Note

hep zamanin algisina gore kendimizi sekillendiriyoruz. eskiden gobekli erkeklerin havali olmasi cok enteresan. cunku gobekli olmak zenginlik, fit olmak amelelik gostergesiydi

Highlights

  • 2024-10-11 11:21 Bayramdan sonra hayatın normalleşeceği söyleniyor. Bilmiyorum ben hala evimden çıkmış değilim. 16 Mart’tan beri dışarı adımım atmış değilim. Şikayetçi de değilim ama kayıtlara geçsin diye söylüyorum

  • 2024-10-11 10:35 leyleklerin ömür boyu göç ettiğini düşünüyordum zaten aşağı yukarı öyleymiş Üstelik reyleklerin bileklerine renkli bir halka takılırmış ve üstelik bu halkalar da ülkeler bazlıymış. İşte maviyi Macarlar takarmış, turuncuyu Almanlar falan karıştırmış olabilirim ama böyle her ülkenin kendine ait bir renk kodu varmış. bir renkli halkalı leylek gördüğünüzde onun koordinatını o bölgedeki kuş gözlemcisine bildirdiğinizde o da haritasını işliyormuş. Bunlarla uğraşan var. Şimdi bu zevksiz bir konu mu? Hayır. İlginç değil mi? Alabildiğine ilginç. Kim bilir altını eşelesek neler çıkar ama kitleler bununla oturup ilgilenir mi? O da hayır.

  • 2024-10-11 11:17 İlk kitap Seda Yılmaz’ın Mundi kitaptan çıkan esedli. Bu giysiler ne anlatır? Modanın bir adım ötesine bakmamızı, daha doğrusu belki birazcık da perdesini aralayıp arkasına bakmamızı sağlıyor. Bu endüstrinin, bu sektörün arkasında olup bitenler motivasyonları vs. bunları anlatıyor. Şevket Radu’nun Paris’te bir Osmanlı sefiri kitabı, İşbankası kültür yayınlarından çıkmış muhteşem bir eser. Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki resmi temsilcilerinin, ilk resmi temsilcilerinin gözlemleri. Bir Osmanlı’nın gözünden Avrupa, Avrupa’nın Osmanlı’ya bakış açısı ve onu, ondan etkilenme şekillerini anlatan çok önemli bir eser. Henry David Thoreau’nun Neden ve ne için yaşadığım kitabı, bu da Zeppelin’den çıktı. En azından ben oradan okumuştum. Donna Haraway’in Agora kitaplığından çıkan Cyborg Manifestosu. Cyborg, malum cyborg’un Türkçesi gibi oluyor. Yani cyber, siber. Cyborg, sibor. Yarı makine, yarı insan. Böyle hibrit yapılar vs. Malum insansı robotlar. Böyle kendi içerisinde, janra göre bir sürü farklı kisveye geliyor. Çok teknik detayına girmeyeceğim. Siborg manifestosu böyle ilk tahmin edeceğiniz gibi işte Asimov’un 3 robot yasası falan gibi bir şey bekliyorsunuz ama esasında bir feminist manifesto. Kadın erkek cinsiyetleriyle çok belirgin şekilde ayrılan insan ırkının makinalaşmaya başladığında aynı vasfı taşıyıp taşımayacağını da satır aralarında sorguluyor. Şimdi bizim kadın ve erkek oluşumuzun biyolojik bir sürü açıklaması var. İşte kadın doğurgan, erkek bilmem ne, böyle bir sürü farklılıklarımız var. Ama bunlar insan olduğumuzdan, biyolojik olduğumuzdan, robotik bir bedende ya da daha hibrit bir sistemde doğurganlık vesaire gibi, kas gücü gibi, cinsellik gibi birçok ihtiyaç ortadan kalktığında cinsiyete gerek kalacak mı? Mesela erkeksi mi olacak, kadınsı mı olacak? Böylesine ilginç konular. Çok enteresan bir kitap. Burada notlarımı alamadıklarım da var. Her bir şeyin ilginç ve kısa tarihi bu Carpe Diem’den Timas şeyinleriydi bir dönemde. Şafak Altun’un Cenk Sarıoğlu’yla birlikte yazdığı Alfa kitaptan çıkan Türk popüler tarihinde ilkler kitabı, bende ikinci baskısı var. Bunun hala baskısı var mı bilmiyorum. Ne yazık ki mevta olan bir yayına ve MTV yayınlarından bir kere daha paylaşacağım alternatifler sözlüğü. İnkılap kitabımından Ünsal Oskay’ın derleyip çevirdiği Walter Benjamin’in estetize edilmiş yaşam kitabı. Çok faydalandığım eserlerin başında geliyor Özgür Taburoğlu’nun dünyevi ve kutsal modernlerin maneviyat arayışları altbaşlığıyla oldukça tahrik edici de bir yapısı var. Birçok bölümde tekrar döneceğimiz eserlerden biri. Tabii ki bir kere daha Kudret Emiroğlu’nun Gündelik Hayatımızın Tarihi kitabı da faydalandığım eserler arasında İş Bankası kültür yayınlarından, birçok başka video ve makaleden de faydalandığım onları da açıklama bölümünde bulabilirsiniz

  • 2024-10-11 10:36 Çünkü geçmişin zenginliği, refah sembolü neydi? Beyaz tenli, bembeyaz tenli. Çünkü mavi kanlıydı aristokrasi. Neden? O kadar beyaz tenliydi ki damarları görünüyordu ve damarlarının içerisindeki mavi kanlar görünüyordu efendim beyaz teninin arkasından ama bugün mesela bronzluk neden çünkü tatile gidebilen bulunduğu yeri şartlarını terk edip kendi parasıyla bir şeyleri karşılayabilenlerin devri

  • 2024-10-11 10:37 kaslı erkek yağlı erkek gibi bugün fit kaslı erkekler modayken geçmişte bu sadece kölelerin marabaların işçilerin ayak takımının göstergesiydi. Hiçbir zingin aristokrat böyle kastımastı olmazdı.

  • 2024-10-10 15:34 E tabi bizzat kırık kıyafetler de algı değiştiriyor. Mesela geçtiğimiz bölümlerden birinde neyi işledik?

  • 2024-10-11 10:37 Mesela bugün birçokları için Türk ya da yabancı Osmanlı’nın sembolü gibi görünen fes Esasında Osmanlı’nın modernleşme çabası sonucunda Kuzey Afrika’da fastan getirdiği bir modaydı. Değil mi? O da bir modaydı aslında. Sonrasında işte Padişah burada İstanbul’da fes fabrikası kurdurdu. Fesi mecburi kıldı. Ne için? artık böyle sarık cübbe bilmem ne takke giyinmesin diye herkes fes giyecek diye onun için işte takkeliler fesliler vesaire gibi sarıklılar fesliler gibi ayrımlar oldu halk arasında yani Atatürk dönemindeki şapka devrimi neyse işte o son Osmanlı dönemindeki Fes devrimi de böyle bir şeydi.

  • 2024-10-11 10:37 Yani bugün Orta Doğu toplumundaki bu uzun Yemeniler, Enthaliler bilmem neler de onun türevi gibi sayılabilir ama örneğin hala bugün kültüründe varlığını sürdüren İskoçların kilt denilen bugün gözümüze etek gibi görünen ama esasında uzun bir bezden ibaret olan kıyafetini düşünün. Üstelik kilt birçok işleme de sahiptir. Örneğin işte ata binip inme konusunda rahatlığı, tuvaletini yaparken rahatlığı, doğaya veya işte ne bileyim geleneksel tuvaletlere ama onun ötesinde mesela kirtin birçok kullanım alanı var. Onu çıkarttığında akşam Battaniye olabiliyor, çadır yapılabiliyor o kilitten. Küçük, tek kişilik çadır. Bir işlevi var yani. Öyle arkadaşlar bu pantolon zor işte bacaklarımızı sıkıyor, etek giyelim püfür püfür rahat olsun diye çıkmış bir şey değil. Bir kültürün, bir davranış kodunun formundan çıkıyor bütün bunlar.

  • 2024-10-11 10:37 Kadının giyim kuşam ve moda başlığı altındaki bütün seçeneklerini düşündüğümüzde erkek giyimi, erkek modası dediğimiz şey baya sıkıcı kalıyor.

  • 2024-10-10 15:38 Kadın ise alabildiğine renklenmiş, alabildiğine çeşitlenmiş vs. Ama bu tarihin her döneminde böyle değilmiş.

  • 2024-10-10 15:40 Tabi işte bu geleneksel Osmanlı kıyafetleriyle kaftanı, kavuğu, osu, busu, beraberindeki askerleri, onların ilginç üniformaları vesaire böyle Baya karnaval gibi oluyor.

  • 2024-10-11 11:18 İran ordusu tabi çok güçlü bir ordu. Türk beylerine, Türk şeylerine, kollarına kök söktürüyor. Ordusu zafer üstüne zafer kazanıyor. En büyük sırlarından biri de atlı askerleri. Çok iyi atlı askerleri var. Çünkü at üstünde çok iyi işte kılıç kullanıyor, ok kullanıyor, bilmem mızrak kullanıyor, her neyse işte o dönemin savaş aletleri. Bunun da en büyük sebeplerinden biri ata çok iyi tutunuyorlar. Şimdi ata tutunma ne? Atın bir eğeri var, işte üzengisi var, bir de tuttuğunuz o kulbu var, ne deniyordu onu unuttum. Üzengi de ayağımızı geçirdiğimiz yer. Oraya iyi tutunmak lazım. İyi tutunmanın sırrını da neyle buluyorlar? Topuklu ayakkabı. Topuklu ayakkabı İranlıların icadı.

  • 2024-10-11 11:18 Ha tarihte daha önce yok mu? Var şüphesiz. Mesela Kudret Emiroğlu’nun günlük hayatımızın tarihi kitabında burada detaylarıyla bahsediliyor. Sayfa 221’de başlıyor. Mesela bilinen en eski ayakkabı M.Ö. 2000 yılında Mısır’daki papürüslerden yapılan sandallarda ortaya çıkıyor. Sonra eski Yunan’da, Roma’da vesaire çıkıyor. Peki yüksek topuklu Topuk nereden çıkıyor? Yine döneriz gerekirse bu kaynağı ama. Yüksek topuk işte İran askerlerinden çıkıyor. Ata daha iyi tutunabilmeleri için

  • 2024-10-11 11:19 14. Louie hakkında Oldukça enteresan detaylar da vardır. Örneğin kayıtlara göre hayatında sadece 3 defa yıkandığı söz konusu. İnanılmaz derecede parfüm tüketiyor. Günde 3 defa iç çamaşırını değiştiriyor. Kokmamak için fakat fena halde koktuğu kayıtlara geçiyor. En kötü kokan tarafı da ağzı, nefesi, karısı ve metresi. Bununla ilgili günlüklerinde çok kötü şeyler yazmışlar. Parfüm kullanıyor sürekli. Kötü kokmamak için neden yıkanmadığı bir muamma ama parfüm de migrenini tetiklediği için bir sürü dertler çıkıyor vesaire. Üstelik kıyafetleriyle yıkanıyor kayıtlara geçen yıkanmasında da.

  • 2024-10-11 11:19 Ve bazılarının bugün bazı söylemlerde iddia ettiği gibi işte Fransa’da yollar pislik içindeydi, topuklu ayakkabıyı onlara basmamak için icat ettiler. Öyle bir şey de yok. O dönemde yol dediğimiz şey toprak, çamur ve bu topuklu ayakkabılar o çamurlara batmaya yol açıyor. Dolayısıyla hiç kullanışlı bir şey değil. Zaten bu yüzden moda oluyor. Zenginler diyor ki bizim sokakta yürüme gibi bir derdimiz yok onun için biz topuklu giyiyoruz. Siz halk normal ayakkabı giymek zorundasınız çünkü o işte çamur dolu, pislik dolu yollarda batmamak için. Ama onlar da bir şekilde giyiyor. Ondan sonra bakıyorlar ki bu topuk herkese indi kardeşim. Kral ferman yayınlıyor diyor ki kırmızı topuğu sadece saray ve mahkeme görevlileri giyebilir diyor. Sonra sınırlama getiriyor topuklara. Diyor ki işte aristokratlar saray erkanı falan şu kadar santim topuklu giyebilir, halk bu kadar giyebilir vesaire diye. İşte bu 14. yüzyılda yani 1670 yılında bu topuk yarışı başlıyor

  • 2024-10-10 15:48 Yani topuklu ayakkabı kadınlara erkekleşme hülyasıyla geçiyor. Erkek gibi olmak için topuklu ayakkabı giyiyorlar.

  • 2024-10-11 11:21 Çünkü aydınlanma çağında akılcı ve kullanışlı olana yönelik bir sapma başlıyor. Yani bu çağda diyorlar ki artık bu süs püsün bir anlamı yoktur diyor. Artık işlevin anlamı vardır, kullanışlılığın anlamı vardır vesaire diyor. Ve imtiyazları belirleyen şey kılık kıyafet olmaktan çıkıyor, eğitim ve beceri haline geliyor. Yani senin ne kadar iyi eğitim aldığın, ne kadar çok kitap okuduğun, ne kadar bilgili olduğun belirleyici oluyor ve bu da erkeklerde giyimin pratikleşmesine sebep oluyor ve İngiltere’den başlayarak, neden İngiltere’den başlayarak? Çünkü orada sanayi endüstri devrimi başlıyor ve sanayi endüstri devrimiyle birlikte yeni sınıflar doğuyor ve erkeklerde ciddi bir Sadeleşme başlıyor. Kıyafetler sosyal sınıfları temsil etme özelliğini yitiriyor. Sadeleşiyor, soluklaşıyor erkekler gitgide.

  • 2024-10-10 15:53 Bu dönemdeki kadın imajlarında hep topuklu ayakkabılar var. Yani bugünkü seksi kadın, seksi iç çamaşırı vesaire dediğimiz kodların çoğu o dönemdeki fotoğraflarda kendisini buluyor.

  • 2024-10-10 15:54 Kapatacağız mı bu fabrikaları? Hayır. Ne yapacağız? yeni modalar türeteceğiz yeni şeyler bu senin aldığın pantolon vardı ya o bol paça bitti onlar artık işte bol kesim artık slim fit slim fit aldın ya o da diyor artık ultra slim fit ultra slim fit almıştın değil mi sen aldın ama artık skinny fit skinny fit mi aldın ama artık onlar çok kır o şeyler artık giyme soytarı gibi gerçekten bu bir de bizde bu ultra slim fit falan giyenler içimden diyorum ki ya senin hiç mi arkadaşın yok Hiç mi dostun yok?

  • 2024-10-10 15:55 Dostluk bitti. İnsanlık bitti. Ama moda var. Moda olacak. Devamlı edecek. Daha da bizi soytarıya çevirecekler.

  • 2024-10-11 11:20 Hep aynı renkler, hep aynı kesimler. Bugün Dolce & Gabbana’nın mesela işte Versace’nin onun bu muhafazakar giyime yönelik İslami usullere uygun kreasyonlar çıkartmasını boşuna mı? Yani bunların ucunda tabi ki artık İslami kesimin de tüketim tuzağına düşmüş olması, artık onların da dünya birleşmiş olması, İslamiyet’in bugün sadece ve sadece bir kimlik faktörü olması da var. Yani bugünün Müslümanı için Müslümanlık yaşamının renklerinden biri. Hiçbir şeyden fedakarlık etmek istemiyor. evinde, kıyafetinde, arabasında, yaşamında, düğününde, eğlencesinde, cenazesinde. Onlar da artık yani modern dünyanın seküler bütün kurallarına uyum sağladıla

  • 2024-10-11 11:21 Örneğin Türkiye’de pamuk tarlalarının üretim miktarlarına bakın. Ne seviyeye indi. Neredeyse üçte birine indik. Çok kısa bir süre öncesine kıyasla. Dolayısıyla artık pamuklu kıyafet zor. İpek, değil mi? Yani Marmara bölgesi, özellikle Bursa ve civarı ipek üreticisiydi. İpek, işte kozacılık, bilmem ne… Kaldı mı? Çok az. Dolayısıyla ne oldu? Fiyatları fırladı. İşte angora, tavşan, Ankara hayvanları, küçükbaş hayvanlarından çıkan materyaller. Keten mesela, değil mi? Bakın bütün bunlar, şile bezi. Bütün bunlar bizim, sadece benim gibi modayla hiçbir ilgisi olmayan, çok yüzeysel bilgiye sahip olanların bile bir çırpıda sayabildiği şeyler. Ama bugün ne oldu? Yok. Üstelik daha acısını biliyor musunuz? Bunların uzmanlıkları yok oluyor.

  • 2024-10-10 16:44 Fırçala bir parlat. Efendim uçlarını bir düzelttir. Kaşlarını bir al şöyle. Şuralarından kılların çıkmış bir epilasyona git.

  • 2024-10-11 11:22 Dünyanın en büyük internet kullanıcı nüfusu Çin’de. Sonra Amerika Birleşik Devletleri geliyor. Malum ülke olarak Çin’deki kullanıcılar Tabii ki influencerları köşe yapıyor. Bugün en kötü, en uyduruk Çinli moda influencerının aylık geliri 100-150 bin dolar arasında. 100-150 bin dolar. Beni hangi tarihte izliyorsanız Türk Lirası Kurulu’ndan çarpın, bölün bakalım ne geliyor. Bu enva satının kazandığı

  • 2024-10-11 11:22 Kadın da bunu kabullenirken yani kadın da süsün püsün cazibesine kapılıyor. Küpelerdi, kolyelerdi, rimellerdi, rujlardı, saç boyalarıydı, allıklardı, fondötenlerdi, bileziklerdi, yüzüklerdi, ayakkabılar, topuklar, etekler, tayyörler, fularlar, eşatlar. Bitmeyen bu dünyanın bu cafcafı bu albenisi Erkeğe aklı bıraktı işte. Erkek ne dedi? Ben aklımla varım dedi. Bunlara hiç ihtiyacım yok. Ben dedi artık sığır gibi yaşayabilirim. Uyumsuz kıyafetler giyerim. 2-3 tane kombinasyonla bütün ömrümü geçiririm. Saçım dökülür karizmatik olurum. Göbeğim çıkar karizmatik olurum. Değil mi? E şimdi bunun kadın dünyasında karşılığı var mesela değil mi? İşte kıllı erkek seven var. Kılsız seven var. Saçlı, saçsız, şişman. İşte yaşlı, yaşlıyı seven var. Kadının cildi kırıştı mı ne oldu? Milf ötesi bir şeye dönüştü değil mi?