Note

avrupada pratik insanlar icat yapmislar cunku pazar ekonomisinde boyle seylerin odulu buyuk.

Highlights

  • 2024-10-11 11:39 Görsel, işitsel insanlar avlanmaya gidiyordu. Ekip içiyorlardı, alet falan yapıyorlardı. Ustalık işi konuları üst kuşaklar, alt kuşaklar öğretiyordu. O yüzden bunun tarihini tam bilmiyoruz. Nereye kadar, ne zamanlara kadar? Özellikle yazılı kültürlerle başlattım zaten soruyu da. Evet, o yüzden öyle tabii tespit edebiliyoruz. İşte bu Samuel Noah Kramer’ın artık klasikleşmiş kitabı vardır ya, Tarih Sümer’de başlar. Onun işte bölümlerinden birinde de ne diyordu? İlk eğitim, ilk kopya. Böyle bölümleri vardı galiba. İlk kopya çekme. Yani eğitim başlamış, kopya da başlamış. Elimizdeki tabletlerde Sümer yazısını öğrenen, daha sonra da Akatlar Asurlar zamanında da Sümerce’yi bilim dili olarak öğrenen, sözlükler hazırlayan, öğrencilere ait, Acemi’lere ait tabletler var.

  • 2024-10-11 11:39 Zaten mesela Osmanlı’da falan bir marif vekaleti falan filan işte yoktu. Yani son zamanlara kadar böyle bir şey yoktu. Son 20-30-40 yıla kadar neyse. Bunlar vakıfların, dini vakıfların denetimindeydi, elindeydi. Avrupa’da da çok uzun yüzyıllar, Rönesans’a kadar falan kilise tek eğitim kurumu olarak bu işi tek elinde tutuyordu. Belki bir tek işte bu Helen Roma dünyasında çeşitli filozofların bağımsız kurulduğu, yani seküler, kendi ekollerini oluşturdukları, devletten de maaş almadan, herhangi bir dini, tarikat, vakıf grubuyla da doğrudan bağlantı kurmadan, tamamen öğrencilerinin ödedikleri ücretler, bağışlarla kendini geçindiren, Ne o? Platon’un akademiyası vardı. Aristoteles’in de neydi? Lisyum muydu? Likium muydu? Lise adı oradan geliyor diye hatırlıyorum şimdi

  • 2024-10-11 11:39 Çin’de galiba bu devlet okulları falan vardı. Yani bayağı antik zamanlarda bile çünkü Çin’de şeyden bahsediyorlar yani böyle 200-250 bin kişinin katıldığı memur sınavları varmış yılda. Okuma yazmanın çok yaygın olduğu da bir toplum. Binlerce memur seçiliyor falan sınavlarda. Ve bu kadar sınav yaptığına göre, bu kadar da memur olduğuna göre, Çin’de biraz kamu politikası olarak, Antikya’da, Orta Çağ’da bir bugünkü okul diyebileceğimiz, zaten Çin’de kilise yok. Budizm’in böyle bir çabası olmuş ama bir manastırlar sistemi ama yine devlet bu konuda tek elini bırakmamı

  • 2024-10-11 11:40 Bu arada dini eğitim anlamına gelmiyor bu. Hani böyle anlatınca hani şey düşünüyor insanlar, kilise eğitim verdiğine göre kilise sadece ne eğitimi veriyordur? Papazlık eğitimi veriyordur. Yani işte nasıl dua okunur, ne eğitimi veriyordur. Teoloji özetiyordur. Öyle değil. 13. 14. yüzyıllara kadar Avrupa’da kilisenin eğitim müfredatında dini bilimler diyebileceğimiz, yani teoloji alanı azınlıkta kalan derslerdi, yani kilise matematik, geometri, kimya, simya hatta onlar şey yapıyorlar ya, altın maltın yapmaya çalışıyorlar ya, çeşitli madenleri karıştırıp, astronomi gibi farklı hatta hukuk, edebiyat, bu tür alanlarda da kilise eğitim veriyordu. Sonra yalnız bir, şimdi adını hatırlayamadığım bir papa zamanı, 11-12. yüzyıllarda falan, kilise şöyle bir karar almış, yani sadece dini eğitim ağırlıklı Eğitim vereceğiz bundan sonra. Bunun tabi orta sınıf borcu var. Bütün okullar imam hatip olacak bundan sonra. Aynen öyle. Bundan sonra imam hatip olacak kardeşim. Bizim imam hatipler bile biliyorsunuz imam hatip değil yani şu an

  • 2024-10-11 11:40 Böyle hukuk okumaya, tıp okumaya gelecekler, buraya gelmesin dedikleri an bütün orta sınıflar, erken burcuvalar, aristokratlar çocuklarını hemen çekmişler manastırlardan. Bir anda öğrencisiz kalmış yani manastırlar. Ve bir anda seküler eğitim kurumlarının yükselişi. Tabii bir anda işte bu Bolonya’da, şurada bu Floransa’da, orada burada ne yapıyorlar, ne yapacağız diyorlar. Boğamsız hoca tutup 30-40

  • 2024-10-11 11:41 Ama tabii Arapçanın sadece bir dili olarak değil böyle çocuklukları uzanan travmatik boyutları da var. Tabii canım onu anlıyorum. O yüzden zaten… Ben Türkçe 2-3 cümle bile söyleyemezken Arapça bir sürü cümle ezbere biliyordum. Ne yapacağız? Bak 5 yaşındayım mesela. Bak 5 yaşındayım bunların hepsini biliyordum.

  • 2024-10-11 11:41 Yunanistan’ın en arkaik, bölgesi bu klasik çağda da böyle yani atinalı yazarlar eski Yunan’ın kendilerinden daha eski kuşakların bir konuyu nasıl ele aldıklarını merak ettiklerinde Sparta’ya bakıyorlardı Sparta, Argos, Mykane gibi kentler Mykane yoktu o zaman gerçi de o bölge yani Hani Korintos’tan bu tarafı güneyi, onlar için antik, kendilerinden de antik, arkaik Yunan kültürünü yansıtan. Öz Yunanlı. Öz Yunanlı gibi yani. Böyle hakiki Yunan kültürünü. O yüzden özenen de ona özeniyordu. Korkan ondan korkuyordu. Ya iyi ki bunlar gibi değiliz, biz medenileşmişiz diye sevinen de ondan seviniyordu. Yani o Platon’un gözünde o eğitim olarak Örnek alınması gereken yer Sparta’ydı mesela. Onlar hayran ona Sparta’daki eğitimi. Ama tabii Sparta’da felsefe falan yok. Bu belagat da pek yok. Yani şöyle, var da Atina’daki gibi, Protagoras’taki gibi yani kandırma üzerinden değil, daha çok savaşa teşvik üzerinden. Yani epik belagat var.

  • 2024-10-09 13:17 Film çekiyorlardı kaleye bayrak asmışlardı da kaleyi yıkıyordu Kayseriler.

  • 2024-10-09 18:25 Ama bu bütün bilimlerin, öğretilerin, okutulanların böyle bir dini bir yapısı yoktu. Aristotelesçiydi ya, İslam medeniyeti dediğin konu. Şey diyor ya Alev Alat’ta, bunu söylemiştik galiba, programlarda da sanırım konuşmuştuk. Yani batı-doğu ayrımı dediğimiz şey, İslam medeniyeti de batıdır diyordu. Avrupa ve İslam beraber batıdır. İlla batı doğuduya ayıracaksanız, yani Hint ve Çin doğudur, o taraftan bu tarafa batı doğuduya ayırabilirsiniz. İslam medeniyeti diyordu, Aristoteles’in batı medeniyeti gibi çocuğudur ama biraz daha başarısız çocuğudur. Batı, Aristoteles’in başarılı, muvaffak çocuğudur. Müslümanlar ise Aristoteles’in daha başarısız, sınıfta böyle daha geri kalmış, işte böyle notları kırık, Ama özendiği hep batıdır. Yani Müslüman bireyin entelliğiyle, entelektüeliyle, sıradan insanıyla özendiği hep batılı gibi olmaktır eskiden beri. Onlarla yarışmak, onları geçmek, referans kaynağı hep orasıdır. Birbirlerine çok benzerler diyordu ama başarısız olduğu için biraz daha sinirlidir falan filan. O ayrı konu. Yani ezildiğini düşünür, haksızlığa uğradığını düşünür ama Müslüman entelektüel hayatı ve eğitimi Aristoteles mirasına göbekten bağlı yani.

  • 2024-10-09 18:49 Bir de bir şey çıkmış işte sandalet, bir de sandalete işine gireyim. Öyle olaylar da yok. Terk edemezsin. Prekapitalist toplum aslında bu.

  • 2024-10-09 18:50 Şimdi bile hala yok demircilerin azizi bilmem kim. Balıkçıları koruyan, onları gözeten falan filan. Bunların her biri aynı zamanda kutsal iş gibi de gözüküyordu.

  • 2024-10-09 18:52 İşte o İbni Rüştüler, İbni Sinalar, şunlar bunların yetiştiği zamanlar. ama genelde simgesel bir gazali dönemi öncesi ve sonrası ayırabiliriz ben burada kabaca şunu demek istemiyorum işte gazali geldi müslüman dünyada eğitimi felsefeyi bitirdi ve işte sadece geriye işte inanç kaideleri bıraktı demek istemiyorum gazali de öyle o kadar biraz da öyle gerçi ama Yani ama hani tamamen böyle onun nizami medreseleri yüzünden işte bu noktaya geldik falan diye böyle kestirip atamam belki ama gerçekten sorgulayıcı neden sonuç ilişkilerine dönük düşünme tarzını ve şöyle söyleyeyim bilmeyenler için şimdi batıdaki bu tarzı bitiren adam yani felsefede şöyle bir gelenek vardı şimdi hocana karşı çıkıyorsun yani aristotelesi düşün bütün felsefesi platonun reddiyesi üzerine felsefenin hikayesi bu aslında yani yolunu kendin bulacaksın sana peşinen bedavadan yol yok Kendi yolunu kendin bulacaksın.

  • 2024-10-09 18:54 Ne o yani şimdi tarihte ne üniversite ya benim bildiğim hiç üniversiteli bir mucit falan ben bilmiyorum yani.

  • 2024-10-09 18:55 Aynen, şimdi o yapıyorlar ya bizde de. Es geçilen bir araştırma konusu bu. Büyük bir zanaatçı, mucit, böyle yarı bilimci, yarı şucu, tipleme de var mesela.

  • 2024-10-09 18:57 Ama 19. yüzyıla kadar, İngilizler bunu üretip de satana kadar kimsenin aklına gelmiyormuş.

  • 2024-10-11 11:38 Doğru böyle yaldızlı gri boya değil mi? Ustalık işidir o. Bunları böyle akıl etmek de hani ne bileyim, bizde o eleman yok bak. Değirmenleri böyle icat etmiş. Mesela değirmeni kim icat etti? Avrupa’da kim yaydı bunları? Bunlar böyle Çin’den geliyor köken olarak su değirmeni ama yel değirmeni Avrupa icadıdır ama kolektif icattır. Kim buldu bilmiyoruz yani. Oradaki bir takım ne diyelim onlara meslek olarak… Bir teşebbüs. ya öyle değil böyle nasıl diyeyim sana mekanikçi tipler vardır ya böyle ortaçağda mancınık yapar zihni sinir adamları mancınık yapar silah yapar şey demir döker bak mesela urban var ya İstanbul’un fethinde macer getirtiyorlar o tür tipler mesela o eleman Avrupa’da çok Demirci, kimyacı, simyacı köyde, kasabada

  • 2024-10-11 11:38 Yani bize bak Cezeri var, Ali Kuşçu var, bunlar var. Teorik, bilim konusu var. Bak Yunan da şeydi, teori de öğretiyordu Atina. pek pratiğe geçirmiyordu. Pratik bilimleri küçümsüyordu. Yani öyle iki sıvıyı kaynaştırayım, buhar vereyim, ne çıkacak? Helenistik dönemde biraz var bu. Ama genelde… -“Amele işi olarak görüyordu.” Antik Yunan’da bu amele işi olarak görülüyordu. Teorik bilim pratiğe indirilmiyordu. Ortaçağ Avrupa’sının en büyük farkı ve Rönesans’ta başlayan hikayenin teorinin pratikle bütünleşmesi. Yani şimdi Leonardo’yu düşün. uçak tasarlıyor işte denizaltı tasarlıyor helikopter tasarlıyor ya bir yandan da yapıyorlar bunu denizaltı falan var rönesansta balık adam kıyafetleri falan inmişler altın aramak için şey deniz savaşlarında batan gemilerden hazineler falan hani altınlar şeyde kalıyor ya, onları çıkarabilmek için hava tüpü, 1400’lerden bahsediyorum bu arada, hani dinleyen şey sanmasın, 1950’ler, 1850’ler sanmasın, baya baya hava basmalı, hava tüplü şeyler yapıp, bu işi yapan tipler var, meslekler var yani, midyeciler gibi yani dalıp çıkarıyorlar,

  • 2024-10-11 11:38 Öyle neden yok? Kapitalizmi oluşturan koşullar bizde yok. Yani bizde pazar adam bunları icat edecek, satacak. Ya Dunlop denilen adam bir gün tahtaymış o zaman bisikletlerin lastikleri. Ahşap, yekpare hatırlarsınız.