Highlights

  • 2023-12-05 21:55 Ahlak Arapça aslında yaratılış kuylar anlamında. Yaratılış halk kelimesi de, ahlak ve halk kelimesi de bunlar birbirini besleyen kavramlardır. Yani o toplumun sahip olduğu alışkanlıklar, tekrar ettikleri, tekrar edilmesini istedikleri çerçeve, Fakat bunun içine öyle bir malzeme giriyor ki zaten çok ilginç bazı örneklerden de bahsedeceğiz. Oradan görmek mümkün. Günaha baktığın zaman günah farsça bir kelimedir. Çok da ilginç bir kelimedir günah kelimesi. Bizim bazı kelimeler her gün kullandığımız için hiç sanki bize ait değilmiş gibi bir şeyle karşılaşınca şaşırıyor insanlar. Günah, suç ve tazminat gerektiren eylem demektir. Bir hasar var. O hasarın karşılığında bir suç işlenmiş burada. O suçun karşılığında da mutlaka tazmin edilmesi gereken yani ödenmesi gereken bir şey var. Ama bu bizi yavaş yavaş nereye doğru taşımaya başlıyor? Ufak ufak yasaya, yasak kelimesine ahlak ahlaksızlık, ayıplar, günahlar, namusa, töreye, kanuna götürüyor.

  • 2023-12-05 21:56 İçlerindeki tek Türkçe kelime yasa. Yasa kelimesi aslında yasaktan geliyor. Yani orada bir sınır var. Onu aşamazsınlar. Namus var, Yunanca nomos, o da yasak demek, yasadan geliyor yine. Töre var, töre de Türkçe değil, töre İbranilerin kitabı Tora’dan. Tora zaten yasak demek, sınır demek. Kanun var. Kanunun iki tane karşılığı vardır. Biri kilisenin yasakladığı, Fransızca kökü, kilisenin yasakladığıdır. İkincisi Arnavutçadır. Arnavut dilinde bizim aileden bir erkeği öldürürsen, biz de sizin ailenizden bir erkeği öldürme. Dişe diş, göze göz, İbrahim’in inancından başlayan, onunla devam eden bir kavramdır. Ama kanunun en ilginç tarafı, Arapçada bir karşılığı vardır ve şaşırtıcı biçimde konuyla hiç alakası yoktur. Kanun Arapça bir müzik aletidir, hepsi bu.

  • 2023-12-05 21:57 Aristoteles 63 yaşında hayatını kaybediyor. Erdem türlerinden bahsediyor. Bu Erdem türlerinden bahsederken düşünme yetisi olan Dianoya bunları şöyle anlatır kendisi. Bir tekne vardır diyor. Bugünkü teknoloji kelimesinin kökü Yunanca. Yapabilme gücü ve becerisidir. Bunlar Erdem türleridir. Düşünme yetisini nereden denir? Episteme vardır diyor. Felsefi, bilgi ve bilim anlamında kullanılıyor. Pronesis diyor. Doğruyu görme yetisi olan pratik bilgelik. Nous ki bizim us kelimesinin de kökünü oluşturduğu iddia edilen bir kavramdır. Doğrudan kavrayan akıl. Meseleyi çok doğru ve direkt anlayan bir kavram. felsefi bilgelik tarafına bakıyor. İkinci tarafta ise Aristoteles’in yazılarına baktığın zaman Etos’un erdeme üzerinde yapıtlar var. Bazı yazıları kaybolmuş da bulunamıyor, bazıları toplanmış. O yazıtlar üzerinden bir şeyleri bulabiliyoruz. Ama Aristoteles’in Temel meselesi insanlar arasındaki ilişkide mutlaka bu biraz önce bahsettiğim tekne, episteme, proneses, nous gibi kavramları kullanarak ilerliyorlar. Çünkü Aristoteles’in hocasının hocası olan Sokrates ne söylüyordu bize? Diyordu ki, bilgelik tarifle başlar.

  • 2023-12-05 21:58 Eski Yunan’da mesela çocuklar ve kadınlar aslında çok da geçerli yurttaş niteliği taşımazlar. O günün toplumsal dinamikleri gereği böyle bakılmıştır. Hatta bugün erken yaştan anaokuluna çocukların gitme refleksinin geliştiricisi olan kişi Plato’dur. anneler çocuk büyütemez diyor. Yani çocuğu yaşıtların arasında büyüyeceğine inandığı için bunu söylüyorlar gibi gibi. Ama Aristoteles bu işin ilk başından bunu oluşturan kişidir. Fakat öncülerini atlarsak sanki onunla başlamış gibi değil. Hayır düşünmenin ataları işte hep konuşuyoruz biliyorsun Tales’den, M.Ö. 700’ler Tales’den başlayan o Anaxagoras’ın Anaximanes’in, Heraklitos’un, Pisagor’un, onların düşüncelerinin üzerine yeni kavramlar, yeni konular, yeni açıklamalar getire getire toplumdaki ortak yaşam alanında nasıl herkesin dengeli biçimde yaşayabileceğini anlatan kavramları oluşturmuş kitaplarıyla. Şimdi benim Ajitoteles’i de diğer düşünürleri de sorgulama ihtiyacım var.

  • 2023-12-05 21:59 Diyor ki, bir odaya konulan insanları dört gruba ayırabiliriz. Tüm insanlık tarihi, felsefe, bilim tarihi üç sorunun cevabını bulmaya çalışıyor. Nereden geldik? Şu anda neredeyiz? Biz nereye gidiyoruz? Bu sadece yaşam değil. Toplum nereye gidiyor? Sistem nereye gidiyor? Üretim nereye gidiyor? İlişki nereye gidiyor? Fark etmez. Bunu şöyle tarif ederiz. Odada yaşamayı tercih edenler vardır. Bir odanın içinde yaşarlar. Bunlar sıradan insanlardır. Ve sadece yaşamanın derdindedirler. etrafında bunlardan mevzul miktar da görürsün. İkinci grup odadaki eşyaları merak edip inceleyenler. Sağa bakar, sola bakar. Bugünkü manada bilim insanları bunlar. Bunlar yaşanılan dünyanın mekanizmasının peşinde ve nasıl sorusunu soruyorlar. Nasıl oluyor, o nasıl oluyor? Peki bunu çevirince öyle mi oluyor? O rüzgar gelince böyle mi oluyor? Üçüncü grup odada neden olduklarını, nereden geldiklerini merak ederler. Bunlar filozoflar. Yukarıdaki o üç soru, nereden geldik, neredeyiz, nereye gidiyoruz diyorlar. Bir grup daha var. Onlar da odanın dışında ne olduğunu merak edenlerdir. Bunlar da Ariflerdir. Arif zaten baktığın zaman temel ilişki boyutuyla şu üç taneyi artık yavaş yavaş birbirinden ayırt edelim. Bugünkü modern toplum için etik dediğimiz şey,

  • 2023-12-05 22:00 Ne demek etos? Daha önceki yayınlarımızda da ufak tefek giriş yapmıştık içine ama biraz daha altını çizmek lazım. Mesela hekimlik etiği, mesela avukatlık etiği, mesleki olarak o işin, o dalın satış etiği, etik daha kurumsal bir iştir, bireysel bir konu değildir. Burada araya girip bir şey soracağım. Peki mutluluk etiği, deontolojik etik, dini etik, erdem etiği gibi etik çeşitleri de var. Yani meslek dışında da bu çeşitleri de içine alarak devam etsen diye araya girdim. Tabii memnuniyetle. Onlar da kavramları bu işin içine sokuyorlar. Aslında ben sana şunu söyleyeyim, ahlak mesela bilimin alanı değildir. ahlak ağırlıklı olarak dini inançların alanıdır. Çünkü ucunda mutlaka ödül ceza sistemi vardır.

  • 2023-12-05 22:00 Aslında üç tane büyük organizasyon. Biri devlettir, biri ordudur, bir tanesi dindir. Bunların üçü etiğe, etikle kastettiğimiz burada tekrar altını çizelim, alışkanlıkları o kadar yoğunlukla bağlıdır ki işte bu üç kurum en fazla değişime direnen kurum. varlıklarını bunun sayesinde korudukları için değişimleri çok zordur. O yüzden mesela kendi tarihimize bakarsan Sekbani Cedid, Nizami Cedid, Yeniçeri Ağası kaldıralım, bir daha yapalım, 1830 ayaklanma, işte Osmanlı ordusu, 1. Meşrüt Cedid, 2. Meşrüt Cedid, Menderes dönemi, şimdi yine hala Ergenekon, Balyoz, Habire orduyla, Habire orduyla bir mücadele vardır. Hem güç kaynağıdır, hem aynı zamanda etik standartları çok yukarıdadır.

  • 2023-12-05 22:01 Jean-Jacques Rousseau diyor ki devlet eşitsizliğin temelidir. Siyaset felsefesinin önemli köşe taşı laflarından biri. Ben de kendi meşrebimce, kalfa olaraktan Bugünün dünyasına şöyle bir perspektifle bir şey katabilirim. Bence artık teknoloji eşitliğin temelidir. Çünkü teknoloji sayesinde gelir dağılımında öylesine müthiş bir dengesizlik oluşuyor ki bakıyorum sen şırak olarak gayet güzel bir hayat yaşıyorsun. E ben yaşayamıyorum. O zaman ona ulaşma imkanı var mı? Var. Peki bunu nasıl yapacağım ben? Ahlak dışı, yani o bahsettiğimiz kendi kurallarımızın, geleneklerimizin, tırnak içinde alışkanlıkların dışına çıkarak bunu yapacağım.

  • 2023-12-05 22:02 Teori, Yunanca teoria. Teoria ne? Atina dışındaki şehirlere gidip oradaki olimpiyatları izliyorlar. Atina’dan bazı devlet görevlileri gidiyor, kurallara uygun yapıldı mı, yeni bir şey var mı, ilginç bir şey var mı diye. Bir takım teori aslında kontemplasyon diye de geçen, yani bir şeyi gözlem, gözlemine bakmak. bakarak burada uyan, uymayan ya da yeni olan bir şey var mı diyerek, çünkü hayatın dinamizmiyle ilgili ne demişti Heraklitos? Değişmeyen tek şey değişimdir ve aynısı da bir kez daha yıkanılmaz diyerek bütün o hayattaki o devinimi okumuştu.

  • 2023-12-05 22:02 Çok güzel bir filmdir. Bu Kevin Spacey’nin oynadığı Life of David Gale. O filmde aslında David Gale, işte kendisi lakancı psikiyatriden örnekler veren bir felsefe hocasıdır üniversitede. Ve sırf adalet uğruna, sırf ahlak uğruna tam da Socrates’in izlediği yolu, filmin bir sürü yerinde Socrates’e de göndermeler vardır.

  • 2023-12-04 09:19 Egonotika, kendini başkalarıyla keşfetme sanatı ve tekniği demek. Şimdi benim kendime varıp da kendimi tanıyabilmem için bana giden yol mutlaka başkasından geçer.

  • 2023-12-04 09:23 Gördüğün gibi ya yok yapamadım diye tarih boyunca gücün simgesi hep erkeklik fallik olduğu için yani res publica çok komiktir bu publica ile public aynı yerden aynı kökten gelirler bu egemenlik alanıdır bu res publica ile çevrendeki erkek dünyasında seni bir defa ya erkek adam içer gibi hemen Erkek olmayan, çünkü daima egemenlik simgesidir, iktidar simgesidir erkeklik.

  • 2023-12-04 09:33 Yani iyi olsun, o yüzden ben yanlışı söylemeyeyim dedikçe çürümenin içinde kalırız. Toplumsal olarak bizim yapmamız gereken doğrunun yanında olmak, Bazen doğru iyi olmayacaktır.