Highlights
-
2024-01-12 09:38 Dinler Tarihi deyince Türkiye’de benim ilk aklıma gelen isim ve eminim çoğunuzun ilk aklına gelen isim Kürşat Hoca. Çok severim Kürşat Demirci. Kendisi arkeoloji, sanat tarihi ve dinler tarihi alanında uzman bir isim. Zaten tarihle haşır neşir olanlar, benim gibi böyle dinler tarihine merakı olanlar hocamızı tanıyorlar. Dinler Tarihi deyince işin içerisine sosyoloji ve psikoloji de giriyor. Yani bu geniş çaplı bakışı çok seviyorum
-
2024-01-12 09:39 Kutsal alan, kutsal coğrafya, kutsal mekan değil mi? Bunlar vardır ve bir din tanımında vazgeçilmez olan şeylerden biri nedir? Tapınaktır değil mi? Bir mekan vardır. Yani insanlarla tanrı arasında ya da işte tanrıları arasında bu güçler arasında bağlantı kurulan özel ritüel alanları vardır. İşte kilise, cami, sinagog değil mi? Hani tek tanrılı dinlere örnek verecek olursak ya da işte Göbeklitepe mesela. ”Bu alanlar teofonik alanlardır.” Yani bir yeri kutsal hale getiren, bir mekanı, bir nesneyi kutsal hale getiren tanrısal izdüşümün olduğu şeyler bunlar. ”Bütün kutsal mekanlar teofonik alanlardır.” diyor Kürşat Hoca. Yani kutsal mekanları o yüzden teofonik alanlar bir anlam kazandırıyo
-
2024-01-12 09:38 Ve bütün dinlerde bir sunu, bir kurban olayı var. Yani kurban isterler. İnsanın kendisinden üstün görmüş olduğu varla bir kurban, bir sunu vermesi. Bu ölmüş olan atalara olabilir. Tanrı olduğu düşünülen şey olabilir. Tek tanrıya olur, çok tanrıya olur ama bir kurban vardır, bir sunu vardır
-
2024-01-10 17:04 Ve bütün dinlerin insanlarına yani müminlerine kazandırmış olduğu ne vardır arkadaşlar? Bir bakış açısı vardır. İşte buna ne diyoruz? Ahlak diyoruz değil mi?
-
2024-01-12 09:40 Dedi ki neden dedi protestanlık 16. yüzyılda ve neden Alman coğrafyasında ortaya çıktı bir düşünün. Bunu şöyle açıkladı. Sen eğer Alman etnik kimliğiyle Almanların Şalman döneminde ve özellikle Şalman’dan biraz önce Roma İmparatorluğu yıktığı andan itibaren Almanların Güney Avrupa’ya egemen olması ama Haçlı seferlerinden sonra Güney Avrupa’dan atılmaları ve hep Almanların 14. yüzyıldan itibaren şöyle bir retorikleri var Akdeniz’e yeniden gideceğiz İtalya’da denize gireceğiz değil mi? Bunu bilmezsek eğer yani bir zamanlar orada olan siyasi gücün oradan atılmasını bilmezsek ve bunun Alman bilinçaltında yaratmış olduğu siyasal arketipleri bilmezsek Osmanlıların 1400’lerden itibaren Balkanlar üzerinden o Avrupa’ya yayıldığı dönemde getirmiş olduğu baskının Katoli Kilisesi’nin gücünü nasıl kırdığını anlamazsak ne olacak? Alman etnik kimliğiyle Alman siyasal düşüncesinin Roma’yı yıktığından itibaren işte Karölenjler, Merovenjler’den itibaren ne olduğunu bilmezsen sadece Wikipedia okumuş gibi olur.
-
2024-01-10 17:07 Yani senin protestanlığın çıkışındaki o mantığı yakalamak için neye ihtiyacın var? İşte etnik kimlikler, siyasal bilinçler, erkeklikler gibi bütün bunları bu determinist inceli yakalaman lazım.
-
2024-01-12 09:40 Sen eğer ki İslam’da Şiilik kültürünün çıkışıyla aslında Arapça’da Mevali denilen yani Arapların haz etmediği Türk ve İran kökenli halkların Sünni geleneğe isyanının background’ı var burada. Eğer bunu görmezsen o zaman zaten Şiiliği de anlamazsın ve belki Şiiliği şöyle tanımlarsın kendince. İşte Şiilik 700 küsur yıllarından itibaren kökeni Hz. Ali’ye dayanan bir ehl-i beyt kavgasının uzantısıdır dersin. Ama bu bu kadar basit tanımlanacak bir şey mi? Değil gördüğünüz gibi. Şii’liğin ortaya çıkışında bir takım kitleler var. Mevali adı verilen Arap olmayanlar. Bu Arap olmayan mevalilerin üzerindeki o siyasal baskı var. Yani onların retoriği Şii’lik olarak çıkıyor.
-
2024-01-12 09:40 ristiyanlar da mesela sakramenler. İşte kilisede yapılan ritüelde mi? Şarap ekmek sakrameni gibi. Pazar günleri yapılır. İşte okarist. Bu çoğumuzun bildiği bir şey belki. İşte şarap ekmek kavramı. Ama bunun arkasında ne var? Mitracı gelenek var. Az sonra geleceğim yine buraya ama o şarap ekmek kavramının aslında Hristiyan kültüründe halkı kiliseye çekip kilisenin resmi ideolojisini adeta halka zorla dinletme siyasal kaygısı var.
-
2024-01-12 09:41 Mitracı gelenek dedim oradan Hristiyanlığa geçtik. Dolaylı yoldan bile olsa tetikleyerek şekil değiştirdiğini görmeye tarih felsefesinde ne deniyor? Determinist tarih deniliyor. Bir de tarih felsefesinde etkilenme denilen bir kavram varmış arkadaşlar. Bunları hep yeni öğrendim. Herhangi bir tarihsel fenomenin mutlaka bir başka tarihsel fenomeni etkilemesi. Mutlaka bütün dinsel fenomenler bir başka dinsel fenomeni de etkiler dedi Kürşat Hoca. Ve buna örnek olarak Şii kültürde işte Mehdilik, Mesihlik gibi kavramları anlamamız için Zerdüçlük’teki Şoşant kavramını anlamamız lazım. Yani gökten beklenen Mesih bu. Zerdüçlerde Şoşant.
-
2024-01-12 09:41 Dinler tarihinde kategorizasyon çok önemli. Mesela politeist dinler, monotoist dinler, henatoist dinler, dualist dinler. Bakın kategorizasyon yapılıyor önce.
-
2024-01-12 09:42 Şintoizm mesela. Hani Japonya’da milyonlarca insan Şinto. İkinci Dünya Savaşı’nda Amerika’ya yenilince Japonya, Amerika ne yaptı? Budizmi Japonya’ya entegre etmeye çalıştı. Başardı da bunu ve ondan sonra Şinto sayısı gitgide azaldı. Şimdi şintoizmde her bir yıldız ilahtır arkadaşlar. Yüz binlerce kami vardır yani tanrı vardır şintoizmde. Japonlar milyonlarca kamiye, yıldıza yani tanrıya inanıyor.
-
2024-01-12 09:42 Hemetoizm dediğimiz şey de bu da aslında biraz politeizm gibi çok tanrıcı gibi ama öyle değil. Yüzlerce tanrıdan üç tanesi mesela göz bebeği bizim eski Türk inancımız gibi işte gökte bir tanrı bu dünyada oturan bir tanrı bir de yerin altında bir tanrı. İşte bu üç tanrı Diğerlerinin arasında en üst segment, en önemlisi.
-
2024-01-12 09:42 Dualist. Yani birbirine karşıt olan iki güç hemen aklınıza Zerdüştük geldi. İyi ruh Ahuramazdağ. Onun tam karşıtı olan Angramanyu değil mi? Genelde işte iyi tanrı ruhu yaratır. Kötü tanrı da bedeni yaratır. Ve bedenle ruh arasında hep bir kavga vardır. Buna da Gnosticizm deniliyor. İslam Tasavvufu. Yahudi kabalacılığı, Hristiyan mistisizmi gibi kültürler biraz bu gnostik unsurlardan kısmende olsa besmende. Gnostisizmde iyi bir tanrı var, ruhu yaratıyor. Kötü tanrı var, o da bedeni yaratıyor.
-
2024-01-12 09:42 Derken doçant doktor Nusret Kaya ile tanışıyor. Psikiyatrist kendisi. Nusret Hoca’yı biliyorsunuzdur bu alanda çalışanlar. Son 40 senesinde Nusret Hoca danışanlarına kendi adını taşıyan Nusretiyen rüya analizi ağırlıklı bir tedavi uygulamış. Bizim yungumuz diyorum ben ona.
-
2024-01-12 09:43 Yani efsaneler daha böyle bizim zamanımıza ait gibi gelir ya kulağa. Mitler öyle değil. Yani çoğunlukla bu zaman evresinin çok daha öncesi gibi. Eski dünyada yaşayan insanların anlattıkları öyküler diyebiliriz. Mitos dediğimiz şey ise öykülerin çekirdek birimleri. Mitin yapı taşları gibi arkadaşlar. Ve bunlar dünyanın neresine giderseniz gidin hangi çağ ve zamanda yaşadığınız hiç fark etmez. O mitoslar bir şekilde kendini tekrar eder. Hani bir podcastim var Kahraman Yolculuğu mutlaka dinleyin onu. Modern dünyanın da mitleri var arkadaşlar. Şu anda da var mitler. Mesela Tapınak Şövalyeleri. Bu arada Göktuğ Hoca’nın Tapınak Şövalyeleri üzerine bir eğitimi varmış. Katılacağım ona mutlaka. Kaçırdım. Tapınak Şövalyeleri üzerinde de aslında mitler geliştirilmiş. Yani mitolojilere çalışırken Zaman, mekan ve geçmiş sistemleri ayrıntılı olarak analiz edebilirsek mitoloji bizim gözümüzü o kadar korkutmaz diyor Göktuğ Hoca. Mitoloji dediğim gibi lebider ya çünkü yani insanın gözü çok korkuyor ama şu var benzer bir işleyiş var arkadaşlar. Yani bir mitolojiyi öğrendiğimiz zaman hemen diğer mitolojilerdeki o benzerlikleri fark edebiliyoruz ve ne oluyor?
-
2024-01-12 09:43 Zaten taş çağından, işte mağara sanatından, üst paleolitik dönemden itibaren mitolojinin izini sürmeye başlayabiliyoruz. Sonra işte neolitik dönem, yerleşik hayat, ardından hayvan evcilleştirmeleri, işte Tunç Çağı, büyük medeniyetler, Mısır, Sümer, Hint medeniyetleri işte derken antik çağlar. Yani mitolojileri tasnif etmek çok önemli. Az önce dinler tarihinde olduğu gibi. Tarih öncesi mitler yani yazının kullanılmaya başladığı evreden öncesi ve sonrası gibi de tasniflendirebiliriz.
-
2024-01-12 09:44 Şimdi 4-5 ayrı türde mitos var arkadaşlar. İlk ve en yaygın olanı köken orjin mitoslar. Yani hayatın nasıl başladığıyla ilgili. Mesela tekvinde Adem ile Havva’nın yaratılışı arkadaşlar. Buna bir örnek ya da Kuzey Amerika yerlilerinin Kaplumbağa’dan türeyiş hikayesi gibi
-
2024-01-12 09:44 Etiyoloji mitosları var. Neden bilimsel mitoslar da deniliyor buna. Bugünün meselesinin neden bilimsel açıklaması diyebiliriz bunun için. Mesela işte biz bugün neden ev inşa ediyoruz, neden balıkçılık yapıyoruz gibi. ya da insanlar neden ölümlü oldular gibi soruları açıklamaya çalışıyor.
-
2024-01-12 09:44 Üçüncü bir tür ise ritüel mitosları. Buna örnek olarak yani bunun en yaygın bilinen şekli bizim toplumumuzda baktığımız zaman kurban bayramı olabilir ritüel mitoslarına. Kurban bayramlarının arkasındaki mitos Hz. İbrahim tam İshak’ı kurban edeceği ya da işte İsmail’i kurban edeceği sırada gökten koç iniyor değil mi?
-
2024-01-12 09:44 Eskatoloji mitosları var. Bunlar çoğunlukla kıyametle alakalıdır. İşte Nuh Tufanı mitosu gibi Kuzey Amerika’dan Afrika’ya gidin. Her coğrafyada bu tufan mitosu zaten vardır.
-
2024-01-12 09:45 Mitoloji çalışmalarını, simge ve sembol çalışmalarının hepsini inceleyen bir bilim dalı var. Gösterge bilim yani semiotik. Mesela işte Adem’le Havva olayı hepimiz biliyoruz değil mi bunu? İşte cennetten kovulma olayı. gösteren ve gösterilen ilişkisi var. Yani bize gösterilen şey ne? Adem’le Havva’nın bildiğimiz klasik hikayesi. Yani cennetten kovulmak. Hepimizin bildiği şey bu. Bu mitolojinin sözleri hikayesi. Ama bu hikayenin arka planında saklı olan bir şeyler var değil mi? Yani bizim anladığımız şeyle hiç alakası olmayan bir şey var arkasında. Sembol. Yani sembol ne yapar? Bize çok basit bir şey gösterir. Çocuk bile görse der ki bu işte şu demektir der. Ama dediğim gibi arka plandan başka bir şey çıkar. Mesela işte bir çark şekli gördük. Çocuk bile görse ”Aa bu bir çark” der değil mi? Ama o çark aslında evrenin döngüsünün işte birbirini takip eden devir, yeniden doğan güneştir, yeniden batan güneştir. Mevsimlerin bir simgesi haline gelmiştir o çark. Ama bizim görüp direkt söylediğimiz şey bu değil değil mi?
-
2024-01-12 09:45 Peki mezarlıklar neden hep ağaçlarla dolu arkadaşlar? Bunu Göktuğ Hoca derste sordu. Ben bunu bilmiyordum. Çünkü ağaçlar insan zihninin tanıdığı ilk ölen ve dirilen canlı formu olduğu için. Yani ağaçlar her mevsim ölüyor ve her mevsim diriliyor. İnsanlar da bunu görüyor. Mezarlıklara ağaç dikiyorlar. Çünkü aslında o ağaç her mevsim ölüyor, her mevsim diriliyor ya. Dirildiği zaman hani o ölünün de dirilmesine dair ruhsal, cinsel bir ilişki kurulmuş. O yüzden dikiliyormuş. Bakın burada sembolik bir dil var arkadaşlar.
-
2024-01-12 09:46 Hatta Freud der ki kurban yemeği aslında yüce yaratıcıyı yeryüzüne yaklaştıran bir eylemdir. Yani ilk atayı o hayvanı yerliler niye yiyor? Çünkü altyapısında bir yakınlaşma var o hayvanı bedenine sokarak kurbanı yiyerek Tanrı ile kendisi arasında bir yakınlaşma olduğunu düşünüyor. Bunu öğrenince böyle aaa falan oldum. Hatta tanımı Tanrı’nın ve Yaradılanın ortak sofrada buluştukları yemektir
-
2024-01-12 09:46 Kominyon ayinleri değil mi Hristiyanlık’ta? Yani kominyon neydi? Rabbin sofrası. Hz. İsa’nın çarmıha gelinmeden önceki gece. Havarileri de yemiş oldu. Son akşam yemeğinin anılmış olduğu ayin bu. Bu yemekte ne yapıyorlar? Ne diyor Hazreti İsa? Havarilerine ekmek veriyor. Diyor ki bu benim bedenim. Değil mi? Şarap veriyor. Bu benim kanım dediğine inanılıyor Hazreti İsa’nın. Ekaristiye ayini, şarap ekmek ayini diye geçer.