Highlights
-
2023-12-23 22:18 Söylenenlere göre Kant, yaşamı boyunca aynı alışkanlıklara sahip olduğu bilinen, disiplinli bir adamdı. Her sabah saat tam beşte kalkar, çalışmaya başlardı. Her gün aynı saatte düşüncelerini toplamak ve yeni fikirler üretmek için yürüyüşler yapardı. Öyle dakikti ki komşular saatlerini onun günlük yürüyüşlerine göre ayarlardı. Sigara ve alkol gibi sağlığa zararlı alışkanlıkları yoktu,
-
2023-12-23 20:37 Hayatı boyunca çeşitli bilim dalları üzerine yazmaya devam etmese rağmen felsefi konulara ağırlık vermeye başladı. 1760’ların başında felsefe alanında çok ama çok önemli eserler üretti. 1770’te profesör olduktan sonra derslerinin konularını, diğer konuların yanı sıra doğal hukuk, etik ve antropoloji derslerini de içerecek şekilde genişletti.
-
2023-12-23 22:18 Tam 10 yıl boyunca ortadan kayboldu ve çalışmalarına yoğunlaştı. Biyografi yazarlarının onun sessiz 10 yılı dedikleri bir döneme girmişti aslında. kendini algının ve zihnin nasıl bağlantılı olduklarını düşünüp çözme işine verdi. Bunun sonucunda sansasyonel kitabı olan Saf Aklın Eleştirisini yayınladı ancak dilinin ağır olması sebebiyle pek az kişi tarafından anca anlaşılabilmişti.
-
2023-12-23 22:19 İlk olarak bilgilerimizi duysal deneyime borçlu olduğumuz konusunda David Hume ve ampiristlere katılıyordu. Ancak rasyonalistleri de haklı bulduğu bir nokta vardı. Akıl da bizi çevreleyen dünyayı nasıl kavradığımızı belirleyen bazı ön koşullar içeriyordu. Ona göre ne görüyor olursak olalım bunları hep zaman ve uzam içinde yer alan olgular olarak kavrayacağız. Bu noktada Kant, zaman ve uzamı insanın iki tür görü biçimi olarak nitelendirir ve bu iki biçimin bilincimizde her türlü deneyimden önce geldiğini vurgular. Yani bir şeyi algılamadan önce onu zaman ve uzam içindeki bir olgu olarak kavrayacağımızı biliriz.
-
2023-12-23 22:20 Kant’tan önceki filozoflar insan ölümsüz bir ruha sahip mi? Tanrı var mı? Doğa bölünemez küçük parçalardan mı oluşuyor? Evren sonlu mu yoksa sonsuz mu? gibi büyük felsefi sorular sormuşlardı. Kant, insanın bu konularda hiçbir zaman kesin bilgilere ulaşamayacağını düşünüyordu. Ancak amacı da bu sorulara hiç değinmemek değildi. Kant’a göre insan aklı bu soruları ele alırken insanın bilebileceği şeylerin ötesine geçmiş oluyordu. Ancak bir yandan da bu tarz soruları sormak insanın doğasında vardı. Bu tarz soruları sorabiliyoruz elbette ancak bunları sorduğumuzda ve olası yanıtları tartıştığımızda aklımız bir bakıma boşta çalışıyor. Çünkü bu durumda alıp işleyebileceği bir duyu maddesi yok. Hesaplaşacağı deneyimlere sahip değil.
-
2023-12-23 22:20 Kant felsefesinin işlendiği bütün kitaplarda Kant’ın felsefe alanında yaptığı devrimin Kopernik devrimine benzediği söylenir. Bu şekilde sembolleştirilmiştir. Kopernik devrimini biliyorsunuzdur. 16. yüzyılda Nikolaos Kopernikus, batı dünyasında evrenin yapısı ve gezegen hareketleri konusunda radikal bir değişim başlattı.
-
2023-12-23 22:22 Böylelikle Rönesans döneminden sonra yükselerek devam eden teolojinin bilim ve felsefe üzerindeki hakimiyeti ortadan kalkmış, insana ilişkin bakış açıları değişmiş ve dinden bağımsız bir ahlak yasası ortaya koyulmuştur. Kant’a göre her insanda pratik bir akıl vardır ve bu akıl ahlak alanında neyin doğru neyin yanlış olduğunu bize her zaman bildirir. Her türlü deneyimden önce geldiği için biçimseldir, bir takım ahlaki tercihlere bağlı değildir. Her toplumda ve her çağda bütün insanlar için geçerlidir.
-
2023-12-23 22:22 Peki nedir bu ahlak yasası? Kant ahlak yasasını kategorik imperatif olarak yani hiçbir kayda bağlı olmayan kesin bir buyruk olarak belirtmiştir. Yasanın kategorik oluşu onun her türlü durumda geçerli olduğu anlamına gelir. Bir nevi kaçınılmaz bir emirdir. Kategorik imparatif, pratik aklın temel ilkesini ifade eder ve Kant’ın etik teorisinin merkezini oluşturur. Bir eylemin ahlaki doğruluğunu belirlemek için o eylemin uygun olduğu evrensel bir prensip olup olmadığına bakmak gerektiğini söyler. Bu prensip bireysel istekler, duygular veya sonuçlar üzerinden değil, evrensel akılcılık ve ahlaki yükümlülükler üzerinden belirlenir. Yani her zaman davranışlarımızın altında yatan kuralın aynı zamanda genel geçerli bir yasa olmasını isteyebilecek şekilde davranmalıyız. Örneğin yalan söyleme evlemini bir düşünelim. Eğer bu prensibe yani yalan söylemeyi evrensel bir yasa haline getirirsek, herkes yalan söylemeye başladığında toplumda güven kaybolur ve iletişim temelini kaybederiz değil mi? Bu nedenle kategorik imperatif bize yalan söylemeyeceğimiz bir ilke benimsememizi önerir.
-
2023-12-23 22:25 Kant, tıpkı diğer aydınlanma dönemi yazarları gibi güzellik ve muhteşemlik kavramlarının nesnelerin kendinden olan özellikleri olmadığını, izleyenlerin nesnelere karşı reaksiyonlarıyla ilişkili olduğunu düşünüyordu. Ona göre güzellik ve estetik zevkler nesnelerin özünde değil, gözlemcinin zihninde gerçekleşiyordu. Bu teoriye göre güzellik nesnelerde bulunmaz ancak güzellik izleyicinin zihnindeki estetik duygusunun bir sonucu olarak karşımıza çıkar. Yani güzel şeyi veya muhteşem şeyi güzel ve muhteşem yapan şey izleyicilerin onu gördükten sonraki duyuları ve bu duyulara bağlı olarak onu güzel ve muhteşem bulup bulmamasıydı.
-
2023-12-23 20:55 Kant bu evrensel estetik yargının temelini zevk duyuma adı verilen bir yeteneğe bağlar ve estetik reaksiyonlarımızı ikiye ayırır.
-
2023-12-23 22:25 Birincisi güzele verilen reaksiyonlar, ikincisi muhteşeme verilen reaksiyonlar
-
2023-12-23 20:55 Birincisine göre düzene, hoşlanılana, armoniye, uyuma verilen reaksiyonlardır bunlar. İkincisi ise hayrette bırakan, hayranlık oluşturanlara karşı verilen reaksiyonlardır.
-
2023-12-23 22:25 Yani muhteşem olanın verdiği haz bizim dışımızda, anlamaya gücümüzün pek yetmediği bir şeye karşı hayranlıkla ilişkili bir hazdır.
-
2023-12-23 20:56 Ayrıca şunu da belirtmeden geçmeyeyim, Kant renk unsurunu estetik bir özellik olarak saymaz. Yani ona göre renk tamamen dekoratif bir unsur. Esas olan tasarımın kendisi ve kompozisyon ona göre.