Highlights

  • 2024-01-05 14:58 Immanuel Kant, 1724-1804 yılları arasında yaşamış felsefe tarihinin belki de en önemli karakterlerinden biri. Çok önemli üç büyük kitabı yazar. Bunlar felsefeyle ilgilenen insanlar için birer anıt niteliğinde üç büyük kitap. Birincisi saf aklın eleştirisi, diğeri pratik aklın eleştirisi. ve yargı gücünün eleştirisi.

  • 2024-01-05 14:59 Felsefe tarihinde iki büyük taraf oluşmuş durumdaydı. Bunlardan ilki rasyonalizm. Daha Sokrateslerden bu yana gelen bir tavır. Bunlara göre bilginin kaynağı, doğru bilginin tabii kaynağı akıldır ve bilgilerimiz doğuştan gelmektedir. En özet şekliyle. Rasyonalistler deneyle elde edilen bilgiye, deneyin verilerine pek güven duymuyorlar. Bunların büyük ölçüde yanıltıcı olacağını, duyu organlarımızın bizi bilge dinme bağlamında yanıltabileceğini ve ancak kesin bilgiye ulaşmak bakımından akla güvenebileceğimiz düşüncesinden. Örneğin matematiği de bu bakımdan kendilerini bir örnek olarak düşünüyorlar.

  • 2024-01-05 14:59 Öte yandan daha önce John Locke’dan falan bahsetmiştik hatırlarsınız. Empiristler ise bilginin doğuştan geldiği fikrine katılmıyorlar, buna karşı çıkıyorlar. Bunun yerine onlara göre bütün bilgilerimizin kaynağı deneyimdir. İnsan zihni dünyaya geldiğinde diyordu John Locke. Boş bir levha gibidir ve o levha ancak deneyimlerle doldurulabilir

  • 2024-01-05 14:59 ir Hem piristir bu bağlamda ne de belki de rasyonelistir. Başka bir alan açmıştır. Bir nevi hem piristir hem de rasyonelistir diye denilebilir. Eğer bu denilemese bile en azından bu ikisinin arasında bir yolu seçmiştir denilebilir. Çünkü Kant’a göre bilgiye ulaşmak tek başına akılla mümkün değildir ve aynı şekilde tek başına deneyimle de mümkün değildir. Aslında şunu söylüyor Kant. Deneyin verileri zihnimizde doğuştan getirildiğimiz bir takım kavramlarla ya da kategorilerle işlenir ve böylece bilgi ortaya çıkarılıyor.

  • 2024-01-05 15:00 Pencereden bakıyorsunuz ve dışarıda sallanan ağaç dalları görüyorsunuz. Bunu aşağıdan birisi sallıyor ki ağacı, o yüzden dallar sallanıyor olabilir. Dışarıda duran birisi ise kafasını kaldırır ve dalın sallandığını görür. Bir de rüzgar hissetmektedir. İki görü var. Bir, yapraklar sallanıyor, dal sallanıyor. İki, rüzgar var. Kant’a göre arkadaşlar, biz bu iki deneyim verisini alıyoruz. duyu organlarımız aracılığıyla daha sonra bunları doğuştan getirdiğimiz kavramlarla birleştiriyoruz, işliyoruz ve bir bilgi ortaya çıkartıyor. Deneyim verisi, sallanan yaprak, rüzgâr, doğuştan getirdiğimiz kavram, nedensellik ilkesi, yani her şeyin bir nedeni olduğuna dair doğuştan getirdiğimiz bir bilgi var. Bu iki duy verisini, sallanan yaprak ve rüzgâr şeklindeki bu iki duy verisini zihnimizin doğuştan sahip olduğu nedensellik kavramıyla birleştiriyoruz ve böylece Şöyle bir bilgiye ulaşıyoruz. Yaprakların sallanmasının nedeni rüzgârdır. Böylece arkadaşlar Kant’ın söylediği şey aslında şu oluyor. Bizim zihnimiz dünyayı yeniden kuruyor.

  • 2024-01-05 12:32 O benim zihinsel kapasitemin ötesinde kalan, benim için her zaman bilinemez olacak olan o dünyaya Kant numenler diyor arkadaşlar. Yani biz fenomenleri bilebiliriz ama numenler bizim için bilinemezdir.