Highlights

  • 2023-12-19 21:32 Umberto Ecovarş, İtalyan bir felsefeci, aynı zamanda sanat tarihçi, aynı zamanda bir kurgul yazarı. İnanılmaz bir adam, benim hayranlık duyduğum bir entelektüeldi kendisi. Bir gün katıldığı bir gösterge bilim konferansında şöyle bir şey söylemiştim. Bugün size eksiksiz bir sunuş değil de birçoklarına göre henüz tutarsız gibi gelebilecek notlar sunacağım. Ama tembellikten değil. Çünkü biz, yatıştırıcı yanıtlar aramak için değil, tartışma yapmak için buradayız. Şimdi konuyla alakasız gibi gözükse de ben bu alıntıyı çok seviyorum.

  • 2023-12-19 21:35 Ksenafanes, Elaa okulunda yer alan ünlü dört düşünürden bir tanesi. Kendisi bir din yenilikçisi ve antik çağın aydını olarak anılır. Bakalım bu iddiaların hakkını verebilecek mi? Çünkü aslına bakarsanız o yerleşik mevcut tanrı anlayışına yönelik ciddi bir eleştiri sunuyor. Ama biz bugün onun felsefesini iki adımda inceleyeceğiz. Bunlardan ilki negatif öğretisi. Önce bir değirlemediğimi mevcut görüşlere karşı bir eleştiriyle karşılaşacağız. Bu adımda onun hakim dini öğretiye olan eleştirisini görüyoruz. Bildiğiniz gibi Antik Yunan’da tanrılar

  • 2023-12-19 21:36 Sonrasında Trakya Boğazı’ndan geçer ve bu iki boğazın arasındaki bölüme ise Bosporus denir. Bu kelime eski Yunanca öküzgeçidi anlamına gelir. Bugün bile bizim Boğaziçi’ni İngilizce’de Bosporus dememizin sebebi aslında bu mitolojik öykü.

  • 2023-12-19 21:36 Ksanofanis diyor ki… İnsanlar tanrılarını kendilerine benzer bir şekilde kurar. Onların seslerinin kendi sesleri gibi ve onların kıyafetlerinin de kendilerinin ki gibi olduğunu düşünürler. Eğer öküzlerin, atların ve aslanların elleri olsaydı ve onlar elleriyle insanlar gibi resim yapmasını bilselerdi, atlar tanrılarının biçimlerini atlarınkine, öküzler öküzlere benzer çizerlerdi. Onların her birine de kendi türlerine uygun bedenler verirlerdi. Şahane bir tespit.

  • 2023-12-19 21:37 Tanrı’yı tabii ki kendi deneyimleri üzerinden düşünmek zorundalar. Xenophanes de böyle yapmak zorunda zaten. Bunun başka bir imkanı yok. Ya onun niteliklerine dair kendi deneyimlerinden yola çıkarak bazı şeyler söyleyeceksin ya da İbrahim gibi hiçbir şey söylemeyeceksin. O ancak ben, ben olanım gibi totolojik bir önerme aracılığıyla ele alınacak. Ama buna karşı şey diyebilirsiniz mesela. Bilginin kaynağı sadece deneyim değil, aynı zamanda içsel görü olabilir, sezgi olabilir, iman sıçraması gibi şeyler olabilir diyebilirsiniz.

  • 2023-12-19 21:38 Xenophanes bize nasıl bir ipucu sunar? O şöyle söylüyor. Tanrılar ve insanlar arasında en büyük olan ne biçim, ne düşünce bakımından insanlara benzer olmayan o tek tanrı tümüyle göz, tümüyle düşünce, tümüyle kulaktır.

  • 2023-12-19 21:43 Bu yüzden Aristoteles, ki Aristoteles, Metafizik adlı kitabında kendinden önceki bütün felsefeyi özetler ve bir açıdan da felsefe tarihine bir giriş yapmış olur, Xenophanes’in varlık birdir düşüncesini ilk kez ortaya atan düşünür olduğunu söyler. Ama buradaki en ilgi çekici olan şey bence Tanrı’yı tüm göz, tüm kulak olarak nitelendirmiş olması.

  • 2023-12-19 21:43 O zaman kısanafanesin tanrısıyla İslamiyet’teki Allah’ı kıyaslamak için bir sıfatı daha hatırlayalım. Bu 99 sıfattan bir tanesi şu. Eş şehit. Zamansız, mekansız, hiçbir yerde olmayarak, her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan, yani İslamiyet’teki tanrı zaman ve mekana önsel olarak var olan bir yaratıcı.

  • 2023-12-19 21:45 Yani onu kendi yaşadığı zaman içerisinden değerlendirdiğimizde karşımıza antik çağın aydınlanmaca düşünürlerinden bir tanesi çıkıyor. İşte tam da bu yüzden bir din yenilikçisi. Peki ben böyle bir tanrı anlayışını yıkan, tanrıyı sert bir dille eleştiren gibi şeyler söylediğimde bu durum size başka kimi anımsatır? Başka hangi filozof böylesi sıfatlarla birlikte anılır? Felsefe tarihinden bir isim daha aklınıza geliyordur diye düşünüyorum. O pos bıyıklı Nietzsche. Şimdi ben bu bağlantıyı sadece Tanrı eleştirisi yapması bağlamından kurmadım.

  • 2023-12-19 21:46 Elbette hem Ksanafanes hem de Nietzsche mevcut sistemi, mevcut dini öğretiyi eleştirip yerden yere vurması bakımından ilişkili. Nasıl ki Ksanophanes bunu antik çağda yaptıysa, modern toplumda da bunu Nietzsche yapacak. Ve Nietzsche de bir antik Yunan uzmanı, bu da enteresan bir konu. Hatta böyle buyurdu, Zerdüş’te Zerdüşt karakterinin de Herakleitos olduğu söylenir, yani Nietzsche’nin antik Yunan felsefesine ilişkin özel bir ilgisi var. Dahası benim yine aralarında ilişki kurduğum başka bir kısım var. Nietzsche bu görme-duyma meselesinden bir kez daha bahsediyor aslında. 1882 yılında yayınladığı bir kitap var, o Tanrı Öldü söylemiyle bildiğimiz kitap, Şen Bilim. Önce burada mevcut tanrı kavrayışının öldüğünden bahsediyor. Hemen ardından 1883’te yayınladığı böyle buyurdu zerdüşte ise zerdüş tanrısal mahiyetiyle konuşuyor ve şöyle diyor. Geleceği görebilen biri, niyet eden biri, bir yaratıcı geleceğin hem kendisini hem de geleceğe uzanan bir köprüdür.

  • 2023-12-19 21:47 Nietzsche, Tanrı’nın her şeyi görmesi ve duyması meselesini tersine sakat olarak ifade ediyor. Nasıl ki bir duyumsamanın eksikliği bir çeşit sakatlıksa yani siz göremiyorsanız, işitemiyorsanız burada bir sakatlık varsa, Nietzsche’ye göre bir duyumsamanın fazlalığı da aslında tersine sakatlık. Yani İslamiyet’in tanrısı eğer her şeyi görüyorsa, her şeyi duyuyorsa veya kısanafanesin tanrısı tüm göz, tüm kulaksa aslında Nietzsche’ye göre bu tanrı tersine sakattır.

  • 2023-12-19 21:51 Tanrı’nın ölümünden sonra her şeyi gören, duyan başka bir şey ortaya çıktı. Nedir bu? Her şeyi gören göz olarak iktidar. Bu noktada Michel Foucault’un teorisi Panopticon’u veya 1984’te George Orwell’ın bahsettiği distopyayı hatırlayabiliriz.

  • 2023-12-19 17:36 O halde Antik Yunan’da Xonaphanes’in bahsettiği Tanrı, semavi dinlerdeki Allah kavrayışı, sonrasında Nietzsche’nin tersine sakat dediği Tanrı artık kendi varlığını modern toplumda iktidar yani devlet olarak sürdürür. İşte Nietzsche tanrı öldü derken böylesine bir toplumsal dönüşümden söz eder.