Highlights

  • 2023-12-06 09:07 Ve o kadar önemli ki, Daniel Kahneman, birçok isim için şu anda yeryüzünde yaşayan en ünlü psikolog, 2002 yılında Nobel ödülünü almış. Tversky ne yazık ki daha erken bu dünyadan göçtüğü için kendisi alamamış, kahneman almış bu ödülü.

  • 2023-12-06 09:07 Hele ki psikoloji alanından gelmesi ve bu ödülü alması da onu hakikaten çok daha etkili bir pozisyona getirmiş.

  • 2023-12-06 09:20 Çünkü referansınız ortada bir yerde zaten 0 liraya inmişti. Üzerine gelen 500 bin lira sizin için ekstra bir kazanç oldu. Referans noktası böyle bir şey.

  • 2023-12-06 09:21 Sizce Gandhi 114 yaşından fazla yaşamış mıdır dediğinizde ve daha sonrasında yaşı tamir etmesini istediğinizde karşıdaki kişiler muhtemelen böyle işte 90-95 yaşında öldü falan gibi bir şey söyler. 35 yaşın üzerinde yaşamış mıdır, yaşı nedir diye sorsanız işte 50-55 der. Yani daha en başta verdiğiniz bir takım ipuçlarıyla vereceği cevabı, alacağı kararı manipüle etmiş oluyorsunuz.

  • 2023-12-06 09:38 Biz insanlık olarak riskten kaçınıyoruz. Riskli kararların etkisi kazanca dair kararların etkisinden daha kesin, kesif hatta öyle söyleyeyim. Bunun için güzel bir deney var. Daha doğrusu soru seti. İki tane senaryo var. Senaryolarından bir tanesi şöyle A ve B şıkkı diye. %80 olasılıkla 10.000 lira kazanacaksınız veya %20 olasılıkla hiçbir şey kazanmayacaksınız. Diğer seçeneğimiz ise %100 olasılıkla 8.000 lira kazanacaksınız. Bu soruyu insanlara, bilim insanları yönelttiklerinde %80 olasılıkla B şıkkını tercih ettiğini görüyoruz. Yani her 10 kişiden 8’i diyor ki ben %100 olan o 8 bin lirayı alıp gideyim. Çünkü diğerinde %20 hiç para kazanamama ihtimali var. Tamam %80 olasılıkla 10.000 lira kazanma ihtimali de var ama ben o 8.000 lirayı alıp gideyim diyor. İkinci senaryoda ise %80 olasılıkla 10.000 lira kaybedeceksiniz veya %20 olasılıkla hiç para kaybetmeyeceksiniz. P şıkkı ise %100 olasılıkla 8.000 lira kaybedeceksiniz. Burada da şöyle tahmin ettiğiniz gibi tam tersi A şıkkı %92 ile tercih ediliyor. Özellikle daha çok tercih edilmesinin sebebi kesinlikle kaybedeceğimiz %100 ki kaybetmemizin garanti olduğu bir noktada bulunmak istemiyoruz. Halbuki daha az kaybedeceğiz. Ötekinde %80 olasılıkla 10 bin lira kaybetme gibi bir riskimiz var. Arada 2 bin lira fark var. Ama olsun ya %20 olursa? ve hiç para kaybetmezsem duygusuyla deneklerin %92’si burada da A şıkkını seçiyor. Buradan şunu söylüyor Kahneman ve Tversky söz konusu risk olduğunda biz hemen o riskten uzaklaşmak yani kaybedeceğimiz kesin ise oradan uzak dururuz. Kazanç olduğu da ise tam tersi, daha az da olsa garanti olan yerde konumlanırız.

  • 2023-12-06 09:40 Burada değerin 1’e 2 olduğu söyleniyor. Şöyle, 10 liralık bir kayıbın etkisiyle 16-25 liralık bir kazancın etkisi birbirine eş güçte. Güç burada önemli olan. Yani bu ne demek? 16-25’in de ortalamasını alırsak aslında 10’a 20 gibi. 10 liralık kayıp bizim için 20 liralık kazançla eşit seviyede. Anca kompansa ediyoruz ağırlığı tartarken, bir karar verirken vs. Çünkü genellikle dediğim gibi kayıplar daha önemli.

  • 2023-12-06 09:41 Beynimiz Kahneman’a göre iki sistemle çalışıyor. Birinci sistem, ikinci sistem. Birinci sistem hızlı, sezgisel ve duygusal. Örneklerle bir nesnenin bir diğerinden daha uzakta olduğunu saptarken birinci sistem çalışır diyor. Mesela bir sesdeki düşmanlık ifadesini hissetmeye çalıştığımızda birinci sistem çalışır diyor. Mesela boş bir yolda araba sürüyorsanız birinci sistemle sürüyorsunuzdur diyor. Mesela iki artı iki sorusuna cevap veriyorsanız bunu birinci sisteminizle yapıyorsunuzdur diyor. İkinci sistem ise daha yavaş, daha kontrollü ve daha mantıksal olan sistem. Burada tabii ki bir hesap, bir planlama devreye giriyor. Ne gibi örnekler? İşte diyelim ki kalabalık ve gürültülü bir odada belli bir kişinin sesine odaklanmak. Ya da normalde yürüdüğünüzden daha hızlı yürümek. Şaşırtıcı bir ses tanımak için belleğinizi şöyle bir taramak, birine telefon numaranızı vermek vs. gibi işlerde yani aslında bir hesaba giriyorsunuz diyor.

  • 2023-12-06 09:44 Bir de gürültü kavramından bahsediyor Kahneman. Bu gürültü kavramını ben çok beğendim. O yüzden özellikle bu kısma eklemek istedim. Gürültü kararların değişkenlik olasılığı. Fakat değişkenlik derken bunlar birden fazla sebebe bağlı olabilir. Yani nasıl anlatayım? Önyargı belli bir yönde değişmesi veya belli bir kişi tarafından, çalışanlar için düşünün, çalışanlarınızın bir kısmının yanlış kararlar aldığını görüyorsunuz. Ama gürültü öyle değil. Aynı kişi farklı zamanlarda farklı kararlar alabiliyor. Ve bu kararların da kendi içinde de bir tutarlılığı yok. Belli bir yöne doğru değil. Önyargı öyle değil.

  • 2023-12-06 09:45 Yani patolojideki örneği vereyim mesela, inanılmaz bir şey. Patoloji uzmanlarının biyopsi sonuçlarını iki kere değerlendirmesini istemişler. Yani iki farklı zamanda ve bu iki değerlendirme arasındaki korrelasyon sadece 0.61 çıkmış. Neredeyse yarı yarıya. O kadar farklı ki değerlendirdikleri şey birebir de insan hayatını etkileyecek bir biyopsi sonucu yani. Karşı tarafa patolojiden çıkan, biyopsiden çıkan sonucun derecesi nedir? Şu kadar tehlikeli, bu kadar tehlikesiz falan gibi bir şey söyleyeceksiniz. 0.61 korelasyon çıkmış. Parmak izi ölçenlere bakmışlar. Keza öyle. Eşleşen parmak izi bulamıyor ama başka bir sefer yaptığında buluyor vs. Mesela yazılımcılara farklı günlerde verilen bir işin tamamlanma süresini sormuşlar. Sorunçlar %71 değişiklik göstermiş. İnanılmaz yani birisi bir saat demiş ama aynı kişi başka bir gün sorulduğunda başka bir saat vermiş, başka bir kişiye sorulduğunda o başka bir saat vermiş ve buna gürültü deniyor. Yani özellikle insanların kendi inisiyatifiyle verdiği kararlarda… Bu gürültüye çok sık rastlanıyor. İnsan günün belli saatlerinde, hava lodosken, bulunduğu ortam soğukken, sıcakken vs. farklı tepkiler verebiliyorlar. Burada da çalışma hayatında bir standartizasyon gerekiyor, bir algoritma oluşturmak. Mümkün olduğunca objektif kriterlere bağlamak ama bazı mesleklerde mümkün değil. Ne bileyim, yargıçlık vs. gibi mesleklerde. Sigorta işinde keza bir değer biçiyor, eksper var vs. Dolayısıyla bu çok kolay bir şey değil. Ama önemli olan şey şu, yine biz kendi gündelik hayatımıza uyarlarsak, biz de mesela bazı kararları bazı zamanlarda vermemeliyiz.