bir kelime. Çince’de Chan, Japonca’da Zen. Aynı anlama geliyor bunlar

  • 2024-12-28 22:57 Zen aslında bir yaşama sanatıdır arkadaşlar. Kendimizi yanılgalara, boş inançlara kaptırmadan, Olan haksız olan şeyleri yapacağız diye boş yere kürek çekmeden, onlara üzülmeden, tasalara katlanmadan ve tutkularımız yüzünden çektiğimiz acıları çekmeden, kendimizi de dünyamızı da mutsuzluklara sürüklemeden yaşam nasıl yaşanmalıysa öyle yaşamak.

  • 2024-12-28 22:58 biz yaşamı yaşayacağız diye savaş vermeden Yaşamın bizi yaşatmasına izin vermek.

  • 2024-12-28 22:58 Zen öğretisinin özetinde şu var. Bize diyor ki Kafandaki o düşüncelerden, o hayallerden vazgeç. Gel diyor gerçek dünyada yaşamayı öğren. Çünkü benim bir kafamda hayal ettiğim dünya var, bir de gerçekte olan dünya var. Bir gerçekte olduğum ben var, bir de hayalimdeki ben var. Arada da bir boşluk var değil mi? O boşluğu da ben kendimce doldurmaya çalışıyorum ve acı çekiyorum belki bundan dolayı

  • 2024-12-28 22:58 Zen öğretisi çok güzel, çok basit görünen ama aslında bir o kadar da derinliği olan bir öğreti. O yüzden ilk kez tanışanlar ne kadar basit, ne kadar saçma diyebiliyorlar. Hatta üstenci bir bakışı var insanların değil mi bu meselelere? Bunun sebebi şu olabilir. Batı geleneği Musevi ve Yunan etkisi altında şekillendi. Musevi derken ilk tek tanrı da din olduğu için. Her iki etki de dualist değil mi? Yani gerçeği ikiye bölüp birinin karşısına ötekini koyuyorlar.

  • 2024-12-28 22:58 Musevilik bu bölümü dinsel ve ahlaksal açıdan yapıyor. İşte tanrı kesinlikle dünyanın ötesinde bir yerlerde dünyadan ayrı gibi tahayyül ediliyor değil mi

  • 2024-12-28 22:58 Yunanlar da işte tam tersi, gerçeği zihnin çalışma işleriyle ilgili bir çizgi çekerek bölüyorlar

  • 2024-12-28 22:58 Hani ben en önemliydim değil mi? Doğu felsefesinde zaten böyle bir anlayış yoktu. Yani insan evrenin merkezinde değildi. Simbiyotik bir ilişki vardı aralarında dediğim gibi. Bir bütün halindeler.

  • 2024-12-28 23:00 Her olayın sizin kendi yararınız için gerçekleştiği fikriyle hareket ederseniz, her şey sizin yararınızda olmasına neden olacak bir enerji girdabına dönüşür diyor

  • 2024-12-28 23:00 Bir örnek vereyim. 20. yüzyılın başlarında 4 dakika paradigması vardı. Bir insanın 1.6 kilometreyi 4 dakikanın altında koşamayacağı söyleniyordu ve herkes buna inanıyordu. O dönemin doktorları bu sürenin atletin psikolojisini alt üst edeceğini ve daha yolu bitiremeden onun hayatını kaybedeceğini düşünüyorlardı. Mühendisler insan vücudunun aerodinamiğinin herhangi birinin bu mesafeyi 4 dakikada tamamlamasını imkansız kıldığını belirtmişlerdi. Ve bu rekoru kırmaya çalışanlar başarısız oluyorlardı. İşte bu paradigmanın gücü. Ona inanan herkesi haklı çıkarıyor gördüğünüz gibi. Ama 6 Mayıs 1954 yılında Roger Bannister 1.6 kilometreyi 3 dakika 59,4 saniyede koştu ve ondan sonra bu rekor zaten defalarca kırıldı. Çünkü o paradigma bir kez bozuldu. Yani insanlar yapabileceklerini gördüler. Yeni bir bakış açısı kazandılar.

  • 2024-12-28 22:54 Birincisi nörotransmiterler yani sinir taşıyıcıları, steroidler ve peptidler. Peptidler önemli çünkü Dr. Pert’e göre tüm ligantların %95’i kadarını peptidler oluşturuyor olabilir

  • 2024-12-28 22:54 Peart diyor ki, bunlar bilgi molekülleri olarak görülmeye başladı ve bu moleküller organizmanın her yerinde, hatta bağışıklık sistemiyle bile iletişim kurmak için hücreler tarafından kullanılan dilin temel parçalarıdır diyor. Peptitler beynin hipotalamus bölgesinde üretiliyor yani beynin salgı merkezinde. Burada üretilen peptitin büyük oranda düşündüklerimiz ve hissettiklerimize bağlı olarak üretildiğini söylemiş

  • 2024-12-28 22:55 Kızgınlık, nefret, mutsuzluk, neşe ne tecrübe ediyorsak her duyguyu burada ikiye katlıyor diyor Dr. Perth. Ve bu peptitlerin hayatın tüm süreçlerini düzenleyen büyük bir rolü olduğunu söylüyor. Dr. Joe Dispenza da diyor ki yeni bir hücre oluştuğu zaman bu her zaman eski hücrenin bir klonu olmadığını, bölünmesine sebep olan peptitin ne olduğuyla alakalı olarak çok daha fazla reseptörü olan farklı bir hücre olabileceğini söylüyor

  • 2024-12-28 22:08 Eğer bir saat boyunca depresif hissederseniz yaklaşık 18 milyar depresyon odaklı peptidi çağıran yeni hücre üretiyormuşuz arkadaşlar.

  • 2024-12-28 22:09 Mesela öfkeye üzerimizde yarattığı psikolojik ve fiziksel etkisi yüzünden bağımlı olabiliyoruz. Çünkü öfke adrenalin üretiyor. Yani aslında biz o öfkeye değil adrenaline, o uyarıcıya bağımlı olabiliyoruz.