Highlights
-
2023-12-13 09:54 Dada, yani yeni düşünceler üretmeye dayanıyor aslında tamamen. Hatta yeni düşünceler üretip onları yaymakla kalmıyor. Duyguları uyandırma yoluyla da özün yeniden tartışılıp erenmesine yardımcı oluyor. Bir yerde olağanüstü bir sanat hareketi olabilmesi için tek kişinin olağanüstü bir heyecan duyması yeterlidir, demiştir Goethe. Dadaizm’de böyle olağanüstü heyecanın duyulmasıyla gerçeklik kazanmış bir sanat akımı.
-
2023-12-13 09:54 Bu heyecanın öyküsü nasıl mı başlıyor? Hadi sizi 8 Şubat 1916 yıllarına götüreyim. Zürich’teyiz, saatlerimiz 18’i gösteriyor. Hugo Ball’ın açtığı bir arka mahallede Cabaret Voltaire’deyiz. Tristan Zara, Joan Harp ya da Hans Harp, George Friedman Designs gibi dönemin genç ve savaş karşıtı sanatçılarıyla beraber Pierre Larousse’e ait olan bir Almanca-Fransızca sözlüğün, Böyle rastgele sayfalarından birini açıyoruz ve bulduğumuz ilk sözcük olan Dada ile Dadaizm ismi altında edebiyata ve sanata ilk isyan bayrağımızı çekiyoruz. Bu arada Dada sözcüğü Fransızca’da oyuncak at anlamına geliyor ama Dadacılar bu sözcüğü özellikle mi seçti o henüz tam bilinmiyor. O sıralar Zürich’te bulunan hemen hemen bütün genç sanatçılar gibi bir göçmen olan Hugo Boll’un amacı, Birinci Dünya Savaşı’nı muhalif bir ekibin bir araya gelip dayanışabileceği bir yer, bir mekan yaratmak. İşte Cabare Voltaire bu amacın gerçekleştiği yer olarak tarihe geçiyor. Şubat başında açılan Kabare, Şubat sonuna doğru dolup taşmaya başlıyor. Sergilerin, şiir okuma gecelerinin, alternatif konserlerin, performansların ve her türlü sanatsal eğlencenin gerçekleştiği bir yer haline geliyor.
-
2023-12-13 09:55 Türkiye’de de var. Hatta hepimizin tanıdığı birine ait olan. Kabare Voltaire’ın biraz farklı ve günümüze ulaşmış versiyonu. Gidenler mutlaka biliyordur isminden de anlaşılacağı üzere. Bodrum ve İstanbul’da bulunan Okan Bayülgen’in açtığı dada salonu Kabare. İstanbul’daki hiç gitmedim ama Bodrum’dakine gitmiştim. Dekor olarak oldukça ilginç ve göze çarpmaması imkansız bir yerdi gerçekten. Zaten bence Okan Bayülgen’de bir dadayız. Bu akının etkilerini de mekanını taşımayı başarabilmiş bence.
-
2023-12-13 09:55 Fransız şair ve yazar olan Tristan Sarra 1918 tarihinde Dada Manifestosunu yazıyor. Manifestosunu şöyle söylüyor. Dada bir protestodur, yıkıcı bir eylemdir. Mantığın yerle bir edilmesidir. İşte Dada budur. Belliğin, arkeolojinin, geleceğin yıkımıdır. Dada özgürlüktür. Çarpışan renklerin, zıtların birliğinin, grotesk şeylerin, tutarsızlıkların ifadesi. Kısaca yaşamın kendisidir. Dada-Dünya ölçeğinde şu ya da bu diyebileceğimiz bir muhalefete karşı değil ancak Birinci Dünya Savaşı başında hala evrensel ölçüde kabul gören sanat ve yazının genel böyle alışılmış kavramlarına karşı temelli bir başkaldırıdır.
-
2023-12-13 09:56 Kural bozuculuğu açısından yeni sanatsal arejdara yönelik bir ipucu olarak görülüyor bu. Mesela şiirlerini yazma teknikleri çok ilginç ve farklı. Bir gazete küpüründen bir makaleyi yazmak istedikleri uzunlukta kesiyorlar ve makaleyi oluşturan bütün sözcükleri teker teker kesip bir torbaya koyuyorlar. çorbayı karıştırıp içinden tombalı oynar gibi sözcükleri çekiyorlar ve çıkan sözcükleri sırayla kağıda yazıp şiiri oluşturuyorlar. Resimleri de buna benzer şekilde Fransız sanatçı J.N. Arp ya da Hans Arp buruşturup yere attığı kağıt benzeri materyallerin o yerdeki rastgele düzenine göre kolajlar yapıyor. Aslında bir anti-sanat akımı diyebiliriz. Çünkü çoğunlukla kendileri üretmiyor. Hazır nesneler kullanıyorlar. Yani şiiri bile yazmıyorlar. Hazır metinlerden faydalanıyorlar. Başkaldırı olmasının sebebi de budur aslında. Sanatın tek yönlü üretimden ibaret olmadığını vurgulamak. İnsanlara mekan-sanat ilişkisini sorgulattırmak. İşte bu yüzden Marcel Duchamp’ın Pissoir’ı bu denli ünlüdür. Çünkü hazır bir nesne kullanım alanının tamamen dışına çıkmış ve bir galeriye koyulmuştur. Galeriler bir eserin sergilendiği yer olduğuna göre bu çalışmada sergileniyorsa bir sanat eseri sayılmaz mı? İşte Duchamp hepimize bunu sorgulatmıştır.
-
2023-12-13 09:57 Bu arada duvara bantlanmış muz ilk bakışta çok sıradan ve saçma gelse de inanmayacaksınız ama bunun arkasında bir sanat ve bir sanatçı öyküsü var. İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan bu eseri yapan sanatçı. Eserlerinde hep bir ironi, hep bir eleştiri var. Aslında bu eserler sayesinde kurumlara, kurumsal yapılara, bireysel davranışı ve algı biçimlerine yönelik bir eleştiri getiriyor. Tarz gereği de oyun oynamaktan, dalga geçmekten ve olay çıkarmaktan keyif alıyor çocuk ruhlu bir adam. Ne yapsın? Sadece keyif almak da değil, malzemeleri, nesneleri ve türlü durumları farklı bağlamlarda kullanıyor. Örneğin bir çalışmasında Milano’da bir galerinin müdürünü duvara bantlıyor ve bu eserinin adına ”Mükemmel Bir Gün” adını veriyor. Aslında bu çalışmasında çarmıha germeye böyle farklı bir yorum getiriyor işte. Dolayısıyla duvara bantlanmış muzu da Katelan’ın sanat anlayışı ve eserlerini düşündüğümüzde tabii bir süreklilik olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Zaten kavramsal sanatta da bir süreklilik var. Bu perspektiften baktığımız zaman bu sanat yapıtını yani bu muzu Sıradan bir muza 120 bin dolar ödeyebilecek kadar dünyadaki gerçeklikten uzak yaşayan, zengin insanlar ile yoksul insanlar arasındaki gelir eşitsizliğine ve sınıfsal farka yaptığı göndermeyi net bir şekilde görebiliyoruz.
-
2023-12-13 09:58 Sanatın sadece gelineksel malzemelerden ibaret olmadığını bize anlattı Dadeizm. Şöyle düşünün. Rönesans döneminden önce sanatçıların kilise veya saraya hizmet dışında resim veya heykel yapması yasaktı. Rönesans döneminin gelmesiyle bu yasak ortadan kalktı ve artık asil olmayan, sıradan insanların da resim ve heykeli özgürce yapılabiliyordu. Hiçbir kural yoktu bununla alakalı. İşte dadaizmin gelmesiyle de sanatta geleneksel malzeme kullanımı ortadan kalktı.
-
2023-12-13 09:59 Dadaism akımı 1920’li yıllardan sonra yerini yavaş yavaş Surrealizme bırakıyor. Ondan sonrasında işte pop art ve kavramsal sanat gibi hareketin temellerinin atılmasında fazlasıyla etkili oluyor. Şu an Davut heykelinin ağzında şişirilmiş sakız olan heykel ve görseller görüyorsanız, işte bu dadayız makamı sayesinde. Bunu unutmayın.