Teknoloji müziğe zarar mı veriyor?

Highlights

• 2024-07-16 07:57 Bu kısımda tüketmesinin daha kolay olmasından dolayı da negatif etkilendiğini düşündüğümü anlatayım. Tekrar söyleyeyim, bu programda bana ilham veren Rick Beato’dur. Onun bu konudaki görüşleri YouTube kanalında var.

• 2024-07-16 08:01 Ya da işte Best Of diye ilk çıktığı zaman CD basımları kolaylaştıktan sonra işte Best Of Mozart ya da 40 tane Beethoven ya da işte Best Of Miles Davis’ler çıktığı zaman o zaman fark etmiştim.

• 2024-07-16 08:02 Geçen gün burada yaşadığım yerde Gent’te Belçika’da bir böyle bit pazarında gördüm.

• 2024-07-16 07:59 Özellikle her gün dijital platformlara kaç şarkı eklendiğine baktığımız zaman 100.000 şarkı olduğunu görüyoruz. Bu da saniyede bir neredeyse. Şimdi Rick Beato’nun da verdiği örneğe aynen katılıyorum.

• 2024-07-16 08:20 Bana göre bu sorun cevabı yani giderek yaygınlaşan teknoloji kullanımı. Bunun için de tabi ki yapay zekâ da giriyor. Bunun için de tabi ki bazı modellemeler, bazı programlar, altyapılar, pluginler de giriyor. Benim cevabım evet maalesef değersizleştirdiği yönünde

• 2024-07-16 08:15 Bunu aslında iki hafta önce Rick Biado’nun kendi YouTube kanalında The Real Reason Why Music Is Getting Worse diye bir 12-13 dakikalık program hazırlamış. Ben Rick Beato’yu takip ediyorum çeşitli müzisyenlerle. Özellikle tabii rock ve caz jandarında konukları oluyor. Bunu dinler dinlemez söylediklerinin hepsine katıldığımı düşündüm ve dedim ki bunu ben de açık radyoda gündeme getireyim. Şimdi alıntıyı yaptığım kişi de bir müzisyen aynı zamanda Rick Beato. Çok kabaca benim oradan alıntılamak istediğim şey aslında konuyu ikiye bölmesi. Çok stratejik olarak da bu iki konuyu beşer dakikada açması. Bunlardan bir tanesi teknoloji aslında giderek yapılmasını kolaylaştırdığı için katkıdan çok zarar veriyor müziğe. İkinci bölümde de tüketmesi kolay olduğu için zarar veriyor.

• 2024-07-16 08:17 Fakat fazlaca bastan alma şansının olmaması çünkü stüdyoların saatleri, ekipmanların hazır edilmesi, ses mühendislerinden tutun da işte oradaki bütün görevlerin orada hazır olması falan kayıt sırasında birçok kişinin artık olabildiğince hazır olmasını gerektiriyordu. Kayıt müzisyenlerinin iyi olması gibi bir zorunluluk vardı. beğenerek dinlediğimiz eserlerin kayıtlarında hemen hemen bir sürü teknik uzmanlığın gerektirmesi o kayda gidecek olan müzisyeni oldukça artık son noktasına gelmiş derecede hazırlanmasını gerektiriyordu.

• 2024-07-16 08:17 daha da kötüsü autotune gibi bir takım pluginlerle şarkısını söyleyen kişinin detone oluşları 1-2 koma aşağı yukarı kayması falan kolaylıkla plug-inlerle düzeltilebilir. Bu kötü mü? Şöyle ki eğer buna çok ihtiyaç duyuyorsanız yani bir defa daha baştan almak yerine auto-tunelerle düzeltiyorsanız sizin sesinizin kontrolü hem sanatsal hem teknik açıdan söylüyorum pek de o kadar üzerinde durmanızı gerektiren bir konu olmuyor. Yani o kadar ona çalışmanız gerekmiyor

• 2024-07-16 08:17 Dolayısıyla bu bir yazarın kalemle yazmasıyla daktilo yazması arasındaki fark gibi değil. Çünkü orada daktiloyla, tabii bir yazara sormak lazım bunu ama tahmin ediyorum ki kalemden takloya ya da hatta kendi sesiyle okuyarak onu bir takım deşifre eden aletlerle kağıda ya da işte dijital bir ortama geçiren aygıtlar belki bir teknolojiyi kullanma anlamında ya katkısı olabilir fakat yazarın yaratıcılığına ya da performansına pozitif etki eder mi? Doğrusu bilmiyorum ama çok şüpheliyim

• 2024-07-16 08:18 Yapılan araştırmalarda bir müziğin müzikal kalitesi, hani deriz ya çok iyi yorumlamış bu, bunu çok iyi yorumlamamış dediğimiz şeylerdir. Özellikle yorum meselesine gelince iş, bununla ilgili çok çalışma var ve ben de bu çalışmaların önemli bir kısmını okudum ve de kendim de uyguladığım için biraz güvenerek söyleyeceğim bunu. Zamanı sanatçının nasıl böldüğüne bağlı olarak müzikalitenin arttığını görüyoruz. Yani rubato da diyebiliriz ona ya da işte hani diyelim ki bir saniyede 32 tane nota varsa ya da bir dakikada diyelim ki 68-64 tane nota varsa onlar arasında matematik olarak eşit, aritmetik olarak eşit bölünmüş bir zaman yok. Genelde, yanılmıyorsam şiftin olması lazım, bir piyanistin çalışmalarını incelediğimiz zaman görüyoruz ki notalar arasındaki zamansal bağımsızlık yani eşit olmama durumu müzisinin o müzikten de yola çıkarak ne anlatmak istediğine dair yani müzikal fikirlerine dair o müziğin anlatmak istediği fikir ve duyguları aktarmasında başarılı olup olmama kıstasına kadar iniyor.

• 2024-07-16 08:21 Şimdi o kadar çok var ki insanın psikolojik yapısının ötürü bir değersizleştirme, bir işte kolay easy come easy go gibi böyle kolay geldi kolay gider gibi bir psikolojiye itiyor diyor. Aslında kendisinin verdiği örneklerde işte bir Led Zeppelin albümünü satın alırken ya da işte Bundan 30-40 yıl önce bir albüm satılırken ki duygularını anlatıyor.

• 2024-07-16 08:21 Çünkü ben 1980’lerde, o zaman İstanbul’da yaşarken bulamazdık kolay kolay. Ben 90’lardan sonra sıklıkla Almanya’ya gidip bütün kayıtlarımı kendim alırdım. Binlerce CD’mi olurdu tabi, plam olurdu. Çünkü… O CD’yi aldığım zaman böyle içim içime sığmazdı. Buna birçoğunuz da eminim ki katılacaktır. Bu sadece müzik ürünü, CD, kaset ya da gramofon ya da plakla sınırlanmaz. Kitaplarda da, dergilerde de bu böyledir. Ne bileyim National Geographic gibi dergileri biriktirirdik ya da işte onun gibi belgesel ya da işte atlasları biriktirirdik. Çünkü o sadece bir katı bir madde değildi bizim için. Elle tutulan, gözle görülen, sevdiğimiz bir şeyin vücut bulmuş haliydi

• 2024-07-16 08:22 Şimdi 999’a, 1899’a neyse aylık abone olduğumuz herhangi bir dijital platform bize bunu mu dinlesem şunu mu dinlesem diye o kadar kolaylıkla her aradığımızı sağlıyor ki burada insan nefsinin önemli bir şekilde yani insanların çoğunun nefsine yenik düşerek başını sonunu dinleyip ya da işte çabuk geçip bir an önce bu hani işte aşağı doğru kaydırma yöntemiyle büyümüş çocuklarda hele çok çabuk tüketildiğini görüyoruz

• 2024-07-16 08:22 Ya da işte Best Of diye ilk çıktığı zaman CD basımları kolaylaştıktan sonra işte Best Of Mozart ya da 40 tane Beethoven ya da işte Best Of Miles Davis’ler çıktığı zaman o zaman fark etmiştim. Ben de almıştım hatta Best Of Mozart’ı. Çocuktuk tabii. Onu aldığım zaman bakıyorum ki bütün o lezzet azalmış. İşte çok da aslında beğenmediğim bir orkestrada. Daha ucuza kaydettikleri için, daha az zorluk çıkarttıkları için onlardan konmuş. O orkestralardaki müzisyenler de müzisyen ama bir orkestra olabilmek başka bir şey. Çok daha büyük bir kültür, çok daha büyük bir altyapı gerektiriyor. Dolayısıyla bazı kişiler Chicago Filharmoni’den Mozart dinleyebilmek isteyebilir. Kimisi daha küçük gruplardan, Mannheim orkestralarından dinleyebilir