Highlights

  • 2024-06-11 21:33 müziğin bir defa müzik olabilmesi için gereken unsurlarında işte ritmik yapısı olabilir, bu bütün kültürlerde farklı olsa da içerir bunu. işte ton ayrımı vardır, seslerin nasıl organize edildiği bir sürü kurallara göre vardır ama en sonunda bir ses grubuna müzik dediğimiz zaman estetikten bağımsız olarak onun bir tasarlanma süreci vardır ve o tasarlanma süreci de bir insan tarafından yapıldığı zaman biz ona müzik deriz. Sonra bunun güzel midir, değil midir, beğenir mi, beğenilmez mi tarafı tamamen başka bir konudur. Dolayısıyla Müzik herhangi bir duyguyu, ifadeyi içerip içermesinden bağımsız olarak seslerin herhangi bir sebeple insan tarafından tasarlanmasıdır. Dolayısıyla çok sesli mi olmuş, tek sesli mi olmuş, çok renkli mi olmuş bunlar kültürden kültüre değişebilir. Değişmeyecek tek şey seslerin insan tarafından tasarlanmasıdır. Ve bunun hedefini de aslında sorgulayamayız. Neden sorgulayamayız? Mesela Bu bir politik sebeple olabilir yani bir fikri karşı tarafa aktarmak için olabilir. Ama eğer söz içeriyorsa o zaman müzikten birazcık yararlanıyor olabilir. Örneğin işte hani Ciao Belli’yi uzun uzun konuştuk ya da işte bir Fenerbahçe marşı olabilir, Liverpool marşı olabilir. Ya da işte Nazilerin 1930’larda yaptığı gibi bir askerin ölümünden sonra Horst Wessel’in onun üzerine beslenmiş bir şarkıyı ki bence bir Baviyera tipik bir Münih birhanesinde duyabileceğin seslerden oluşur.

  • 2024-06-11 21:34 O yüzden mesela bilmediğimiz bir dilde bir müzik dinlediğimiz zaman müziğin sözlerine gerçekten fazla dikkat etmeyiz ve müziğin sözlerine Ben bunu çok inceledim. Mesela başka bir dilde bir müziği taklit eden insanlar, bilmedikleri bir dilde müziği taklit eden insanlar baya iyi taklit yapıyorlar. Örneğin hiç İngilizce bilmeyen birisi İngilizce bir müziği çok güzel söylüyor.

  • 2024-06-11 12:38 Dolayısıyla müziğin müzikten önce konuşulması gereken unsuru ses olduğu için ben müzikte sözü z’e kadar önemsemeyen bir insanım.

  • 2024-06-11 21:35 Ben mesela herhangi bir dini metinden etkilenen birisi değilim. Yani dini bir metin okuduğum zaman ya da duyduğum zaman tüylerim diken diken olmaz. Bakarım ne diyor, ne demiyor diye. Çünkü beni heyecanlandıran bir konu değildir dini yazıtlar. Fakat o dini yazıtlar üzerinde yapılan bestelerde hangi din olduğu da önemli değil. Ben bunu da örnek veririm çok. Benim gibi bu açıdan yazılı olarak dinle hiçbir alakası olmayan birisi benim arkadaşlarım bilir. Ben sabah Ayasofya’da çok iyi bir imam varken eskiden onun ya da Sultanahmet Camisi’ne giderdim sabah beşte dinlemek için çok iyi bir sabah ezanı okurdu. Şafak sökerken o muhteşem müziği duymaya giderdim ki ben dediğim gibi sözleriyle ya da dini bağlamla ilgisi olmayan birisiyim.

  • 2024-06-11 21:36 Bu yemek, içmek gibi bir şeydir. Fakat o birazcık hani hayatımızda duymadığımız zaman hemen ölmeyeceğimiz için nedense üçüncü, dördüncü sıraya atılır. Halbuki dinlemeden de insan ölür. Kesinlikle. Yani ruhu ölür en azından. Sonra da bedeni 70-80 sene sonra zaten ölecektir. Ondan da kaçış yok ama ruhu kesinlikle ölecektir. Çünkü donanımında var. Bunu MR’la gösterebiliriz. Bak işte senin duymaya ihtiyacın olduğunu beynin şu bölgesini böyle somut olarak gösterebiliriz. Dolayısıyla bu insan beyni aşağı yukarı aynı olduğuna göre dünyanın her yerindeki insanların duymaya ihtiyacı var.

  • 2024-06-11 21:36 O yüzden de ninnisiz bir toplum yoktur mesela. ya da cenazesinde vibrasyonu kullanmayan bir toplum yoktur. Yani üzüldüğünde ve sevindiğinde herkesin toplaşıp resim yaptığı bir kültür var mı? Yok. Ya da aa ne oldu baban öldü tamam hadi gel hemen heykel yapalım gibi bir ihtiyaç yok.

  • 2024-06-11 21:37 Ama Kur’an dahi okunsa ya da İncil’den bir bölümde okunsa ya da işte 4. 5. yüzyıldaki kiliselerdeki yazılmış müziklerde okursa hepsinde bir müzik vardır, olmak zorudur. Çünkü insan anlayamadığı şeyleri o vibrasyonla ilişkiye girerek en azından hissetmeye çalışır

  • 2024-06-11 12:45 Çünkü elimizin, yani gitaristler için konuşuyorum, elimizin kullandığı hareketleri çok fazla değiştirmeden müziği çok değiştirmek istiyorsak onun dilini değiştiriyoruz.