Highlights

  • 2024-09-15 11:28 Mütemadiyen iş kitabı okuyan veya mütemadiyen iş kitabı dinleyen biriysen… Orada evet, orada bir melodisi oluşmaya başlıyor. Ve kendini tekrar eden bir melodi. Uzakdoğulların pipe music’leri gibi.

  • 2024-09-15 11:33 Yani bir spektrum hattında olduğunu düşünüyorum bazen ama… Çok mutlu oluyor. Hatta o kadar çok kitap okuyor ki… …benim kütüphanemde bazı kitapların arkasında notları var.

  • 2024-09-15 12:58 YouTube düşüyor. Ben artık görsel içeriklerden yorulduklarını düşünüyorum çünkü. YouTube’da 3-4 yıldır bir düşüş var.

  • 2024-09-15 12:37 …en çok oy alma ihtimali olan siyaset partiye oy vermek… …veya en çok görüşlerine katıldığımız, katılınan kişiyi desteklemek falan gibi.

  • 2024-09-14 15:10 Belki Ankara Gazi Anadolu Lisesi’nden, yani benim de mezun olduğum okuldan, aynı yıl mezunuz biz onunla.

  • 2024-09-15 13:29 okunmuyor konusu farklı bir konu diye yaklaşmak istiyorum ben ona. İstatistikler bunu söylüyor. Evet, okunmuyor diyecek kadar az okunuyor. Çünkü Türkiye’deki bütün istatistikler gibi Türkiye nüfusunun toplamından bahsediyoruz. İşte 86 milyonla başlıyoruz. Herhangi bir şeyi böldüğümüzde paydası hep o 86 milyon olunca küçücük bir şey kalıyor geriye. Hani bir oran olarak baktığımızda Böyle bir potansiyel içinde bütün tüketimler az geliyor zaten bize her şeyiyle. Belki biraz daha oraya rasyonel bakmak lazım. Yani hedeflenebilir kitle… Hedeflenebilir pazar diye baktığımızda orada biraz daha ayakları yere basan, ciddi bir şekilde düşünüp ki birçok şirket zaten böyle yapıyor bunu Türkiye’de. Sen de çok iyi biliyorsun. Öyle baktığımızda o durum biraz daha değişiyor. Yani 86 milyon nüfus değil de çok daha farklı bir topluluk veya topluluk kategorilerine hitap etmeye başladığımızda çok daha anlamlı olmaya başlıyor. Deli miyiz? Yani deliyiz herhalde biraz ama herkesin olduğu kadar deliyiz diye düşünüyorum. Benim ilk baştan beri düşündüğüm hep bir şey vardı. Yani evet, durum bu. Biz bu durumu bilmeyerek girmedik bunun içine. Yani hiç böyle, aa okumuyor muydu ya kitap, bilseydik biz bu işi yapmazdık demedim diyebilirim. Hemen hemen hiçbir zaman

  • 2024-09-15 13:31 sen inanır mısın kitap okuyan ebeveynin çocuğu da olasılıkla kitap okur. Bazı insanlar buna itiraz ediyor çünkü. Ben kesinlikle inanıyorum. Neye itiraz ettiklerine de şaşırıyorum. Ben mesela çok yüksek gelir grubunda insanların çocuğu olan, ebeveyn, aile çok yüksek gelir grubunda bazı insanların evlerinde bulunduğunda mesela evlerinde salonlarında yani yaşam alanlarında salon yaşam alanı değil mi? Hiç kitap görmediğim evler vardır benim. Sen hiç denk geldin mi böyle bir şeye? Sıfır kitap. Bak, coffee table book demiyorum. Onlara sinir oluyorum zaten. Üzerine, tepsi gibi üzerine kahve falan konulan, cildi güzel olduğu için alınan kitaplardan bahsediyor. Okunacak kitap yani.

  • 2024-09-15 13:32 Benim annem babam çok okuyor. Babam çılgınca okuyor. Yani bence biraz az okusa iyi olabilir. Çılgınca okuyor. Çünkü kendisi sürekli hedefler koyuyor, işte yılda bin kitap falan gibi böyle deli deli hedefler koyuyor, dil gibi okuyor ve bazen bu onu çok asosyalleştirebiliyor. Yani bir spektrum hattında olduğunu düşünüyorum bazen ama… Çok mutlu oluyor. Hatta o kadar çok kitap okuyor ki… …benim kütüphanemde bazı kitapların arkasında notları var. Kütüphanemdeki kitapların 4’te 3’ünün arkasında notları var. Belki sadece İngilizce olanlarda notları yok. Türkçe okuyabiliyor. Şu sayfa, şu sayfa, şu sayfa tamamını okumana gerek yok diye…

  • 2024-09-15 13:32 Ama mesela bende 10 yaş yaklaşık küçük kardeşimin o kadar iyi bir ilişkisi yok kitaplarla. O yüzden az önceki şeyi çürüttüm. Onun görmesine rağmen… Okuduğunu iddia ediyor. Bence buradan selam olsun kendisine

  • 2024-09-15 13:33 Kaç sene sonra lansmanı olmasına rağmen diğer ülkelere göre Storytel’in bu kadar ülke arasında üçüncü en fazla abonesi olan ülke. Bilmiyorum belki bir borsa açıklamaları sırasında söylenebilir. Onlar söylerse biz de burada söyleyebiliriz. İnşallah söylerler. Çünkü ben çok başarılı olduğunuzu düşünüyorum Storytel Türkiye olarak

  • 2024-09-15 13:33 Rota Yeniden Oluşturuluyor’a konuk oldum. O da çok sıkı bir içerik bence. Umarım devamı gelir onun. Perihan, lütfen onun devamı gelsin. Çok seviyorum onu. Boşanma Hikayeleri. Çok reality show gibi yani o. Çok güzel bir içerik

  • 2024-09-15 13:37 Yani bir içerik üretiyorsun. Sen bunu sadece sesli ve podcast adı altında üretiyorsun. Spotify’a koyuyorsun. Orada bir para generate etmiyor bu. Ama bunu görüntülü yapsan, hatta görüntüsüz bile yapsan, bir still image ile yapsan, YouTube’a koysan, oradaki trafik karşılığında YouTube bir para veriyor. Spotify niye para vermiyor, veriyor mu? Müziğe veriyor, podcast’e vermiyor ama bence zaten müziğe de yeterince veriyor mu, vermiyor mu? O da başka bir tartışma konusu. Bir gün verirler mi sence Spotify, verir mi bize de para?

  • 2024-09-15 13:37 Hayır, benim bir podcaster olarak açık konuşayım. Böyle bir beklentim yok. Böyle bir beklentim olduğu için bu işe girmedim. Ya da köşeye döneyim diye kitap yazmaya da başlamadım. Ama benim kendimi gerçekleştirebilmem için içerik üretmem lazım. Ve bu içerik üretme platformunu hem yazılı hem sözlü video içeriklerim de var.

  • 2024-09-15 13:37 Yani bloglar da aynen böyleydi. Ben bunu yapmazsam olmaz deyip bunu yapan insanların yapabileceği bir şey bu sadece zaten. Yani öyle kolay kolay proje işte 10 bölüm şunu yapalım, 15 bölüm bunu yapalım. Eğer şuradan şöyle bir para gelirse ben bu içeriği üretirim diye içerik üretilmiyor. Bunu çok iyi biliyoruz. yazarlıkta öyle değil mi yani? Kimse yayın evine gidip de ben bir kitap yazacağım basar mısınız basarsanız yazacağım fazarlığa girmiyor diye ümit ediyorum. Belki vardır öyle. Bizim yayın evinde olmadığına eminim

  • 2024-09-15 13:54 Yani sesli kitabın bir saati yaklaşık 35 sayfadır. 35-40 sayfa kadardır. O 35-40 sayfanın yazılım aşamasını düşün. Hani nasıl bir 35-40 sayfa yazılacak? Bir de podcastin 1 saatini düşün.

  • 2024-09-15 13:55 yanlılıklarla ilgili minik bir bilgi vereceğim. Yayına girmeden önce de azıcık konuştuk senle bunu. Bilişsel önyargılar içerisinde bandwagon etkisi denen bir etki var. Bu bizim halk arasında sürü psikolojisi dediğimiz şey, tamam mı? …en çok oy alma ihtimali olan siyaset partiye oy vermek… …veya en çok görüşlerine katıldığımız, katılınan kişiyi desteklemek falan gibi. Sürüye uyma, sürü psikolojisine uyma. Bu spektrumda bir de bunun tam tersi var ama o da en az bunun kadar… …tehlikeli bir yanlılık ve yanılsama. O da snop etkisi. Snop etkisinde de popüler olandan… İtinayla kaçınma

  • 2024-09-15 13:55 Yani sen kitap evine giriyorsun, ben burada giriyorum. Yani sadece yazar olmamdan kaynaklı değil. İyi ve okur olduğum için de kitap evlerine giriyorum. Dünyanın her yerinde en çok ziyaret ettiğim yerler kitap evleri. En az mutlu olduğum yerler Türkiye’deki kitap evleri. Hatta epey bir zamandır kitap evi imza günü yapmıyorum. Çünkü bana biraz daha oyuncakçı, hediyelik eşyacı yerleri falan gibi gelmeye başladı. Çoğu istisnalar olduğunu biliyorum. Ve orada girdiğimizde en çok satanlar, hatta işte en beğenilenler, yeni çıkanlar, bilmem neler falan filan var ya, o en çok satanlara bakıyorum. Teknik olarak bakıyorum, bir yazar olarak bakıyorum. Çok yayın evi meselelerine meraklı olduğum için bakıyorum ama kuvvetle muhtemel oradakileri almıyorum ben. Çünkü snop etkisi var bende. Bu sağlıklı bir şey değil

  • 2024-09-15 13:56 Bu son kitabımla mümkün oldu. Çiçeğe burnumda şu anda. Kesinlikle. Başarılı bir kadın olduğum için özür dilerim. Kitabımı kendi sesimle ben okudum. Ve şu anda platformda. Özellikle yorumlara bakmalarını istiyorum ama herkesin. Gerçekten özellikle yorumlara bakmanızı tavsiye ederim dinleyenlere. Çok güzel yorumlar